TEST K - Bölüm 8
Bölüm 8 – Joker
Yazar: Syhx
Editör: Aesh
Ertesi sabah, Kita resepsiyona gidip kıyafetlerini aldı ve odasına çıkıp giyindi. Canavarı biçen kişinin kendisi mi, başkası mı olup olmadığını tam hatırlamadığından içinde hala bir kuşku vardı.
Fakat şimdilik dün yaptığı planı uygulamalıydı, otelden çıktı ve tavernaya doğru yürüdü sabahın erken saatleriydi. İlanı ne kadar erken verirse o kadar çok görev yapabilir ve seviyesini yükseltebilirdi.
Tavernaya vardıktan sonra resepsiyona doğru yaklaştı.
“Selam tekrardan.”
“Bakıyorum da erkencisin, yine mi deneyimli görev almak için geldin.”
“İşin aslı görev için gelmedim bir ilan vermek istiyorum.”
“İlan mı? Tamamdır görev ne peki?
“Ee, şey tam olarak öyle değil, kendimi gruplar için bir nevi joker kart yapmak istiyorum. Herhangi bir gruba bağlı kalmak istemiyorum bundan dolayı böyle bir çözüm düşündüm, kendimden yüksek seviye gruplara katılacağım ve %50 gelir isteyeceğim.
“İlginç! Hiç bu tarz bir istekte bulunan olmamıştı. O zaman sana “Joker Kart” isimli bir ilan açıyorum. Deneyimli seviye, görevlerde yardımcı olacak ve %50 gelir alacak. İlanı daha ayrıntılı yazmam için, kendinden biraz daha bahseder misin?”
“İsmim Kita, cinsiyetim erkek boyum -”
“Daha çok aldığın eğitim ve edindiğin tecrübeden bahsedersen sevinirim bu bilgilerin çoğu bizde var zaten.”
“Tamamdır, Liva Sensei’den eğitim aldım, diğer eğitimlerden farklı olarak kalkan eğitimi almadım fakat kılıç olarak katana kullanıyorum. Aynı zamanda katanayı kalkanım olarak düşünebilirsiniz. Günde ekstra olarak her gün 2 saat fazla çalıştım ve normalin aksine deneyimli olarak mezun oldum. Şu an yaptığım görev sayısı 1 fakat kendime güvenim tam.
“Teşekkürler, bunları ilanına ekliyorum. Tavernanın içine ve dışarıdaki panoya ilanını asacağız. Eğer bir talep gelirse sana nereden ulaşabiliriz.”
“Vaktimin çoğunda ya burada ya da otelde oluyorum, oda numaram 23.”
“İlanın başarıyla tamamlandı artık geriye beklemek kalıyor.”
“Teşekkür ederim.”
Ardından Kita tavernada oturmaya devam etti. Karnı acıktığı için ramen sipariş etti, etraftaki insanları gözlemledi. İlanı vereli birkaç saati geçmişti fakat gelen kimse yoktu “Otele mi dönsem ya da görev alıp kendim mi yapsam? Ama ya tam giderken birisi gelirse en iyisi bekleyeyim.” diye düşündü.
Uzun bir bekleyiş sürecinden sonra birisi Kita’nın masasına doğru yaklaşıyordu. Kısa boylu ama sert bakışları olan biriydi. “Sonunda biri ilanımı gördü!” diye geçirdi içinden Kita.
“Selamlar, bir şey soracaktım.” diye seslendi adam.
“Evet dinliyorum” diyerek ciddi bir tavır aldı Kita nede olsa bu ilk işiydi.
“Nasıl maceracı olabileceğimi biliyor musunuz?”
“N-Ne? Ha… Şey danışmaya sorarsan ayrıntılı bilgi alabilirsin.”
“Çok teşekkürler.”
“Bu böyle olmayacak… ilk görevlere ücretsiz mi çıksam acaba?” diye içinden geçirdi. En azından yaptığı görev sayısını ve tecrübesini arttırırsa ilanı daha ilgi çekici olabilirdi. Ayrıca memnun kalan kişiler bir sonrakinde Kita’yı tercih ederlerdi. Planı aklına yatan Kita tekrar danışmaya uğrayıp “Deneyimli ve üstü görevlerde, ilk görev ücretsiz!” yazısını ekletti.
Böylece Kita hazırdı, bu sefer kesinlikle ilgilenenler olacaktı ki çok geçmeden yanına birileri gelmeye başladı.
“Kita sen olmalısın?”
“Evet benim merhabalar.”
“Konuyu uzatmadan direk olaya geçiyorum profesyonel seviyede bir imha görevimiz var. İki tane bozuk doğan olduğu için fazladan yardımın sorun olmayacağını düşündük, bundan dolayı bize bu görevlik katılmanı istiyoruz. Yazdığına göre de ilk görev ücretsiz yani herhangi bir ücret istemiyorsun sanırım?”
“Sonunda!” diye bağırmak istedi Kita ama bu sevincini içinde tutmalıydı.
İlk izlenim önemliydi.
“Evet doğru, ilk görev ücretsiz. Tam olarak nerede gözükmüşler bozuk doğanlar?” diye sordu Kita.
“Dermigon ile Moria arasındaki ovalarda, tahmini olarak 1-2 günlük yol, bozuk doğanların duygu kaynağı ise öfke, bak evlat biliyor musun bilmiyorum ama.. kaynağı öfke olanlar biraz daha çetrefilli oluyorlar. Başımıza bir iş açmayacaksın değil mi?” dedi adam yanındaki üç arkadaşı kuşkulu gözlerle Kita’yı kesiyorlardı.
Görüldüğü kadarı ile grup kılıç, yay ve taş kullanıcılarından oluşuyordu üstüne üstlük iki rakipleri iki tane öfke kökenli bozuk doğandı Kita bu fırsatı kaçıramazdı.
“Bana güvenebilirsiniz!”
Arkadaşlarıyla fısıldaşan adam birkaç saniye sonra tekrar Kita’ya dönerek;
“Peki öyle diyorsan, bir saat sonra batı kapısında bizle buluş.”
“Tamamdır orada olacağım.”
“İki profesyonel seviye bozuk doğan demek… Normal şartlarda 2 Altın kazanabilirdim, neyse yapacak bir şey yok.” diye geçirdi içinden Kita ama bu deneyiminin öneminin de farkındaydı.
Bilinci kapalıyken Cream’i Henk’e bıraktığını ümit ederek ahıra doğru gitti. Güzel beyaz atı oradaydı! Atına binip batı kapısının çıkışına doğru dörtnala koştu.
Gelmesi gerekenden on dakika önce varmıştı, şu anlık görünürde kimse yoktu. Derken uzaktan üç atlının yaklaştığını gördü bu muhtemelen yardım edeceği gruptu. Uzaktan parlayan zırhları ve atın üstündeki halleri onların başka bir seviye de olduğunu belli ediyordu.
“Selam tekrardan Kita, hazır mısın?”
“Evet hazırım.”
“Kusura bakma, ilk seferinde kendimizi tanıtamadık. Ben Dest bunlar da arkadaşlarım Vim ve Yuse.”
Vim ve Yuse başlarıyla Kita’yı selamladılar. Görünüşe göre Vim yay kullanıcısı, Yuse ise taş kullanıcısıydı.
“O zaman çok geç kalmadan yola koyulalım.”
Yola koyulan grup sakin bir yolculuk geçirdi. Bir gece yakın bir köyde konakladıktan sonra sonraki günün öğlen saatlerinde bozuk doğanların bulunduğu konuma vardılar. Üstlerinde hafif bir yol yorgunluğu olsa da herkes kendinden emin ve hazırdı.
“Dağılalım, herhangi bir ipucu bulan üç kere ıslık çalsın tamam mıdır?” dedi Dest.
Etrafa dağılan dörtlü bir süre sonra ıslık sesini duydular, ıslığı çalan kişi Vim’di.
“Görünüşe göre bu mağaranın içinde yaşıyorlar.”
“Emin misin?”
“Bir tanesini girerken gördüm fakat diğeri nerede bilmiyorum.”
“Burada!!” diye bağırdı Kita.
Kita’nın bağırmasıyla mağaranın girişindeki bozuk doğan da gözüktü. Mutantların ortasında kalan grup hızlı toparlandı.
“Vim pozisyon al! Yuse arkamızdan tam desteğini bekliyorum, Kita benimle sırt sırta ver.”
Vim ve Kita arkadan gelen mutanta odaklanırken Dest ve Yuse öndeki mutanta odaklandılar. Pozisyon avantajını kullanan Vim mutantı bacağından ve kolundan bir kez vurdu fakat yaklaştıkça bu avantajını kaybediyordu.
“Bu taraftakinin baltası var!” diye bağırdı Dest.
“Ayrılmamız lazım yoksa ortada sıkışacağız.” dedi Yuse.
“İkiniz diğerini halledebilir misiniz?” diye sordu Dest.
“Sorun yok bu iş bizde!” diye cevapladı Kita.
Ama bunu derken kendinden o kadar emin değildi Vim’in attığı oklar her ne kadar mutantı yavaşlatmış olsa da bu mutant gördüğü ilk mutanttan çok daha büyük ve güçlü gözüküyordu.
“Bir fikrim var Kita.”
“Dinliyorum.”
“Mutantı mümkün olduğunca benden uzakta oyala. Bacaklarına doğru ok atmaya devam edeceğim. Bir yerden sonra, kesinlikle yere düşecektir. O anda da işini bitir.”
“Fakat çok dikkatli ol tek vuruşunda seni kurtarmamız zor olabilir.”
“Deneyeceğim.”
Kita mutantın dikkatini dağıtmak için Vim’in yanından ayrıldı. Mutantın arkasını Vim’e vermesini sağlamak için Mutantın üstüne doğru koşup çok çevik bir hamle ile bacaklarının arasından kaydı. Ardından katanasını çekip savunma moduna geçti. Ardı ardına gelen darbeleri engelleyen Kita pek fazla dayanacak gibi durmuyordu.
“Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.”
“Biraz daha… Biraz daha.”
Oklarını tam eklem yerine yollayan Vim elinden geldiğince bağırdı.
“ŞİMDİ!!”
Kita katanasıyla yaptığı muntazam bile hareketle diz çökmüş mutantın boynunu tek darbe de kesti.
“İşte bu!”
“Ah… ah altıma sıçtım ahahaha”
“Ehehe! İyi Kita, sende cevher var.”
“Teşekkür ederim..! Hadi diğerlerinin yanına gidelim.”
Mağaranın içine doğru giden ikili Dest ve Yuse’yi aramak için bağırdılar.
“Hey, hallettiniz mi?” diye seslendi Kita.
İçeri biraz daha yürüdükten sonra önden giden Vim’in adımları yavaşladı.
“Hassiktir!”
“Yaklaşmayın Kita, Vim bunları halledebileceğimizi sanmıyorum.”
“Kaç tane lan bunlar!?” diye bağırdı Vim.
İçeride beş tane daha Bozuk Doğan gören ikili şaşkınlıkla baktılar.
“K-Kaçın! En azından siz kurtulun! Hiçbir şekilde halledemeyiz bunları!” dedi Yuse yüzündeki korku ve yaşlarla.
“H-Haklı! Bunlara hiçbir şey yapamayız. Kaç Kita, canını kurtar!!” diye korkarak geriye bir adım attı ve arkasını döndü Vim.
Koşmaya devam eden Vim Kita’nın hareket etmediğini görünce çocuğun omzunu tuttu ve sallamaya başladı.
“Hey, hey! Öleceğiz bak! Hadi gidelim, fedalarını boşa çıkarma Kita!”
Sonra bir saniyeliğine ortam sessizleşti. Bozuk doğanlar iki maceracıya bakmaktansa, arkalarındaki çocuğa döndüler.
Hırlamıyorlardı, onlar… korkmuşlardı?
Kita omuzlarını silkeledi ve adamın yüzüne baktı.
“Dostlarını bırakıp kaçmak? Tch, maceracıların onuru ne zaman bu kadar düştü.”
“K-Kita? Ne diyorsun se-
“Kes sesini, seni çöp.”