TEST K - Bölüm 30 - Ölüm
Bölüm 30 – Ölüm
Sai’nin jikan demesinden sonra Kita bir anda gözle görülemeyecek hızla darbeler almaya başladı.
“Sağ yumruk…”
“…Kroşe…”
“…Aparkat”
NE OLUYOR LAN NEREDEN GELİYOR BU DARBELER!
Hızla darbeler alan Kita afallamıştı işin kötü yanı ise bu darbelerin nereden geldiği bile belli olmuyordu.
Bu gidişle bayılacağım ve her şey bitecek, taşın gücünü Nist’e göstermek istemiyordum fakat artık kullanmak zorundayım!
Sakujo!
Kita taşını gücünü kullandığı için Nist’in yerdeki zehri yok oldu ve Syber’ın zincirlerindeki alevler söndü fakat boşluk tekniği bozulmamıştı çünkü Syber tekniği kendi isteği ile bitirmemişti.
“…Sağ”
“…Sol…”
“…Kroşe”
Lan! Nasıl olur, saldırılar nasıl hala devam ediyor!
Nasıl yani teknik kullanmıyor muydu?
Yoksa… başka bir duygu taşının gücü mü bu?
Yapacak bir şey yok eğer bir darbe daha alırsam kesinlikle bayılacağım, son hakkım umarım pişman olmam!
“Teknik:???”
Tekniği kullanması ile Kita Sai’nın hareketlerini görebilmeye başladı. Sai tam sağ yumruğunu atacakken Kita eliyle engelledi.
“N-Ne? İmkansız! Sen beni nasıl görüyorsun lan! Ayrıca anladığım kadarı ile sende de bir taş var ve görünüşe göre teknik güçlerini siliyor ama demin nasıl teknik kullandın!”
Sai duraksadı ve yutkunarak,
“ Nesin lan sen?”
Kita başını kaldırdı ve,
“Ölümüm!”
İnanılmaz bir hızla Sai’ye doğru saldıran Kita’nın saldırılarını, Sai zor olsa da engelliyebiliyordu.
“Demek taşın gücü sayesinde neredeyse zamanı durduracak hıza ulaşıyorsun. Hızın benle aynı olsa bile gücün bana yakın bile değil!”
Kita yaptığını saldırıların şiddetini artırarak Sai’ye hızlı ve güçlü darbelerle vurmaya başladı.
“Haksızlık ulan bu! Saçmalık! Saçmalık bu!”
Kita’nın darbeleri, zar zor dayanan Sai’nin bıçağını kırmıştı.
“Bitti!”
Kita katanasıyla dönerek Sai’nin iki kolunuda kesti ardından yere yığılan bedenini tutarak kafasını da tek darbede kopardı.
Sai’yi öldürdükten sonra önünde beliren yeşil taşa doğru yaklaşan Kita, taşı aldı ve benimsedi.
Kaldı 2! AAHAHAHAHAHA BEN! BEN YENİLMEZİM ARTIK KİMSENİN KARŞIMDA DURMASINA İMKAN BİLE YOK!
Bunlar yaşanırken gerçek dünyada sadece 5 saniye geçmişti.
Kita hızlıca Syber’a doğru gitti ve eliyle kafasını havaya doğru kaldırarak gövdesinden ayırdı.
Kita’nın Syber’ı öldürmesi ile teknik bozuldu ve boşluktan çıktılar.
Nist daha ne olduğunu anlayamadan Kita’nın elindeki Syber ve Sai’nin kellesini görünce şok oldu.
Elindeki kelleleri önündeki özel birliğe doğru tutan Kita daha bir şey demeden herkes silahlarını yere attı.
Bu sırada güneyden aldığı büyük destek ile ilerleyen Hiki neredeyse kapıları geçmek üzereydi.
Asphy ise Batı’da başa baş bir mücadele gösteriyordu. Güneyde ise durum diğer yerler kadar iyi değildi.
Nist kazandıkları için sevinse bile Kita’yı elindeki kelleler ve yüzündeki korkunç gülümseme ile görmek onu bile korkutmuştu.
Kita yanındaki Nist’ doğru baktı ve,
“Karşında bir yarı-tanrı var Nist! Büyülenmiş olmalısın!”
Bu sözleri duyan Nist cevap bile veremeden korkuyla titredi.
İleri doğru adım atan Kita elindeki kelleler ile göğe yükseldi ve bütün herkesin duyabileceği şekilde bağırdı.
“Özel Birliğin Lideri Syber ve 1. Klan’ın Lideri Sai geberdi! Eğer bütün herkesi gebertmemi istemiyorsanız hepiniz savaşmayı hemen bırakın!”
Kita’nın bu galibiyeti yüzünden şok olan klanlar ve özel birlik inanılmaz bir şok yaşadı ve mecburen pes etmek zorunda kaldılar.
Yüzlerindeki umutsuzlukla, çaresizce silahlarını yere bıraktılar.
Herkesin pes etmesiyle krallığın içine akın akın giren Kita’nın destekçileri sarayın kapılarını zorlamaya başlamışlardı.
Sürem bitmek üzere!
Bu sırada Kita ellerindeki kafaları fırlattı ve hızlıca Nist, Asphy ve Hiki’yi Kraliyet şatosuna getirtti.
Geldik Kral…!
Sarayın camından içeri doğru dalan Kita, sarayın belki de en önemli yerindeydi.
Karşısında taht, tahtın sağ ve solunda birer gardiyan ve tahtın üzerinde elinde iki çocuğu ile oturan bir kadın vardı.
Bu sırada Hiki ve Asphy şaşkınlıkla etraflarına bakıyordu.
Asphy karşısında ayakta duran Kita’ya doğru seslenmeye yeltendi.
“Hey Ki-“
Fakat bu çabası Nist tarafından engellendi.
Nist Asphy’nin kulağına doğru eğilerek “Dur! O artık tanıdığımız Kita değil, şimdilik hiçbir şey deme olayları size açıklayacağım. Bu dediklerimi çaktırmadan Hiki’ye de söyle lütfen.
Bunları söylerken Nist’in yüzündeki gerginlik aslında her şeyi anlatıyordu.
Bu sırada Kita tahta doğru adım adım yürüyordu.
“Eee Kral? Neredesin? Yoksa karın ve çocuklarını burada bırakarak kaçtın mı ha!?”
Kita bu sözleri söylerken tahtın üzerinde oturan çocukların çığlıkları bütün odayı inletiyordu.
Kucağında çocuklarını tutan Kraliçe ise gözlerinden yaşlar akarak çocuklarının başını okşuyor ve elindeki zehri hazır tutuyordu.
“Timsah göz yaşları…”
Bu sırada tahtın arkasında saklanan Kral, bir anda çıktı ve elindeki kırmızı taşı titreyerek Kita’ya doğru tuttu.
“G-Geri çekil! G-Gebertirim seni!”
Kita şaşkınlıkla bakakaldı.
Ardından daha fazla gülmesini tutamayarak,
“Ahahahaahahahahaahah! Aahahahahaahahahahahaahahahahaha!”
Kita’nın gülüşü odada ki herkesi şok etmişti, gülüşün şiddeti duvarlardan sekiyor ve bütün odaya yayılıyordu.
“Aahahahahahahahaahahahahahaahahahahaha!”
Gülüşü bittikten sonra Kita biraz duraksadı.
“Şaka mı lan bu?”