TEST K - Bölüm 10
Bölüm 10 – Uyanış
Yazar: Syhx
Editör: Aesh
Asphy’i görünce şaşıran Kita, daha şaşkınlığını dile getiremeden bir bozuk doğan tarafından kovalanan Hiki’yi gördü.
“Yardım edin! Lütfen yardım edin!” diye bağırdı Asphy.
Asphy’i ilk defa böyle görüyordu Kita, gözleri dolmuş ve çaresizdi.
“Bir dostumu daha kaybetmek istemiyorum!” diye haykırdı Asphy.
Kita hızlıca Asphy’nin yanına doğru at sürdü. O sırada Hiki ve onu kovalayan bozuk doğan onlara doğru koşuyordu.
“Sorun ne?” diye bağırdı Kita atından inip.
“K-Kita sen misin? Lütfen yardım et b-bir göreve çıktık… deneyimli seviye bir görevdi, tam gidiyorduk ki bir anda yerin altından bu mutant çıktı. E-Efsane seviye bu Mutant, elimizden hiçbir şey gelmiyor! Yardım çağırmak için buraya doğru koştum, biraz daha burada durursak Hiki’yi de kaybedeceğim!” diye dehşet bir şekilde ağlamaya başladı Asphy.
Dizlerinin üstüne çöküp Kita’nın ayağına kapandı.
“S-senin bizi kurtarabileceğini biliyorum T.K diyorlar sana, ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Kita sana yalvarıyorum yardım et!” deyip başına yere koydu.
Efsane seviye mi? Efsane seviyeyi yenmem mümkün değil!
“Emin misin?”
“H-hayır senin gücünü kullanmayacağım! Çık aklımdan!
“Zaten Hide’yi yalnız bıraktığın için bir arkadaşlarını kaybettiler, üstüne şimdi ayağının dibine kapanıp yalvaran bu insanı görmezden mi geleceksin!? Başka bir çaren mi var? Zayıfsın Kita, zayıf!
“G-Güçlendim ihtiyacım yok sana!”
“Güçlendin mi? Güldürme beni, 1.seviye bir mutantı yenemeyeceğini gayet net biliyorsun. Sırf beni kabullenmemek için girdiğin bu tavır bencillikten öte bir şey değil.”
“B-Belki de yardım etmeme gerek yoktur… zaten benim suçum değil! Hem görev bana da verilmedi bir kazancım olmayacak!”
“Bu kadar pisleşeceğini asla düşünmezdim, kaderinden kaçamazsın. Ben senin bir parçanım, beni görmezden gelmen sana ne katacak? Her başın zora düştüğünde ben seni kurtarıyorum, hem şu dakikadan sonra kaçmak gibi bir şansın da yok! Bu mutant buradan Dermigon’a doğru gidecek ve bildiğim kadarıyla Dermigon’da ki en yüksek maceracı Usta seviye! Hadi Asphy’yi geçtim bütün kasabının ölmesini mi göze alacaksın!?“
“Ö-ölmek istemiyorum”
“Sen… geri zekâlısın resmen, ölmene ne zaman izin verdim?”
“Haksızsın diyemeyeceğim…”
“Fakat bu sefer işler biraz sıkıntı gibi, beni tam olarak kabullenmezsen zorla aldığım kontrol ile ben bile başa çıkamam bu mutantla, tam kontrol almam gerek!”
“Tam kontrol mu?”
“Evet, yani vücudun kontrolünü artık bana bırakacaksın!”
“A-asla, asla yapmam böyle bir şey!”
“Sen laftan anlamıyor musun? Şaka mı sanıyorsun bu yaşadıklarını, dediğimi yapmazsan ikimiz de öleceğiz diyorum, üstüne bütün kasaba da tehlikeye girecek diyorum, kaçıncı deneyişim bu, bıktım artık şu sahneden!”
“Yok olmak istemiyorum ben, yaşamak istiyorum, nefes almak, gülmek, ağlamak… anlamıyor musun?”
“Anlıyorum, anlayacağım da. Yok olmana izin vermeyeceğim, veremem zaten. Biz bir bütünüz, sen benim, ben de senin bir parçanım. Fakat en azından bir süre kontrolü bana bırakmalısın.”
“B-Beni tekrar ortaya çıkarmayacağını nereden bileceğim… ya sonsuza kadar görmezden gelirsen beni?!”
“İnan seni görmezden gelmeyi çok isterdim, başımın içinde ağlayıp duran bir Kita, cehennem gibi. Düşünmesi bile tüylerimi diken diken ediyor. Yine de dediğim gibi bir bütünüz biz, seni görmezden gelmem mümkün değil, hem evet savaş konusunda senden iyi olduğum kesin olsa da, bazı duygular ve hisler için sana ihtiyacım var! Zamanımız azalıyor, bir karar ver artık.”
“T-Tamam, seni… o zaman seni kabulleniyorum, Kita!“
“Güzel, şimdi… biraz uyu bakalım, Kita.“
Bir anda görünüşü değişen Kita’nın saçları uzadı, simsiyah olan saçlarının uçları ise beyazladı. Bakışları daha keskin ve kendinden emin, ama bir o kadarda duygusuz gözüküyordu.
“Ayağa kalk! Size yardım edeceğim.”
Ayağa kalkan Asphy’nin göz yaşlarını parmaklarıyla sildi Kita.
“Sizi zaten bir kere ağlattım, en azından bunu telafi edeceğim.” dedi ve bozuk doğana doğru hızla koştu.
“T-Teşekkürler Kita!” diye bağırdı arkasından Asphy.
“Kita..? Ah doğru, lütfen bana T.K diye seslen Asphy.”
1.Seviye demek… Başarma ihtimalim %50. Görünüşe göre duygu kaynağı nefret.
Nefret duygu kaynağı olanları ancak kafasını keserek öldürebiliyorum. Üstüne 1. seviye olduğu için muhtemelen rejenerasyon yeteneği de var.
Kesinlikle bir darbe almayı göze almam lazım. Ama bu bedenin dayanabileceğinden emin değilim. O yüzden hayati bir yerimi riske atamam.
Kita’nın önündeki mutant iki kılıcı ile Hiki’yi kovalamaya devam ediyordu.
Görünüşe göre çift kılıç… iri de değil, demek ki seri bir tip, düşün bakalım Kita, nasıl yeneceksin bunu.
İlk önce Hiki’yi kurtardığımdan emin olmam lazım. Bana doğru koşan Hiki’yi Asphy’e doğru fırlatırım. Muhtemelen mutant gelene kadar bir saniye bir boşluğum olacak. O sırada katanamla bir vuruşunu engelleyip, sol elimle kolunu döndürerek kırıp ardından elindeki kılıcı fırlatmam lazım.
Kolu hemen iyileşecektir, fakat en azından tek kılıç kalmış olacak. Sonra kendi kolumun etrafında dönüp diğer kolunu da kesebilirim, aynı zamanda benim de sağ kolum kırılacak en azından sol elimle sağ elim kadar iyi olmasa da kullanabiliyorum katanayı, başka şansım yok.
Kolu iyileşip bana vurana ya da yerden kılıcı alana kadar boynuna doğru çevik bir hamleyle işini bitiririm.
Açıkları olan bir plan ama başka şansım yok!
Planını uygulamaya koyan Kita, Hiki’nin dikkati çekmek için ona bağırdı.
“Hiki, buraya doğru koş!”
Kendisine doğru koşan Hiki’yi kolundan tutup tüm gücüyle Asphy’e doğru fırlattı.
Biraz canın yanacak kusura bakma.
Hesapladığı gibi bir saniye boşluk yakalamıştı, mutantın saldırısını sağ elindeki katanasıyla engelledi ve sol eliyle mutantın sol elini döndürerek kırdı.
Şu ana kadar planladığım gibi gidiyor.
Ardından hızlıca katanasını kolunun ters yönünde hızlıca çevirdi kendi kolunu kırarak mutantın kendisine göre sağ kolunuda kesti ve sol eliyle katanayı havada yakaladı.
Aaaah hassiktir canım yanıyor!
Son bir hamlesi kalmıştı sol elinde tuttuğu katanayla mutantın sağ kolu iyileşmeden boynuna doğru seri bir hamleyle atılacak ve kellesini koparacaktı.
Katanasını tuttu ve kolundaki muazzam acıyla beraber boynuna doğru atıldı.
LAN..!
KESEMİYORUM!
BEDENİMİN GÜCÜ BOYNUNU KESMEYE YETMİYOR!
İŞİM BİTTİ…
Tam her şey bitti derken bir ses duyuldu.
“Güç Taşı! Kita’ya güç ver!”
H-Hiki!
“GEBER MUTANT!”
Kita, aldığı güç sayesinde mutantın kafasını boynundan koparmayı başardı.
“Asphy koş! Acil, Kita’yı hastaneye götürmemiz lazım onu!”
“Dayan T.K!”
O an Kita farketmese de, Kita’nın tek başına 1.Seviye bir Mutant’ı yendiğini bütün Dermigon görmüştü.
Asphy ve Hiki zaman kaybetmeden Kita’yı hızlıca hastaneye götürdüler. Dermigon’daki en iyi doktorlar, Dermigon Kahramanı’nın kolunu iyileştirmek için seferber oldular.
Uzun uğraşlar sonucunda yarı uyanık haldeki Kita’nın kolunu iyileştirmeyi başardılar. Kahraman’ı bütün Dermigon hastanenin önünde sabaha kadar bekledi.
Hastane’nin kapısından yavaşça çıkan Kita’yı, muazzam bir kalabalık karşıladı hep bir ağızdan herkes bağırdı.
“Çok Yaşa, Dermigon Kahramanı!”
Kita’nın yanındaki doktorlar, Kahraman’a dinlenmek için süre vermeleri için anonslar yaptılar. Kalabalığın içindeki Asphy ve Hiki, Kita’ya yardımcı oldular ve onu eskiden beraber kaldıkları oteldeki 23 numaralı odasına götürdüler.
Kita’yı yatağına yatırdılar ve tek kelime etmeden karşısına oturup beklediler. Sessizliği Kita bozdu.
“Bu şekilde karşılaşmayı beklemiyordum.”
“B-Biz de beklemiyorduk” dedi Hiki.
“Ne diyeceğimi bilmiyorum…” diye ekledi Asphy.
“Bir şey demenizi beklemiyorum.” diye cevapladı Kita.
“Neler olduğunu sormayacak mısın?” diye sordu Asphy.
“Bir önemi var mı?” diye karşılık verdi Kita.
Biraz sessizlikten sonra;
“O-o gün neden bıraktın bizi, neden!” diye bağırdı Hiki.
“Üzgünüm”
“Üzgün değilsen üzgünüm deme!” diye bağırıp odadan hızlıca çıktı Hiki.
“Her şey için teşekkür ederiz Kit- pardon T.K” dedi ve Asphy ve Hiki’nin arkasından odadan çıktı.
Zaten yorgun olan Kita uykuya daldı, bir süre sonra kapının çalması ile uyandı.
Kapıyı açtığında karşısında resmi olarak giyinmiş bir adamla karşılaştı.
“Kita siz misiniz?”
“Evet benim?”
“Ben Maceracılar Birliğinden Nist, bizle birlikte Axia’ya kadar gelmeniz gerek.”
“Axia?”
“Maceracılar Birliğinin ve Klanların merkez şehri.”
“Yani?”
“Detayları, yolda konuşuruz. Gelin lütfen.”
“Eşyalarımı, almama gerek var mı?”
“Her şeyinizi alın lütfen.”
Zaten sadece ekstra olarak sivil kıyafetleri bulunan Kita kıyafetlerini bir poşetin içine koydu.
“Onları giyseniz daha iyi olur sanırım. Bu sıralar burada çok popülersiniz, üstünüzdeki beyaz kıyafetlerinizle çok dikkat çekersiniz. Bir de şu şapkayı takın lütfen.” dedi ve bir şapka uzattı Nist.
Sivil kıyafetlerini giyen Kita Nist ile otelden hızlıca çıktı.
“Üstümde 4 gümüş var geri kalan paramı tavernadan almam lazım. Ayrıca Henk’e ahır borcunu ödemem lazım.”
“Siz hastanedeyken bütün borçlarınız ödendi, atınız Cream ise çoktan Axia’ya yola çıktı bile. Buyurun bu da 3 elmasınız.”
İyice zengin oldum…
“Aracınız Batı kapısında bekliyor. Hızlı olalım lütfen.” dedi Nist.
Aylardır bulunduğu Dermigon’u kahraman ilan edildiği, ayrıca Asphy ve Hiki’yi tekrar bulduğu gün terk ediyordu Kita.
Kapının girişinde bir at arabası vardı, arabaya doğru ilerlediler.
“Buyurun, binin lütfen.” dedi Nist.
Kita, tam at arabasına binerken arkasından bir ses duydu.
“Yine mi terk ediyorsun bizi..? Yine mi!?”
Kafasını arkasına döndürdüğünde, nefes nefese kalan Hiki’yi, gözleri yaşlı bir şekilde gördü.
“Seni duygusuz, şerefsiz!” diye bağırdı Hiki avazı çıkana kadar.
Kita arabaya binip oturdu.
“Gidelim lütfen.” dedi Nist’e.
“Nasıl isterseniz, gidelim” diye seslendi Nist sürücüye.
Özür dilerim…
.
Gerçekten…
.
.
Ve gözünden bir damla yaş düştü.