Alde Lotus - Bölüm 6
“Hayır,kesinlikle hayır!Tanrı aşkına!Daha kaç kere daha o sahnenin öyle tekrarlanmayacağını söyleyeceğim?!Baştan başlıyoruz,herkes yerlerine!”
Mitsuba’nın sinirle bağırmasıyla,herkes ürkek bir şekilde yerlerine geçti.Sabahın erken saatlerinden beri çalışıyorlardı,fakat hiçbir yol katedememişlerdi.
“Pekala.Kimizuki ve Yuu’nun basket oynadıkları kısmı tekrardan başa alıyoruz.Birbirinize çelme takmayın.Çelme takmak dizinin bir parçası değil!Anlaşıldı mı?!”
“Ben gayet iyi anladım.Kimizuki aptallık etmeyip topu vermemekte bu kadar ısrarcı olmazsa gayet başarılı bir iş çıkarabiliriz.”
“Kime aptal dediğini zannediyorsun sen Yuu?!Rolünü düzgün oynasan böyle bir sorunla karşılaşmayız!”
“Sessiz ol sadece.”
Yuu Kimizuki’ye ters bir şekilde bakıp yerine geçti.
“Yoichi!Sen de ne olursa olsun kayıttan çıkma!Videoya devam etmen gerektiğini daha kaç kere söyleyeceğim?!”
“Mic-chan,Yoichi sadece Yuu-san için endişelenmişti..”
“Evet Mitsuba,Kimizuki topu o şekilde atmasa kayıt iptal olmazdı.”
Mitsuba derin bir nefes verdi ve ona baktı.
“Her neyse,sadece ne olursa olsun çekmeye devam et.”
“Tamam.Yapacağım.”
Tam başlayacakları sırada,nöbetçi bir öğrenci yanlarına geldi.Müdür Bey’in rapor istediğini ve başkanın gelmesi gerektiğini söyledi.
Mitsuba sabırla bir nefes verdi.
“Ahh,tam da zamanıydı.Pekala çocuklar,ben ve Shinoa rapor vermeye gideceğiz.Gelene kadar lütfen doğru düzgün bir şekilde videoyu çekmiş olun.”
Diğerleri onu onaylarken,Mitsuba Shinoa’yla birlikte okulun girişine doğru ilerledi.
Yoichi geriye doğru saydı.
“3,2,1 kayıt!”
Henüz konusu belli olmasa da,bir yerden başlamaları gerekiyordu.Şimdilik Kimizuki ve Yuu’nun basketbol oynadıkları sahneyi gösteriyorlardı.Gerisini sonra düşüneceklerdi.
Kimizuki Yuu’nun elinden topu aldı ve potaya doğru koşup topu attı.
Diğer bir atış için Yuu’ya topu attığı sırada,Yuu ani bir hareket yapıp ayağını yanlış bastı ve kolunun üstüne düştü. Şiddetli bir şekilde düşmesiyle acı dolu bir çığlık attı.
“Yuu-kun!”
“Yuu!”
Yuu acı içinde bileğini tutarken,koşarak yanına gelen başka bir kişi Yuu’nun yanına çömeldi.
“İyi misin?Yaralandın mı?”
Sesin sahibi yabancı geldi,ancak Yuu yüzüne bakamadı.Acı içinde kafasını salladı.
Kimizuki ve Yoichi,onlardan önce koşan çocuğu daha önce görmediklerini fark ettiler.Ardından Kimizuki,aklına gelen fikirle geride durdu.
“Yoichi,geride dur ve çekmeye devam et.”
Kimizuki’nin fısıldamasıyla Yoichi onu onayladı ve uzaktan çekmeye devam etti.
Yuu aniden onu saran kollar olduğunu hissetti.Gözleri dolu bir şekilde,onu kucağına alan kişiye baktı.
“Yürüyebilecek durumda değilsin.”
O kişi Yuu’nun cevap vermesine bile izin vermeden onu kucağına iyice yerleştirdi ve revire doğru yürüdü.Yuu yardımı reddedebilecek durumda değildi.Gözlerini kapatırken,bileğinin acısıyla başını yasladı onu taşıyan kişinin göğsüne.
🍂🍂🍂🍂
“Ayağın iyi görünüyor.Sadece incitmişsin.Sargıyı 2 güne çıkarırız.”
Yatakta oturan Yuu,okulun hemşiresinin söylediklerini dinliyordu.
“Fakat kolun için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Üzerine çok sert düşmüş olmalısın.Okuldan sonra bir hastaneye gitsen daha iyi olacak.Orada alçıya alacaklardır.Şimdilik burada dinlenebilirsin.”
Kolundaki sargıya bakan Yuu,sessizce kafasını salladı.
“Teşekkür ederim..”
Hemşire masanın üzerindeki dosyayı aldı ve odadan çıktı.
“Daha iyi misin?”
Yuu,soruyu soran çocuğa baktı.
Ah,onu hatırlıyorum.!
Dün beni düşerken yakalayan çocuk bu…
“Evet..Teşekkür ederim.Sana da sorun çıkardım tekrardan,üzgünüm.”
“Sanırım biraz sakar birisin Yuu.”
Yuu şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırdı.Ona adını söylediğini hatırlamıyordu.
“Sadece şaka yapıyorum.Bana sorun çıkarmadın tabii ki,yardım edebildiğim için çok mutluyum.Bu arada,sana böyle hitap etmemin bir sakıncası var mı?”
Yuu,çocuğun gülümseyen yüzüne baktı.
“Ah,hayır.İstediğini diyebilirsin.Ama ismimi nereden bildiğini merak ettim..”
“Oradaki çocuklar sana öyle seslendiler.Bu ismin olmalı, değil mi?”
Yuu da ona gülümsedi ve elini uzattı.
“Evet,doğru.Bu arada tam ismim Yuichiro Ichinose.Tanıştığıma memnun oldum.”
“Fujisaki Kouto.Bende memnun oldum.”
Fujisaki gülerek Yuu’nun elini sıktı.
Yuu aklına gelen düşünceyle aniden panik oldu.
“Olamaz!Film yarım kaldı!Diğer çocuklar nerede?!Onların yanına gitmeliyim!!”
Yuu panikle yerinden kalkmaya çalıştı.O sırada bileğinin üzerine basamadığını unuttu ve yalpalayarak yatağa düştü.Fujisaki ellerini Yuu’nun omzuna koyup Yuu’ya baktı.
“Hey hey!Biraz fazla aceleci davranmıyor musun?Henüz bileğinin üzerine bile basamıyorsun.”
“Ama zamanımız çok az kaldı ve benim gitmem gerek!Mitsuba çok kızacak!”
Yuu’nun telaşı üzerine Fujisaki sakince baktı ona.
“Tamam,neyden bahsettiğin hakkında bir fikrim yok ama bu kadar ısrarcıysan sana yardım etmeme izin ver.”
Fujisaki kolunu Yuu’nun sırtına koyup ona destek oldu ve ayağa kaldırdı.
“Teşekkür ederim..”
Yuu ona tutundu ve birlikte revirden çıktılar.Boş olan koridorda yürümeye çalışırken,Yuu bir anda dizlerinin üzerine çöktü.Fujisaki endişeyle ona baktı.
“İyi misin Yuu?!Ağrıların mı arttı?!”
“Üzgünüm…Ben iyiyim,sadece bileğim biraz fazla canımı yakıyor..”
“Yapacak bir şey yok o zaman.”
Fujisaki kolunu Yuu’nun sırtına koyup eğilince,Yuu onun ne yaptığını çözmeye çalıştı.
“Sen ne–?H-hey!!”
Fujisaki Yuu’yu kucaklayınca,Yuu utanç içinde baktı.
“B-buna gerek yoktu..”
“Bu şekilde yürümene izin veremem.”
Yuu mahcup bir şekilde gözlerini kaçırdı.
“A-ah,özür dilerim…Sana fazla sorun çıkarıyorum galiba..”
Fujisaki,kucağındaki Yuu’ya baktı ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı.
“N-ne-”
“Yaptıklarım büyütülecek bir konu değil.Senin iyi olmanı sağlayabiliyorsam bu beni çok mutlu eder.Bu yüzden bir daha özür dilemeni istemiyorum.Tamam mı?”
Fujisaki kırmızı gözlerini onun yeşil gözlerine kilitlerken, Yuu’nun adeta dili tutulmuştu.Yanakları alev alan Yuu, şaşkın bir biçimde ona baktı.
Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum,yeni tanıştığın biri için böyle sözler kullanmak çok tuhaf..
Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştım,hakkımda ne düşündüğünü tahmin edemiyorum.
Benimle arkadaş olmaya mı çalışıyor?
Fujisaki ona onay beklercesine bakarken,içten bir şekilde tebessüm etti.Yuu bu yakınlık karşısında nefesini bir kez daha tuttu.Fujisaki’nin gözlerine bakarken yanakları al al olmuştu.
O sırada Yuu,bu dünyada her şeyden daha çok sevdiği o sesi duydu.
“Neler oluyor burada?”
Fujisaki,gözlerini Yuu’dan ayırıp onları sinirle inceleyen mavi gözlü çocuğa baktı.Sarışın,soğukkanlı bir şekilde sordu Fujisaki’ye.
“Sen kimsin?”
“M-Mika!!!”
Yuu Mika’yı görünce hızla Fujisaki’nin kucağından inmeye çalıştı.
“Hey,yavaş ol!Bileğini zedeleyeceksin Yuu!”
Fujisaki panik halinde olan Yuu’yu yere bırakıp belinden tuttu.
Mika hızla onlara doğru yürüdü.Yuu’nun elini tutup aniden kendine çekince,Yuu acı dolu bir çığlık attı.
“Hey!Derdin ne senin?!Yuu’nun canını yakıyorsun!”
Ona oldukça yabancı olan çocuğun bu şekilde çıkışmasıyla,Mika sinirle ona dikti gözlerini.
“Sen kim oluyorsun da Yuu’yu bu şekilde kucağında taşıma cesaretini gösterebiliyorsun?!”
“Asıl sen kim oluyorsun da onun canını yakabiliyorsun?Nasıl bir halde olduğunu görmüyor musun?!”
Mika gözlerini ondan çekip endişe içinde Yuu’ya baktı.
“Yuu-chan!Yaralandın mı?!Neden bana haber vermedin!?”
Yuu bileğinin acısıyla yüzünü buruştururken,Mika’yı sakinleştirmeye çalıştı.
“L-lütfen sakin ol Mika…Çekim sırasında küçük bir kaza oldu.O sadece bana yardım etmeye çalışıyordu..”
Bu açıklama üzerine,Mika Fujisaki’ye sert bir bakış attı.
“Bundan sonrasıyla ben ilgilenirim.”
Mika Yuu’yu yanına çekip kolunu ona sardı ve birlikte oradan ayrıldılar.
Arkalarından bakan Fujisaki,şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.
Vay canına,ne kadar da korumacı bir yaklaşımdı. Bu arkadaşlıktan oldukça öteydi.
O Yuu’nun erkek arkadaşı olabilir mi?
Bu düşünceyle birlikte,Fujisaki’nin yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.
Ahahah!Sanırım bu epey eğlenceli olacak!
🍂🍂🍂🍂
“Sonuçların geldi.Doktor 1 haftaya alçıyı çıkartabileceklerini söylüyor.”
Mika test sonuçlarıyla birlikte odaya geldi ve kapıyı kapatıp Yuu’nun yanına ilerledi.
“Anlıyorum..”
Mika Yuu’nun yanına oturdu ve ona baktı.
“Nasılsın?Ağrıların azaldı mı?”
“Evet.Verdikleri ilaç işe yaramış gibi görünüyor.”
“Buna sevindim.”
Mika elindeki kağıtlara bakarken,alttan alttan Yuu’ya dikti gözlerini.
“Nasıl bu şekilde düşüp kendini yaralayabildin cidden merak ediyorum..”
Mika’nın sitemiyle Yuu gözlerini kaçırdı.
“Çekim sırasında oldu işte…Benim dikkatsizliğim..”
“Ben bu film işini hiç sevmedim.Başıma bir ton sorun açacakmışsın gibi hissediyorum.”
Yuu bakışlarını yumruk yaptığı ellerine indirdi ve cevap vermedi.Mika derin bir nefes aldı ve elini Yuu’nun elinin üstüne koydu.
“Senin için endişeleniyorum sadece,rahatsız olduğumdan değil.”
Yuu,kafasını kenetlediği ellerinden kaldırmadan konuştu.
“Seni endişelendirdiğim için özür dilerim.Ayrıca benim yüzümden derslerinden geri kaldın..”
Mika elini sıkıca tuttu ve ciddiyetle baktı ona.
“Yuu-chan.Şu an iyi olman dışında hiçbir şeyi umursamıyorum.Dersin notlarını daha sonra Ferid’den alabilirim.”
Yuu kendini suçlarcasına mırıldandı.
“Herkesin başına sorun çıkarıp duruyorum sanırım.Üstelik çekim ortasında sakatlanmam hiç iyi olmadı..Zaten az bir zamanımız kalmıştı.Mitsuba bana çok kızar mı acaba..”
Yuu kendi kendine mırıldanırken,Mika elini onun yanağına koydu ve Yuu’ya doğru eğilerek onun hiç beklemediği bir anda dudağını dudaklarına değdirdi.Mika Yuu’nun dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu ve geri çekildi.Yuu kıpkırmızı olmuş bir şekilde ona baktı.
“Mika hastanedeyiz.!Ne yapıyorsun.?!”
“Seni cezalandırıyorum.”
“N-ne.?Ama haklı-”
Mika bir kez daha öptü onun dudaklarını.
“Haklı falan değilsin Yuu-chan.Böyle aptalca konuşmaya devam edersen hastanede olmamız bir şey ifade etmeyecek.”
Yuu gözlerini kaçırırken,Mika Yuu’ya ciddi bir ifadeyle baktı.
“Bana bak.Önemli olan orada daha fazla yara almamış olman.Sen bu haldeyken kimse filmi umursamaz.Kendini suçlama o yüzden,tamam mı?”
“Sen öyle diyorsan..”
“Öyle diyorum.”
Mika bir anda Yuu’nun dudaklarını öptü ve hafifçe çekip ısırdı.
“Ah,bu acıdı!”
“Küçük bir cezaydı sadece.”
Mika’nın bu sözü üzerine,ikisi gülüştüler.
“Hadi eve gidelim Yuu-chan.”
Yuu onu onayladı.Yerinden kalktı ve odadan çıkarak Mika’yla beraber hastanenin çıkışına yöneldiler.Mika gülerek ona baktı.
“Seni taşımamı ister misin Yuu-chan?”
“Ha?Ben küçük bir çocuk değilim kendim yürüyebilirim!”
“Bunu dün küçük bir çocuk gibi davranıp ağzını silmeyi bile beceremeyen biri mi söylüyor?”
“Mika dalga geçmeyi bırak lütfen!!”
“Tamam tamam.”
Mika ona gülerken,aklındaki soruyla Yuu’ya baktı.
“Eve gitmeden önce parka gidip dondurma yemek ister misin?”
“Çok isterim!”
Yuu’nun bu sevimli tepkisine,Mika gülmeden edemedi.
“Hiç büyümüyorsun Yuu-chan..”
🍂🍂🍂🍂
Mika ve Yuu,evlerinin yakınındaki bir parkta banka oturmuş dondurma yiyorlardı.
“Mmmhh.Karamel kesinlikle her zaman favorim!”
“Böğürtlenli olan hepsinden daha güzel.”
“Gerçekten mi?Karamelin en iyisi olduğuna yemin edebilirim!”
“Ben ciddiyim.Böğürtlenli hepsinden güzel.Tadına bakmak ister misin?”
“Olur mu ki?Çok isterim!”
Yuu Mika’nın dondurmasına eğildi ve tadına baktı.
“Vay canına!Gerçekten de lezzetliymiş!”
Mika Yuu’nun bu haline gülümsedi ve elini saçlarına götürdü.
“İstersen hepsini yiyebilirsin.”
“Gerçekten mi?!Sen de benimkinden yiyebilirsin!”
Yuu Mika’ya kendi dondurmasını uzattı ve kocaman gülümsedi.Yuu’nun dondurmasını almak için eline uzanan Mika,elini Yuu’nun elinin üstüne koydu.
Yuu’nun kızarmış yanaklarıyla gülümseyerek onu izlediğini gören Mika,elini elinden ayırmadı ve onun yeşil gözlerine bakmaya başladı.
“Yuu-chan..”
Mika’nın diğer elini ona uzatmasıyla,Yuu’nun gülümsemesi yerini şaşkınlığa bıraktı.Mika onun yanağını hafifçe kavradı.
Yuu’nun kalbi hızla çarpmaya başladı.Engel olamadığı düşünceleri zihninde çalkalanırken,Mika’nın ona yaklaşmasıyla heyecanla nefesini tuttu.
Beni öpecek mi?!
Gerçekten mi?!
Mika ona yaklaştı ve aralarında çok az bir mesafe kalacak şekilde durdu.Yavaşça kafasını eğdi ve yanağını Yuu’nun yanağına sürttü.Yuu onun elini iyice kavrarken,diğer elini Mika’nın yanağına koydu ve gözlerini ona çevirmesini sağladı.
“Mika..”
Mika dudaklarını hafifçe Yuu’nun yanağına dokundurdu ve ardından gözlerine baktı.Yaptığı her bir hareketi Yuu’nun ayaklarını yerden kesiyor ve Yuu büyük bir heyecanla Mika’nın yapacağı bir sonraki hareketi bekliyordu.
Beklediği adımı kendisi atmaya karar verdi Yuu.Dudaklarını onun dudaklarına yaklaştırdı ve kalbi güm güm atarken dudaklarını hafifçe değdirdi.
Ancak tam o sırada hiç beklemediği bir şey oldu.
“Yuu?”
Yuu,onlara doğru bakan Fujisaki’yi görünce birden panik oldu.Hızla Mika’dan uzaklaştı ve aniden ayağa kalktı.
“Fujisaki?!”
Yuu telaşla kendini açıklamaya çalıştı.
“A-ah!!Bu göründüğü gibi değil!Gerçekten değil!!Sen baktığında yanlış anlayabilirsin ama aslında anlamamalısın çünkü bu öyle bir şey değil ve aslında—.!”
“Bileğin nasıl?”
Fujisaki,Yuu’nun kendini savunmaya çalışmasını görmezden gelerek ona sordu.Yuu şaşkınca baktı.
“Ah,şey..İyi,çok iyi..”
“Kolun nasıl peki?Doktor ne dedi?”
“1 haftaya kadar alçıyı çıkaracaklarını söylediler..”
Yuu’nun mırıldanması üzerine,Fujisaki onu onayladı.
“Sevindim öyleyse.”
Yuu Fujisaki’ye baktı merakla.
“Senin burada ne işin var?”
Fujisaki,bu soru üzerine içten içe gülümsedi.
“Tüm gün boyunca seni takip ediyordum çünkü ben sadist bir manyağım.”
Fujisaki,bu düşüncesine içten içe güldü.
“Hadi ama,sevmek ne zamandan beri sadistlik olmuş!Sevdiğini gözetlemek de bir sevgi göstergesidir..”
Fujisaki düşüncelerini bir kenara bıraktı ve boğazını temizleyerek Yuu’ya baktı.
“Ah,sadece ufak bir gezintiye çıkmıştım.Seni gördüğüme sevindim.Nasıl olduğunu merak ediyordum.”
Mika sinirle yumruğunu sıktı ve öfkeyle ona baktı.Bu onu ikinci görüşüydü ve Mika’da pek de iyi bir izlenim bıraktığı söylenemezdi.
“Bence burada durmak yerine eve gidip dinlenmen daha iyi olur.Hasta olmanı istemem.”
Fujisaki Mika’ya soğuk bir bakış atarken,gülümseyerek Yuu’ya döndü ve elini ona uzattı.
“Seni eve bırakmamı ister misin?Veya bir kafeye de gidebiliriz.”
Fujisaki’nin Mika’ya alttan alttan sinsice gülümsemesi, Mika’yı öfkeden deliye döndürüyordu.
“Biraz sohbet etmek ve seni daha yakından tanımak istiyorum,çok iyi anlaşacağımızdan eminim!”
Fujisaki’nin sözleri üzerine,Mika dayanamayıp sinirle yerinden kalktı ve ona doğru yürüdü.
“Ya sen ne dediğini zannediyorsun?!!”
Yuu aniden Mika’yı tuttu ve geri çekti.
“Mika!!”
Fujisaki ona gülerken,Yuu’ya baktı tebessüm ederek.
“Yuu,eğer seni rahatsız ediyorsa bana söylemen yeterli. Bunun gibi birini yanında bulundurman doğru deği—”
Aniden,yüzüne gelen yumrukla geriye doğru savruldu Fujisaki.
“Neyin doğru olup olmadığını senden mi öğrenecek!?Kavga mı istiyorsun sen ha?!”
“Mika dur!!”
Mika çocuğun boğazına yapışınca,Yuu Mika’yı hızla tuttu ve geri çekmeye çalıştı.
“Mika dur artık!!”
Yuu Mika’nın kolunu tutup kendine çekti ve panikle ona baktı.
“Lütfen daha fazla uzamasın!Hadi gidelim,tamam mı?!Lütfen!”
Yuu Mika’yı ondan uzaklaştırdı ve endişeyle elini sıkıca tuttu.Yuu’nun endişelendiğini gören Mika,Yuu’nun elini iyice kavradı ve Fujisaki’ye ters bir şekilde bakıp gülümsedi.
“Hadi ‘evimize’ gidelim Yuu-chan.”
Yuu ona mahcup bir şekilde bakarken,Mika Yuu’yu çekiştirdi orayı terk ettiler.
Fujisaki yumruk yediği suratına elini koydu ve acıyla geri çekti.
Demek geçen yıllar sizi oldukça yakınlaştırmış.
Yıllardır anlayamadığım bir soruyu sormama izin ver.
Onunla tam olarak nasıl bir ilişkin var Yuu..?
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁