Alde Lotus - Bölüm 5
Yuu,Mika’nın uyuma ihtimalini göz önünde bulundurarak sessizce kapıyı açtı.Mika’yı kontrol etmek için ufak adımlarla odasına gitti.Kapıyı aralayıp içeri baktı.
Işık açıktı,fakat Mika futonun altına girmiş,masaya kafasını koymuş bir şekilde uyuyordu.
Beni mi bekledi acaba…
Yuu bunu merak etti ve Mika’nın tam uyuyup uyumadığından emin olmak için ona doğru yürüdü.
Mika’nın yanına çöktü yavaşça.Dağılmış sarı saçlarını ve sert yüz hatlarını incelerken,kalbinin hızla çarptığını hissetti.
Mika’ya karşı büyük bir aşk besliyordu.Tek taraflı olduğunu düşünse bile,bu onun canını her zaman yakmıyordu.Onun sert ve çözemediği kişiliğine alışmıştı.Mika sağlıklıydı ve yanındaydı. Önemli olan da buydu.
Mika…
Yuu ona dokunmakta her ne kadar tereddüt etse de dayanamadı ve elini saçlarında gezdirdi.
Bu kadar güzel olmak zorunda mısın..?
Yuu,Mika’nın uyuyan yüzünü bir süre daha izledi.Ardından odasına gitmek için yerinden doğrulmaya yeltendi.
Ancak o anda Mika,aniden Yuu’yu bileğinden tutup bir hışımla kendine çekti ve üstüne çıktı. Yuu’nun bileğini yere bastırırken,kendisine şaşkın şaşkın bakan Yuu’ya kaşlarını çattı.
“Ee?Senin birazdan eve geliyorum anlayışın bu mu?Saatin kaç olduğundan haberin var mı?”
Yuu,Mika’nın ona öfkeyle bakan,koyu maviye dönmüş gözlerini görünce irkildi.
“A-ah…Ben saatin farkına varamamışım…Bu yüzden geciktim..Özür dilerim..”
Mika’nın ona kızacağını başından biliyordu zaten.Mika’nın ona bağırması düşüncelerini doğruladı.
“Hangi cehennemdeydin bu saate kadar?!”
Mika korkudan gözlerini kapamış olan Yuu’ya sinirle baktı.
Mika’nın bu denli öfkelenmesinin sebebi çok endişelenmiş olmasıydı.
Yuu birazdan geleceğini söylediğine dair bir mesaj atmasına rağmen saatlerce ortadan kaybolup aramalarına bakmamıştı.Mika Yuu’nun başına bir şey geleceği ihtimalinden öylesine korkmuştu ki,nasıl bir tavır sergileyeceğini bile bilmiyordu.
Yuu en sonunda eve gelmişti ve bunu gören Mika Yuu’nun ne yapacağını gözlemlemek amaçlı odasına çekilmişti.Onun hakkında bu kadar endişelendiğini bilmesini istemiyordu.Ancak gösterdiği sinirle bunu fazlasıyla yansıtıyordu.
“Seni dinliyorum Yuu.”
Yuu kendini açıklayamayacak kadar gerilmişti.Belki de Mika üstünden kalksa olan biteni anlatabilirdi.
“Ş-şey..Aslında oyun oynuyordum ve–”
“Oyun mu?Bu saate kadar bir oyun oynadığın için mi gelmedin?!”
Yuu korkuyla baktı ona.
“Ha-hayır..Oyun için değil sadece..”
Mika’nın ona yaklaşmasıyla,Yuu’nun söyledikleri fısıltıya dönüşmüştü.
O..O çok yakın..!
Çok yakın!
Beni tekrar mı öpecek?!!
“Sanırım başka bir ceza istiyorsun..”
Mika Yuu’nun boynuna eğildi.Sıcak nefesini ona doğru üflerken,Yuu donup kaldı.Vücudu alev alırken hareket edemiyordu.
Mika’nın yapacaklarını beklerken kafasını geriye attı ve gözlerini kapattı.
Ancak Mika bir şey yapmadı.
Kısa bir sessizliğin ardından kafasını kaldırıp Yuu’ya sinirle baktı ve üzerinden kalktı.Yuu şaşkınca ona baktı.
Neden durdu?
Neden hiçbir şey yapmadı?
Bu durum Yuu’nun canını sıkmıştı.
“Bir dahakine kız arkadaşınla olacağında bana söyle.Eve bir daha bu saatte gelme.”
Mika’nın sesindeki soğukluğu fark eden Yuu,şaşkınlıkla kaşlarını çattı.
Kız arkadaş?
“Hey,ne kız arkada-”
“Yapılacak ödevlerin yok mu?”
Mika’nın lafını kesmesiyle,Yuu tedirginlikle kafasını eğdi.
“A-ah,evet var.Biraz geç yatacağım sanırım..”
Hala yerde olan Yuu,kafasını tekrardan kaldırıp Mika’ya baktı.
“Sen neden uyanıksın?”
Aklına gelen düşünceyle heyecanla yerinden kalktı.
“Beni mi bekledin yoksa?!”
Mika umursamaz bir tavırla gözlerini kaçırdı.
“Hayır.Sadece yapılacak bazı ödevlerim vardı.Ve bu yüzd–H-hey!!”
Mika’nın sırtına atladı Yuu sevinçle.
“Yalan söyleme,beni beklediğini çok iyi biliyorum Mika!”
“Öyle bir şey yapmadım!İn sırtımdan!”
“Hadi ama!!Bu kadar utangaç olmana gerek yok,kabul et işte!”
Yuu Mika’nın saçlarını karıştırırken Mika sinirle söylendi.
“Tanrım!Sorunun ne senin?!”
“Benim için endişelendin ve bu saate kadar bekledin değil mi?!”
“Sana söyledim öyle değil–”
“Seni endişelendirdiğim için üzgünüm ama ben çok açım Mika!Hadi mutfağa gidelim!Ne pişirdin benim için?!”
Mika,Yuu’nun bu durumuna içten içe güldü ve mutfağa ilerlemeye başladı.Yuu’nun sıcakkanlı bir şekilde gülüyor olması,Mika’yı cidden rahatlatmıştı.
Sebepsizce ona sarılmak ve kendi etrafında döndürmek istedi onu.
Ancak mutluluğunu yansıtmadı ve boğazını temizleyip konuştu.
“Aslına bakarsan köri yapmıştım ama çok güzel olduğu için senin payını da yedim ve sana kalmadı.”
Mika’nın bu sözlerine karşılık,Yuu Mika’nın sırtında tepindi.
“Ne?!Şaka yapıyor olmalısın!Köriyi çok sevdiğimi biliyorsun!!”
“Şaka yapıyorum.”
“Hahaha!Bunu yapmayacağını biliyordum!”
“Hey,düşeceğiz şimdi!Üstümde tepinip durma!”
“Tamamdır!”
Yuu düşmemek için kollarını Mika’nın boynuna doladı.Yüzünü Mika’nın yanağına dayadı ve bir süre öyle kaldı.Mika’nın yanında olmanın verdiği huzurla birlikte tebessüm ederken,kollarını Mika’ya daha sıkı sardı.
Keşke hep bu şekilde olabilsek…
Keşke o da beni sevebilse…
Mika’nın yanakları al al olurken,Yuu’nun kokusunu içine çekti.O kadar güzel ve naif kokuyordu ki,dünyadaki tüm çiçeklerden daha güzel olduğuna yemin edebilirdi Mika.
Mutfağa geldiklerinde Mika Yuu’yu mutfak tezgahına bıraktı ve köriyi tabağa doldurmaya başladı.
Küçük bir çocuk gibi yemeğini bekleyen Yuu,ayaklarını tezgahtan sallandırarak ıslık çalmaya başladı ve Mika’yı izlemeye koyuldu.Onu izlemek bile kalbini kıpır kıpır ediyordu.
“Hey,oradan inip körini yemeyi düşünmüyor musun?”
“Ah..Aslına bakarsan yerim gayet rahat.”
“Peki,al bakalım.”
Yuu,Mika’nın ona uzattığı tabağa baktı.
“Şöyle bir düşündüm de,kolumu kıpırdatacak halim yok.”
“Aç mı kalmak istiyorsun Yuu-chan?”
“Hayır,ama çok yorgunum.Belki de bana bir iyilik yapıp sen yedirebilirsin.”
Yuu’nun sinsice gülmesi üzerine,Mika kaşlarını çattı.
“Küçük bir çocuk değilsin artık.Yemeğini kendin yiyebilirsin.”
“Ama senin bana yedirmeni istiyorum ben..”
Yuu alttan alttan Mika’ya dudak büzdü.
“Çocuk gibisin Yuu-chan.”
Mika bıkkınlıkla nefesini verirken kaşığı köriye kaldırdı ve Yuu’ya uzattı.
“Aaa!”
Yuu gülerek ağzını açtı ve köriyi yedi.
“Mmmh.Çok lezzetli olmuş!”
“Beğenmene sevindim.”
Mika ikinci kaşığı ona uzattı.
Yuu’nun kısa bir sürede bitirdiği tabağı makineye koydu ve arkasını döndü.
“Yuu-chan,oradan inmeyi düşünüyor musun?”
“Hey,ağzım kirli bir şekilde ders çalışmaya gidemem.”
Mika bir sabır çekti ve Yuu’ya baktı.
“Evet,yanındaki peçeteyi alıp ağzını silebileceğini düşünüyorum Yuu-chan.”
“Çook yorgunumm.!!”
Yuu mızmızlandı ve dudak büzerek Mika’ya baktı.
“Ne?Ağzını da benim silmemi beklemiyorsun herhalde?”
Mika,ona gülerek kafa sallayan Yuu’ya baktı.
“Yok artık.”
“Hadi ama Mika!Çalışan bir insana biraz olsun yardım edemez misin?”
“Yaptığın tek şey aylaklık etmek!”
“Eve birazcık geç gelmem aylaklık ettiğimi göstermez!”
Yuu somurtmayı bıraktı ve yalvaran gözlerle ona baktı.
“Heeey…Lütfennn!!”
Mika ofladı ve Yuu’nun önüne geldi.Elini peçeteye uzatırken,Yuu Mika’nın elini tuttu.
“Peçeteyle değil,kendin temizlemeni istiyorum..”
Mika,Yuu’nun ne dediğini anlayınca gözleri kocaman açıldı.
“S-sen ne—”
Yuu eliyle Mika’nın yüzünü kavradı.
“Hadi Mika..”
Yuu’nun ona bu şekilde davranmasına alışkın olmayan Mika bir an durdu.
Yuu’nun tatlı bakışlarına daha fazla dayanamadı ve onun sırtını soğuk duvarla buluşturdu.Ellerini iki yana koydu ve Yuu’ya yaklaştı.
Yuu bir eliyle Mika’nın yüzünü kavrarken,diğer elini de Mika’nın saçlarından içeri daldırdı.Mika’nın sıcacık dudaklarını hissederken gözlerini hafifçe kapadı.Öpüşüne karşılık verirken onu kendine bastırdı.
Mika duvara dayadığı ellerini Yuu’nun sırtına koydu.Dilini Yuu’nun dudaklarında gezdirmeye başlayınca Yuu hafifçe inledi.Onun dudaklarındaki lezzet köriyle beraber artarken, Mika kendini tutamadı ve Yuu’nun dudağını çekip ısırdı.
Dudaklarından kaçan iniltiye engel olamayan Yuu,dilini Mika’nın diliyle buluşturdu.Şehvetli bir şekilde öpüşürken, ikisinin de yanakları al al olmuştu.
Mika bir anlığına geri çekildi.Nefes nefese kalmışlardı.Yuu mayışmış bir şekilde ona baktı.
Öpüşmek çok güzel…
Buna bayılıyorum…
Mika’yla sürekli öpüşmek istiyorum..
Mika Yuu’nun yüzüne bakarken,Yuu alnını Mika’nın alnına yaslamıştıNefesini kontrol altına alınca gülümseyerek Mika’ya baktı.Mika ona alay edercesine güldü.
“Öpüşmek hoşuna gidiyor sanırım?”
“Buna bayıldım Mika..”
Yuu bunu normalde asla söyleyebileceğini zannetmiyordu.Ancak anın etkisi o kadar büyülüydü ki,Mika’nın bu dediklerini sorun edeceğini bile düşünmüyordu.
Tekrar Mika’nın dudaklarına yönelecekken,telefonuna gelen arama sesi ile birlikte geri çekildi.Yuu telefonunu çıkardı ve Mitsuba’nın aradığını gördü.
“Üzgünüm..Bunu açmam gerekiyor..”
Mika onun kim olduğunu merak etti.Aniden unuttuğu bir ayrıntı aklına geldi.
Çatıda Yuu’nun yanında gördüğü kız olabilir miydi arayan?
“Merhaba Mitsuba.”
Mika sinirle gözlerini kaçırdı.
Demek adı Mitsuba..
“Evet,eve geldim.”
Yuu Mika’ya kaçamak bir bakış attı ve telefona döndü.
“Hayır hayır hiçbir sorun çıkmadı.Merak ettiğin için teşekkür ederim.”
Mika sinirle Yuu’ya baktı.
Kim Yuu’yu merak ediyor?
“Aslına bakarsan eve yeni geldim ve düşünmeye pek vaktim olmadı.”
Mika dikkatle onu dinliyordu.
“Hayır problem değil.Sabah erkenden orada olacağım.Haber verdiğin için teşekkürler,okulda görüşürüz.”
Yuu telefonu cebine koydu ve Mika’ya baktı.
“Şimdi devam edebilir miyiz?”
Yuu Mika’dan cevap beklemeden dudaklarına yöneldi.Ancak Mika kendini geri çekti.Yuu kaşlarını çatarak ona baktı.
“Sorun ne Mika?”
“Arayan kişi…Mitsuba kim?”
“Ah,o mu?Sana dün bahsettiğim kız.”
Mika şaşkın şaşkın Yuu’ya baktı.Gerçekten de düşündüğü gibiydi.Onun Yuu’yu neden aradığını merak etti.Sabah erken saatte buluşmak istediğini söylemişti.Bu bir randevu muydu?
Ama şu an Yuu’nun yaptıkları…
Gerçekten kız arkadaşı varsa neden beni öpüyor?
Neden yapıyor bunu?
“Ama biliyor musun,aslına bakarsan-”
Yuu sözünü tamamlayamadan,Mika ellerini indirdi ve Yuu’dan uzaklaştı.
“Matematik ödevimi yapmam gerekiyor.”
Yuu telaşla ondan uzaklaşan Mika’ya baktı.
“Bekle,hey!”
Yuu Mika’nın neden böyle tuhaf davrandığını merak etti.Onun arkasından düşünceli bir şekilde bakarken,Mika Yuu’yu arkasında bırakarak odasına gitti.
🍂🍂🍂🍂
Mika ve Yuu,Mika’nın odasındaki futonun altına girmiş,ödevlerini yapıyorlardı.
Yuu kalemini masaya bırakarak ellerini çenesine koydu ve Mika’yı izlemeye başladı.Ödev yaparkenki ciddi tavrının ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edemedi.
“Hey Mika.”
“Evet?”
Mika başını kaldırmadan ona cevap verdi.
“Yarın okula bensiz gidebilir misin?Benim erken çıkmam gerekiyor.”
Mika bu sözle birlikte bir süre sessiz kalırken,duygusuz bir ses tonuyla konuştu.
“Sevgilini kahvaltıya mı götürüyorsun?Ne tatlı.”
Mika’nın söyledikleriyle kaşları çatıldı Yuu’nun.
“Mika,neden sürekli sevgilimin olduğunu söyleyip duruyorsun?Benim sevgilim falan yok.”
Yuu’nun bu sözleriyle,Mika’nın kaşları havaya kalktı.Yuu’nun dediklerini bir süre düşünürken,tedirgin ve şaşkınlık içinde ona baktı.
“Yok mu?”
“Evet.”
“Ama bugün o kızla beraberdin.?”
Yuu Mika’nın neyden bahsettiğini anlayınca güldü.
“Ha o mu..Olan şeylere inanamayacaksın.Aslında ortada bir aşk itirafı falan yokmuş.Tamamen oyuna geldim yani.”
Mika’nın şaşkınlığıyla beraber sevinci de artarken,sordu tekrar.
“Ne demek istiyorsun?”
“Okulun dizi film kulübündekiler yeni bir oyuncu ve konsept belirlemeye çalışıyorlarmış.Beni gözlerine kestirmişler. Hatta videoya bile çekmişler.Bugünkü arkadaşlarımla Mitsuba sayesinde tanıştım.Mitsuba da kulüp başkanıymış.”
Yuu olanları anlatırken,Mika gözlerini kırpıştırarak onu dinliyordu.
“Anlayacağın ortada teklif yok.Hatta ilk günden gelen bir itirafa inandığım için benimle dalga bile geçtiler.”
Yuu gülerek ona bakarken,Mika olayları tam olarak idrak edememişti.
“O zaman bugün okul çıkışında ne yaptın?”
“Ah,çocuklar kulübe katılmam için çok ısrar ettiler.Ben de dayanamayıp kabul ettim.Filmi yayınlamamıza 2 haftadan az zamanımız kalmış.Bu yüzden konseptin ne olacağı hakkında tartışmak için okulun arkasında toplandık.Sonra da basket oynayınca biraz geciktim işte.”
Yuu kendini bir solukta açıklayınca,Mika şaşkınlıkla sordu.
“Yani ortada bir teklif ve bir kız arkadaş yok öyle mi?”
“Evet,aynen öyle!”
“Ben..Anlıyorum…”
Mika gülümsemeden edemedi.İçten içe çok rahatlamıştı.
Artık endişe etmeme gerek yok..
Yuu’nun bir kız arkadaşı yokmuş..
“Sevgilim olduğunu düşünmene inanamıyorum.Az önce seni öptüm,nasıl böyle bir şüpheye düşebilirsin ki?”
“Tamam,bunun oldukça tuhaf olduğunu kabul ediyorum.”
Mika rahatlamış bir biçimde derin bir nefes verirken,Yuu bu sözle rahatsız bir şekilde gözlerini kaçırdı.
Tuhaf mı?
Asıl tuhaf olan bizim sevgili bile değilken öpüşmemiz değil mi?
Neden bunu sorgulamak yerine kendi kendine kurduğun aptalca düşünceleri sorguluyorsun ki?
Yuu’nun yüzündeki tebessümü silinirken,Mika gözlerini ona çevirdi.
“Sevgilin olmadığını daha önceden söylemeliydin..”
Yuu ona baktı ve kaşlarını çattı.
“Söylememe izin vermedin ki!”
“Bu düşünce çok rahatsız ediciydi..”
Mika’nın mırıldanmasıyla,Yuu parmağını onun kenetlemiş olduğu ellerine dokundurdu.
“Belki de kafanda kurduğun şeyleri dert edinmek yerine benimle paylaşmalısın.Böylece senin üzülmediğinden emin olabilirim.”
“Evet,bir dahakine kesinlikle böyle yapacağım.”
Üzüldüğünü kabul eden Mika’ya,Yuu sinsi bir şekilde güldü.
“Çok kötüsün Mika..Benimle bu yüzden mi soğuktun yoksa?”
Mika aniden kızardı.
“N-ne alakası var Yuu-chan?!Bu benim her zamanki halim..!”
“Ama böyle davranarak beni çok üzüyorsun..”
Yuu’nun şakayla karışık söylediği sözlerle,Mika kaşlarını kaldırarak ona baktı.
“Gerçekten mi?”
Yuu tedirgin bir şekilde gülümsedi.
“Hayır,şaka yapıyorum.!”
Mika’nın ona masum masum baktığını gören Yuu,kendini tutamayıp iltifat etti ona.
“Çok yakışıklısın,biliyor musun?Saatlerce oturup seni izlesem asla sıkılmam..”
“Yuu-chan…!”
Mika yanaklarının alev aldığını hissedince,Yuu ona sinsice gülümsedi.
“Kızardığın zaman çok tatlı olduğunu söylemiş miydim?”
“Benimle uğraşmayı kesecek misin?!”
Mika hala kızarık olan yanaklarıyla ona kızarken,Yuu onunla dalga geçmeye devam etti.
“Neden üzgün görünüyorsun Mika?Yoksa az önce mutfakta yaptığımız şey yarım kaldı diye üzgün müsün?”
Yuu ona gülünce,Mika sinirle ona baktı.
“Ben üzgün değilim,sinirliyim!”
Mika yerinden kalktı ve Yuu’ya baktı bıkkın bir şekilde.
“Senin yüzünden gecenin bu saatine kadar ödevleri bitiremedik Yuu-chan.”
“Evet evet,özür dilerim!”
Mika kollarını açarak esnedi ve masada duran ödevlere baktı.
“Anlaşılan bu gece işimiz uzun.”
Bu sözle birlikte Yuu sırıttı.
“Mikaaa,benden uzaklaşan sensin ve şimdi daha fazlasını mı istiyorsun?Sen gerçekten de çok yaramazsın!”
“Aptal!Ödevlerden bahsettiğimi biliyorsun!”
Yuu bir kahkaha patlattı.
“Gidip kahve getireceğim.”
Mika gözlerini devirdi ve hızla odadan çıktı.
“Tamamdır.Seni burada bekliyorum!”
Yuu Mika’nın arkasından baktı ve kendini yere attı.Mika’yla olan şeyleri düşününce kendi kendine kıkırdadı.
“Benim küçük tatlı Mika’m..”
Yuu gülümseyerek mırıldandı ve henüz tamamlamadığı ödevleri unutarak uykuya daldı..
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁