Alde Lotus - Bölüm 4
Mika,okuldan çıkmak için çantasını toplarken cebini titreten mesaj sesiyle telefonunu çıkardı.
[15:05:23 p.m]:
Halletmem gereken bazı işlerim var.Epey meşgul olacağım.Beni bekleme.Evde görüşürüz!
-Yuu
Mika,okuduğu mesajla yüzünü buruşturdu.
Bu da nereden çıktı böyle?
Bu aralar beni epey boşluyor..
Ne işi olabileceğini merak etti Mika.Sonra aklına o kız geldi.
Ah..Tabii ki biricik sevgilisinin yanında olacak.Eve benimle yürümesini bekleyemezdim…
Kalbinin burkulduğunu hissetti bir an.
Tamam,sanırım bunun hakkında pek düşünmemeliyim.Bu durumu ne kadar çabuk kabullenirsem o kadar az acı verici olur.
Okuldan çıktı Mika.Genelde çok az eve tek yürüdüğü zamanlar olmuştu.Okula giderken ve eve dönerken ona eşlik eden kişi hep Yuu oluyordu.
Yuu için,Mika diğer herkesten önemliydi.Ve Mika’nın Yuu’daki bu değerini biliyor olması onu içten içe rahatlatıyordu.Şimdi ise bu konuda artık emin olamıyordu.Yuu Mika hakkında umursamaz davranıyordu.
Veya sadece Mika böyle hissediyordu.Böyle olunca kendini yalnız hissetti Mika.
Öyle biri için üzülüyor muyum..?
Cidden,kendimi anlayamıyorum..
Her ne kadar Yuu’ya karşı umursamaz bir tavırla yaklaşsa da,Mika için de Yuu herkesten önemliydi.Ve Mika onun her şeye gülmesini bile özlemişti aniden.Onun gülümsemesini düşünmek bile,Mika’nın içini ısıttı.
Yanında olmayışı kalbini acıttı.Farkında olmadan gözlerinin dolduğunu hissetti.Mika asla öyle biri olamamıştı.En son içtenlikle güldüğü zamanları hatırlayamıyordu bile.
Sanırım Yuu gibi olduğum tek zaman 6 yaşıma kadar olan zamandı.
Mika geçmişini hatırlayamıyordu.Ve babası da asla geçmiş hakkında konuşmazdı.Mika’nın kendisi hakkındaki soruları hep havada kalıyordu.Babası hiçbirini cevaplamıyordu.
Küçük bir eşya?
Veya geçmişi hatırlatacak,zihninin bir kenarında unutulmuş küçük bir anı?
Mika’da hiçbiri yoktu.Geçmişe dair hatırladığı tek şey,6 yaşında yaşamış olduğu o korkunç travmaydı.
Mika,boğazında bir yumru oluştuğunu hissetti.
Hayır,artık bunun hakkında düşünmek yok.
Mika derin bir nefes verdi.Bu konu üzerinde düşünmeyi bırakalı yıllar olmuştu.
“Hey!Mika!”
Mika arkasını dönüp ona seslenen Ferid’e baktı.Crowley ile birlikte Mika’ya doğru yürüyorlardı.
“Hey..”
“Dostum,seni tek görmeye alışkın değiliz..Yuu nerede?Eve her zaman birlikte gitmiyor muydunuz?”
Crowley’in sorusuyla,Mika rahatsız bir şekilde cevap verdi.
“Okuldan sonra yapacak işleri varmış,bu yüzden onu beklemememi söyledi.”
“Öyle mi?Alışıldık şey değil.”
Ferid’in şaşkınlığı üzerine Mika omuz silkti.
“Muhtemelen sevgilisiyledir.İlgilenmiyorum fazla.”
Mika,Ferid ve Crowley’i süzdü ve onlara sordu.
“Siz nereye gidiyorsunuz?”
“Bu haftaki basket maçı için antrenman yapmaya gidiyoruz. Gelmek ister misin?”
“Pas geçeceğim.Eve gidip uyumak istiyorum sadece.”
“Dostum,uyumadan önce Bay Lacus’un verdiği matematik ödevini yapmayı unutma.Azar işitmeni istemeyiz.”
Ferid’in gülmesiyle Mika onu onayladı.
“Ah,evet.Tamam.Yapmaya çalışacağım.”
“Bu iyi,pekala.Yarın okulda görüşürüz Mika!”
Ferid ve Crowley Mika’ya veda edip gidecekleri yöne yürümeye başladılar.
“Evet,görüşürüz!”
Mika arkalarından el salladı ve yola devam etti.Eve girmeden önce marketten biraz atıştırmalık almaya karar verdi.Markete girdi ve abur cubur reyonuna yöneldi.
Hmm..Sanırım biraz protein bar alacağım,ve bir soğuk kahve alabilirim.
Yuu-chan için de sütlü kahve ve karamel krema dolgulu büyük bir kalıp çikolata alacağım.Bunları çok seviyor.
Mika onları aldıktan sonra evde eksik olan temel ihtiyaçları da aldı ve kasaya doğru yürüdü.Aldıklarını kasaya bıraktı.
“Hoş geldiniz,ürünleriniz toplamda 20 dolar tutuyor.”
Mika ödemeyi yapıp aldıklarını çantasına attıktan sonra marketten çıktı.
Serin rüzgar yüzüne çarparken hafifçe ürperdi ve hızlıca evin yolunu tuttu.
🍂🍂🍂🍂
“Yuu-kun çok utanmışa benziyorsun!”
Yoichi’nin söylediği sözle Shinoa tekrardan gülmeye başladı.
“Evet evet!Yüzündeki kararsızlık ve yanaklarındaki kızarıklık fotojenik olan yüzüne çok yakışmış Yuu-san.
Tıpkı beklediğimiz gibi bir rol.Tebrikler!!”
Shinoa ve diğerleri onunla dalga geçerken,Yuu al al olmuş yanaklarıyla birlikte onlara baktı ve sinirle söylendi.
“Hey,dalga geçmeyi bırakın!O itirafı gerçek sanmıştım ben!”
Diğerleri kahkaha atmaya devam ederlerken,Yuu kollarını kavuşturdu sinirle.
Şu an çalışma yapmak için basketbol sahasında toplanmışlardı.Herkes Mitsuba’nın çevresine doluşmuş, düne ait video görüntülerini izliyorlardı.
“Kim ilk günden yapılan bir itirafa inanır ki?Kendini biraz fazla beğenmiyor musun Yuu-san?”
Shinoa’nın daha fazla gülmesi üzerine Yuu utançla bağırdı ona.
“Gizlice beni çektiğin için seni dava edeceğim Shinoa!!”
“Evet evet.Yaparsın tabii.Ben de aynı zamanda görgü tanığın olacağım.”
Yuu elinin altındaki şişeyi Shinoa’ya fırlatırken,Shinoa gülerek yakaladı şişeyi.
“Hey hey!Bence biraz sessiz olup bu atışmaya bir son vermeliyiz!”
Yoichi’nin söylenmesiyle herkes ona döndü.
“Yuu-kun,seni bu şekilde videoya aldığımız için üzgünüz. Mitsuba sadece işe yarar birilerini bulmaya çalışıyordu..”
Mitsuba onu onayladı ve Yuu’ya baktı.
“Evet öyle.Aynı zamanda yeni bir konsept belirlemeye çalışıyorduk.Ve yeni bir üyeye ihtiyacımız vardı.Seni de gözüme doğru kişi olarak kestirdim.”
Yuu ona şaşkın şaşkın bakarken,Mitsuba eliyle kendini işaret etti.
“İyi yapmışım değil mi?!”
Mitsuba’nın kendini övmesi üzerine Yuu ona güldü.
“Sen de rolünü çok güzel oynadın Mitsuba.Ben gerçekten beni sevdiğini düşünmüştüm.”
“Eh,ne de olsa kulüp başkanıyım.Olsun o kadarı.”
Mitsuba kendini beğenmiş şakacı bir tavırla söylenince kendi aralarında gülüştüler.
Kimizuki basket topunu elinin altına aldı ve yere çöktü.
“Ee?Yeni konseptimiz ne olacak peki?”
Kimizuki su şişesini eline alıp içerken,Shinoa konuştu.
“Okul hayatında geçen bir romantizm türünü denedik ve başarılı olduk.Yuu-san gibi bir oyuncumuz olduğuna göre izlenme konusunda sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Onun oynadığı romantik bir film ile tüm okulun ilgisini çekebiliriz.”
“Romantizme dayalı bir teması olacak yani.Pekala,bu sıkıcı bir şey olursa izlenme olacağını sanmıyorum.”
Kimizuki,sorgulayacı bir tavırla diğerlerine baktı.
“Romantizmi ilgi çekici yapacak farklı bir fikri olan var mı?”
“Savaşlı bir filme ne dersiniz?!Düşman kılıçların bir kız için dövüştüğü sahne gelir ve bam!Düşmanı nakavt eden samuray,kurtardığı kızın hayatının aşkı olur!”
Yuu heyecanla anlatımını bitirirken,diğerleri ona tuhaf bir şeymiş gibi baktı.
“Ne?Yaratıcı olmaya çalışıyorum!”
“Bu oldukça sıradandı..”
“Hiç de değildi!”
Diğerlerinin gülmesi üzerine Yoichi durumu açıkladı.
“Yuu-kun…Okulda bu tarz bir filmi çekebileceğimizi düşünmüyorum.Ayrıca böyle büyük bir olay örgüsü için yeterli ekipman ve efektler için bir uzmanımız yok..Yani es geçmek zorundayız bu fikri.”
“Kötü oldu bu..”
Yuu mırıldanırken,Kimizuki ona ters bir şekilde baktı.
“Bu film için farklı bir fikir arıyoruz seni aptal.Savaşlı eski zamanlardan kalma fikirlerini kendine sakla.”
“Hey,sen kime aptal diyorsun?!”
“Biraz daha sakin olup konu üzerine yoğunlaşabilir miyiz arkadaşlar?”
Yoichi’nin sözüyle Mitsuba onu onayladı ve diğerlerine baktı.
“Arkadaşlar,kulüp olarak filmi yayınlayacağımız tarihe az kaldı.Bu yüzden hemen bir fikir bulsak iyi olacak.”
“Bekle,bunun için tarih mi verdiniz?”
Yuu’nun sorusu üzerine Mitsuba açıkladı.
“Evet,yılın belirli dönemlerinde film için gerekli olan süreyi ayarlarız ve çıkaracağımız tarihe kadar bitirmiş oluruz. Bazen izlenmelerden para kazandığımız bile oluyor.Bu yüzden Müdür Bey’in verdiği tarihe kadar filmi bitirmek zorundayız.”
“Anladım..”
O sırada Yuu,gelen bildirim sesiyle telefonunu çıkardı.
[19:26:10 p.m]:
Neredesin?Hava kararmak üzere.
-Mika
Beni merak mı ediyor?
Bu biraz yeni..
Yuu sırıtmasına engel olamadı ve ona mesaj yazdı.
[19:27:15 p.m]:
Birazdan evde olacağım.
Mesajını gönderip telefonu cebine soktu.
“Pekala,anlaşılan bir sonuca varamayacağız.Herkes eve gittiğinde iyice bir düşünsün ve yarın müthiş fikirlerle dönsün.Anlaştık mı?”
Herkes Mitsuba’yı onaylarken Shinoa onlara sırıttı.
“Evet evet.Ama ondan önce..”
Shinoa ayağa kalktı ve neşeyle Kimizuki’nin yanındaki topu aldı.
“Beynimizin açılması için biraz spor iyi gelir diye düşünüyorum!”
“Bu saatte mi?Hava kararmak üzere.”
Yuu’nun tedirgin olduğunu gören Shinoa ona takıldı.
“Hadi ama Yuu-san.Kocaman bir çocuk oldun,eve karanlıkta gitsen bir şey olmaz değil mi?Eğer çok korkuyorsan seni evine kadar bırakabilirim.”
“Hey,korktuğum falan yok!O yüzden dememiştim.Sadece evde–”
Shinoa topu Yuu’ya fırlatınca,Yuu’nun söyledikleri yarım kaldı.
“O zaman iyi.Hadi başlayalım!”
Yuu,Shinoa ve diğerlerine baktı.Ardından kararını vererek topu sıkıca tuttu.
Sanırım biraz oyundan bir şey olmaz..
Sadece yarım saat.Mika bunu sorun etmeyecektir.
Yuu derin bir nefes verdi ve gülerek Shinoa’ların yanına koştu.
🍂🍂🍂🍂
Saat 11’e gelirken,Yuu zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı.Koşarak okuldan çıkarken panikle telefonunu çıkardı.Mika’dan gelen 30 cevapsız çağrı ve onlarca mesajı görünce,Yuu panikle dudağını ısırdı.
E-eyvah..!
Çok geç kaldım!!!
Mika sinirden deliye dönmüştür şimdi!!
Yuu Mika’nın ona nasıl kızacağını düşündü ve daha hızlı koşmaya başladı.Karşıya geçmek için köprüyü kullanmaya karar verdi.O aceleyle merdivenleri koşarak çıkarken,ayağı bir şeye takıldı ve geriye doğru savruldu.
Tam düşecekken Yuu,birinin onu tuttuğunu hissetti.Korkudan kapattığı gözlerini hafifçe açtı ve kendisine bakan bir çift kırmızı gözle karşılaştı.
Yuu şaşkınlıkla ona bakarken,o bir anda Yuu’ya yaklaşmaya başladı.Burun buruna geldiklerinde burnunu Yuu’nun burnuna hafifçe sürttü ve geri çekilip Yuu’yu doğrulttu.Yuu farkında olmadan tuttuğu nefesini verdi hemen.
Ardından Yuu’nun önüne geçip onun takıldığı teneke kutuyu eline aldı ve havaya atıp tuttu.
“Bastığın yere dikkat et.”
Kırmızı gözlü çocuk Yuu’ya gülümseyip göz kırptı.Ardından yoluna devam etti.
“A-ah!!”
Yuu kendine geldi ve bağırdı arkasından.
“Beni yakaladığın için teşekkür ederim!”
Çocuk gözden kaybolurken,Yuu arkasından bakmayı sürdürdü.
Onun kim olduğunu merak etti.Daha önce gördüğünü hatırlamıyordu.
Neyse,daha da görmem sanırım..
Yuu üstünü silkeledi ve yeniden eve doğru koşmaya başladı.
🍁🍁🍁🍁🍁 🍁 🍁