Alde Lotus - Bölüm 38
•REC•
“Hey,bugün ne yapmak istersin?”
Sarışın çocuk,heyecanla kumral olan çocuğa baktı.
“Park!”
“Parka mı gitmek istiyorsun?”
“Evet evet!!”
“Hey,gel buraya Mika.”
Kumral çocuk,sarışın çocuğun yanına çöktü ve kamerayı kendilerine doğrulttu.
“Beni seviyor musun?”
“Evet!”
“Ne kadar seviyorsun?”
Sarışın çocuk,kollarını sıkı bir şekilde onun boynuna doladı ve neşe içinde bağırdı.
“Seni çoooook seviyorum Fujisaki nii-san!”
-Kayıt Sonu.-
Yuu kocaman açılmış gözleriyle telefona bakarken,Fujisaki kendinden emin bir şekilde gülümsedi.
~Bu Mika…
~Fujisaki onu da mı çocukluğundan beri tanıyormuş yani.?
“A-anlamıyorum..Bu nasıl olabilir..?”
“Bu sadece normal bir video.O belleğin içinde bunlardan yüzlerce var.”
Yuu şaşkın bakışlarını Fujisaki’ye çevirirken,Fujisaki başka bir kayıt açtı.
“Sana göstereceğim kanıt burada.”
Video açılırken Yuu yavaşça telefonu eline aldı. Göreceklerinden öylesine korkuyordu ki,bir an izlemeyi reddetmek istedi.Video açılmaya başlarken sessizce yutkundu.
Mika’nın ağladığını görünce,anlamaz gözlerle izlemeye başladı.
•REC•
“Al bakalım.”
Sarışın çocuk,iç çekerek ona uzatılan sıcak çikolatayı aldı.
Titreyen elleriyle kahveyi tutmaya çalıştı ve onu sarmalayan battaniyeye daha da sokuldu.
Kumral çocuk kamerayı sabitledi ve arkasına geçip sarışına çevirdi.
“Evet,başlayabilirsin.”
“N-ne yapacağım..?”
Kumral çocuk,kameranın arkasından işaret verdi.
“Kendinden bahset biraz.Ben seni yönlendireceğim.”
Gülümseyerek mavi gözlerine baktı.
“Bu sadece her zamanki çekimlerimizden biri. Seninle bir oyun oynuyoruz.Bu yüzden rahat ve dürüst ol.”
Sarışın çocuk,gözlerini karşısında duran kameraya çevirdi.
“T-tamam..B-ben..”
Gözleri tekrardan dolmaya başlarken,titreyen sesiyle konuştu.
“Ben Mikaela Shindo..”
“Evet,devam et.”
“6 yaşındayım..Ve..En sevdiğim kişi Fujisaki nii-san..”
“Hahaha,neden en çok onu seviyorsun?”
“Çünkü o hep benimle ilgileniyor..Birlikte oyunlar oynuyoruz…Beni gerçekten seviyor..Ve korumaya çalışıyor..Ve bana şeker de alıyor..”
“Sana şeker almamı çok mu seviyorsun?”
“E-evet..Çünkü evde şeker yememe izin verilmiyor.. Ama Fujisaki nii-san bana hep şeker alıyor..O çok iyi bir insan..”
“Onu herkesten çok mu seviyorsun?”
“Ş-şey..Evet..”
“Bu çok sevdiğin insana tüm kalbinle güveniyor musun?”
“..E-evet..”
“O zaman bana her şeyinle dürüst olur musun?”
“..Ah..Ş-şey..Olurum…”
“Neden evden kaçtın?”
Sarışın çocuk,oturduğu koltukta rahatsızca kıpırdandı. Ağlamamak için kendini sıktı.
“B-ben…”
“Bana her şeyi anlatabilirsin,sana yardımcı olacağım.”
Sarışın çocuk daha fazla gözyaşlarını tutamazken,elindeki bardağı yere düşürdü.Parçalara ayrılan bardak sesiyle beraber,korku içinde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
“..B-ben..Y-ya-yaptım..”
“Ne yaptın?”
“B-ben..Ö-ö-öldürdüm..”
“Kimi öldürdün?”
“…”
“Bana karşı dürüst ol.”
Sarışın çocuk gözlerini sıkıca kapattı ve dizlerini kendine çekti.
“B-ben a-annemi öldürdüm..”
Kumral çocuk,gülümseyerek baktı ona.
“Ahah,bu korkunç.”
“B-ben yaptım..Çok korktum..Ellerimde hep kanlar vardı..B-ben çok korkunç birisiyim..!”
Küçük çocuk hıçkıra hıçkıra ağlarken,kumral olan güldü.
“Sen bir katil misin?”
“B-ben bir katilim..”
“Bu seni iğrenç biri yapmaz mı?”
“İ-iğrenç bir insanım..”
“Hayır,sen bir canavarsın.”
Kumral çocuk ona yaklaştı ve gözlerinin içine baktı.Kırmızı gözlerini,sarışının dolu dolu olan mavi gözlerine kilitledi.
“Sen yaşamayı hak etmiyorsun.”
Sarışın çocuk kocaman açılan mavi gözleriyle ona baktı.
“Ölmek ister misin?”
Sarışının ağlaması şiddetlenirken çığlık çığlığa bağırdı.Elleriyle kulaklarını kapatırken,acı içinde kafasını salladı.
“Ben artık yaşamak istemiyorum!”
-Kayıt Sonu-
Videonun sona ermesiyle,Fujisaki geriye doğru yaslandı. Telefona düşen gözyaşını görünce Yuu’ya baktı.Yuu ağlıyordu.
“S-sen…”
Yuu aniden Fujisaki’nin üzerine atladı.İki yakasından tutup kaldırırken sinirle bağırdı.
“6 yaşındaki bir çocuğa nasıl bunları söylersin?!!”
Yuu gözyaşları içinde öfkeyle konuştu.
“Ölmeyi istemek mi?!Küçücük bir çocuğa nasıl böyle bir şeyi teklif edersin?!!”
“Hey,sakin ol.Onu öldürmedim sonuçta,değil mi?”
Fujisaki gülerek ona baktı.
“Gerçi babası olayları fark etmeseydi onu yanıma alabilirdim..Ama o günden sonra Mika’yı uzun bir süre görmedim.”
Fujisaki’nin yüzü,aniden aldığı tokatla yana doğru savruldu.
“Sen korkunç birisin..”
Yuu gözyaşları içinde konuşurken,Fujisaki kahkaha attı.
“Aynen öyle,ben korkunç biriyim!”
Yuu yavaşça geri çekildi ve nefretle ona baktı.
“Çıkmaktan bahsediyorsun bir de..Sana asla aşık olmayacağım…”
Fujisaki yerinden doğruldu.
“Öyleyse benden nefret et.”
Kollarını açarak Yuu’ya baktı.
“Nefret de bir duygudur.”
Kendinden emin bir şekilde gülümsedi.
“Bana duyduğun bu nefret zamanla büyük bir aşka dönüşecek.Birine haddinden fazla nefret beslersen zamanla o kişiyi sevmeye başlarsın.Sevgi ve nefret ters orantılıdır Yuu.”
Yuu şok olmuş bir biçimde onu izlerken Fujisaki Yuu’yu kendine çekti ve başını boynuna gömdü.
“Bana aşık olacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum.”
Fujisaki kafasını kaldırdı ve ciddi bir şekilde ona baktı.
“Artık seninle dalga geçmediğimi anladığını varsayıyorum Yuu.”
Fujisaki’nin tehditkar bakışları,her şeyi açığa kavuşturuyordu.Yuu’nun gözlerinden yaşlar süzülürken, Fujisaki kollarını ona sardı.
“Her şeyi bırak ve benimle Amerika’ya gel.”
Büyük bir mutlulukla fısıldadı Yuu’nun kulağına.
“Sana söz veriyorum,orada çok mutlu olacağız..”
🍂🍂🍂🍂
Gecenin bir saatinde,Mika yattığı yatakta kıpırdandı.Gözlerini yavaşça aralarken yaralarının sızlamasıyla yüzünü buruşturdu.Telefonu eline aldı ve saate baktı.
~Saat 3’e geliyor..
~Neden gecenin bu vaktine kadar uyudum?Ferid yanımda değil miydi?
Başına saplanan ağrıyla elini alnına götürdü.O sırada,alt kattan sesler geldiğini duydu.
~Bu Yuu-chan mı?
Mika yataktan doğruldu ve kapıya yöneldi.Odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladı.Alt kattan duyduğu sesler, kaşlarını çatmasına neden oldu.
~Evde başka biri mi var?Yuu-chan tek değil mi?
Mika aşağı indiği zaman gözleri Yuu’yu aradı.Mutfağın girişinde durduğunu görünce ona seslendi.
“Yuu-cha—”
Mika’nın seslenmesi,mutfaktan çıkan ikinci kişiyi görünce kesildi.Gözleri kocaman açılırken şok olmuşcasına ona baktı.
~Fujisaki?!Onun burada ne işi var?!
Aniden Fujisaki’nin Yuu’yu duvarla kendisi arasına almasıyla kaşları çatılırken,Fujisaki’nin onu öpmesiyle nutkunun tutulduğunu hissetti.
~Neler oluyor?!Neden Fujisaki burada ve neden Yuu onu itmiyor?!
Mika korkuyla gerilerken,arkasında duran sehpaya çarptı.Sehpanın üzerindeki vazo yere düşüp parçalara ayrılırken, Yuu bir anda ellerini Fujisaki’nin ensesinden indirip uzaklaştı.Hızla arkasını döndü ve Mika’ya baktı.
“M-Mika?”
Mika anlamaya çalışırcasına ona baktı.
~Anlamıyorum…Burada haltlar dönüyor..?!
“Uyandırdım mı seni?”
Yuu’nun endişeyle sorduğu soru üzerine Mika sakin kalmaya çalışarak konuştu.
“S-siz ne yapıyorsunuz burada.?”
Mika’nın gözleri kapıya çevrildi.Kapının yanında duran 2 adet büyük bavulu görünce kaşlarını çattı.
“O bavullar ne öyle..?”
Yuu bir şey demeden sessiz adımlarla ona yaklaştı.Usulca elini tuttu Mika’nın.
“Mika.”
Yuu yavaşça Mika’ya uzandı ve yanağına küçük bir öpücük bıraktı.
“Teşekkür ederim.”
“N-ne teşekkürü.?”
“Şu zamana kadar yaptığın her şey için çok minnettarım.”
Mika ellerini kendine çekti ve anlamaz gözlerle baktı ona.
“Neden böyle konuşuyorsun.?”
Yuu ifadesiz bir yüzle ona baktı.
“Ben gidiyorum.”
“Gitmek mi..?Nereye.?”
Fujisaki arkadan gelip elini Yuu’nun omzuna koydu.Yuu elini,Fujisaki’nin elinin üstüne koydu.
“Amerika’ya gidiyorum.”
Mika şaşkın bakışlarla ona bakarken,yere doğru kaydığını hissetti.Duvarın dibine çöktü ve başını ellerinin arasına aldı.
~Saçmalık.
~Bu saçmalık..
~Dalga geçiyor olmalı.!
Mika kendini gülmeye zorladı ve ayakta duran Yuu’ya baktı.
“Ş-şaka yapıyorsun..Değil mi?”
Yuu cevap vermeden gözlerini kaçırdı.
“Neden gidiyorsun peki..?”
“Her şeyi biliyorum.”
“N-ne biliyorsun.?”
Yuu’nun belirsizliği Mika’yı öldürürken,söylediği sözlerle nefesini tuttu.
“Senin anneni öldürdüğünü biliyorum.”
Başından aşağı kaynar sular döküldüğünü hissetti Mika.Gözleri hızla dolarken,nefesinin kesilmesiyle güç bir şekilde ona baktı.
“Senin bunu bilerek yapmadığına eminim.Sen öyle biri değilsin.”
Yuu Mika’nın yanına çöktü.
“Ama ben bu şekilde daha fazla burada kalamam.”
Yuu acı bir tebessümle ona baktı.
“Çok özür dilerim..”
Mika’nın gözlerinden yaşlar süzülürken,hızla Yuu’nun elini tutup yalvarmaya başladı.
“Gitme Yuu-chan!Yalvarırım gitme..!Bana bir şans ver!Sana her şeyi açıklayacağım..!”
Yuu elini kendine çekti.
“Yapma…Bırakma beni!”
Mika çaresiz bir şekilde Yuu’ya bağırdı.
“Beraber gidelim!Bu gerçekten beraber kaçalım!Benden nefret de edebilirsin..Ama beni böyle bırakma!”
Yuu,Mika’dan uzaklaştı.
“Bunu yapamam.”
Mika gözyaşları içinde Yuu’ya baktı.
“..Neden..?”
Fujisaki arkadan gelip Yuu’ya sarılırken,Yuu soğuk bir sesle cevap verdi.
“Çünkü biz Fujisaki’yle çıkıyoruz.”
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁