Alde Lotus - Bölüm 37
“Teşekkür ederim,ona iyi bakacağım.”
Yuu doktorla olan konuşmasından sonra telefonu kapattı. Hastaneden eve dönmüşlerdi ve Yuu doktorla bir kez daha konuştuktan sonra içi biraz olsun rahatlamıştı.
Yuu kapısında durduğu odaya girdi.Yatakta uyuyan Mika’ya doğru ilerledi ve yanına oturdu.
Saçlarını okşarken endişeli bir ifadeyle Mika’nın yara içindeki yüzünü inceledi.Gözleri bileğindeki bıçak izlerine takıldı.
~Bunu o yaptı..Yaptığımız anlaşmaya rağmen yine de Mika’ya dokundu..
Aniden telefonuna gelen mesaj sesiyle hızla telefonunu çıkardı.Sinirle,ona gelen mesajı okudu.
[01.35.51 a.m]:
Umarım hediyemi beğenmişsindir!
Ben orada olmadığım için hazırlaması bayağı uğraştırdı..
Ama beğendiğini düşünüyorum.
-Fujisaki
Yuu korku dolu gözlerle telefona bakarken bir mesaj daha geldi.
-Yokluğumda her şey ne güzel ilerliyor değil mi Yuu?Tüm olanlardan habersiz olduğumu sanman takdire şayan.
Yuu sessizce yutkundu.Bu mesaj,Fujisaki’nin tüm her şeyden haberdar olduğunu gösteriyordu.
~Ne yaptım ben.?Bunu tahmin etmem gerekirdi..Her şeye rağmen Mika’ya saldıracağını düşünemedim..
Telefonuna gelen bir diğer mesaja bakarken,göz ucuyla Mika’ya baktı.
-Umarım yaptıklarının sonucunu büyük bir keyifle izlersin.Bundan sonra zarar vereceğim kişi sen olmayacaksın.
Yuu artık anlıyordu.Fujisaki’nin şakası yoktu.
Yuu’yu durduramadığını fark edip Mika’ya yönelmişti ve Fujisaki Yuu’nun Mika’ya zarar gelmemesi için her şeyi yapacağını iyi biliyordu.
Yuu korkuyla Mika’ya baktı.Ona bu şekilde saldırdıysa,ileriki zamanlarda ne yapacağını tahmin bile edemiyordu.Yaptıkları anlaşmayı hiçe saymıştı Fujisaki.
Mika’nın yanına çöktü Yuu.Onun uyuyan yüzünü izledi.Gözleri dolu bir şekilde Mika’nın sıcacık olan ellerini tutup dudaklarına götürdü.
~Özür dilerim..Seni koruyamadığım için çok özür dilerim…
Gözlerinden yaşlar süzülürken,sıkıca elini tuttu onun.
~Ne yapacağım Mika..Bana ne yapmam gerektiğini söyle…!
~Ben çok yoruldum..Yemin ederim çok yoruldum…
🍂🍂🍂🍂
“Evet,işte bitti.”
Yuu gülümsemeye çalışarak Mika’ya baktı.
“Canın acıyor mu?”
Mika,Yuu’nun sorusuyla ona baktı.Gülümsemesinin altında yatan endişeyi fark edince,onu daha fazla telaşlandırmamak adına gülümsedi.
“Hayır,daha iyiyim.”
Yuu tentürdiyotlu pamuğu yavaşça Mika’nın alnına bastırınca,Mika acıyla yüzünü buruşturdu.
“Canın acıyorsa söylemelisin.”
Mika sinirle soludu.
“O şerefsizler savunmasız olduğum bir anda gelmeselerdi onları kendi ellerimle öldürecektim!”
Yuu Mika’nın bileğini sararken tereddütle sordu.
“Sana bunu yapanları hatırlıyor musun?”
“Hayır,benden ne istediklerini bile bilmiyorum.”
“Kim olduklarını bilmediğini mi söylüyorsun?”
“Nereden bilebilirim?Yüzlerini saklamışlardı!”
Yuu Mika’nın bileğini sarmayı bitirdi ve sargıyı ilk yardım kutusuna koydu.
“Her şey bir anda oldu ve bitti.Beni götürdükleri yeri bırak,buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum!”
Mika’nın sinirli söylemleri karşısında Yuu bir süre sessiz kaldı.Yavaşça Mika’nın elini tuttu ve gözlerine baktı.
“Özür dilerim Mika.”
“Neden sen özür diliyorsun?”
“Ben..Tüm bu olanlar benim suçum gibi hissediyorum sadece..”
Gözlerini kaçırdı Yuu.
“Seni koruyamadığım için özür dilerim.”
Mika’nın şaşkın bakışları yerini tebessüme bıraktı ve eliyle Yuu’nun çenesinden kavrayıp kendine çevirdi.Yuu şaşkınca ona bakarken Mika küçük bir öpücük bıraktı Yuu’nun dudaklarına.
“Beni korumanı istemiyorum.”
Mika kollarını Yuu’ya sardı ve gözlerini kapattı.
“Yanımda ol yeter.”
Yuu’nun gözleri dolarken Mika kafasını onun boynuna gömdü.
“Benim tek istediğim şey bu.”
Yuu dolu dolu olan gözleriyle kendini geri çekti ve Mika’nın omuzlarından tuttu.
“Öyle yapacağım.”
Mika’ya gülerek baktı.
“Seni koruyacağım ve hep yanında olacağım.”
Yuu ayağa kalktı ve konuştu.
“Ben öğretmenlerle konuştum.Bugün okula gitmeyeceğiz.”
“Okula neden gitmiyoruz?”
“Sen bu haldeyken nasıl okula gidelim?”
Yuu dolaptan çıkardığı gömleği üzerine geçirdi.
“Ferid’i çağırdım.Ben yokken sana o bakacak.”
“Sen yokken mi?Nereye gidiyorsun?”
“Yapmam gereken bazı işlerim var,dolayısıyla evde olamayacağım.”
Yuu aynadan kendine baktı ve Mika’ya yöneldi.
“Ben gelene kadar uslu uslu otur tamam mı?”
“Küçük bir çocuğu mu uyarıyorsun Yuu-chan?”
“Evet öyle.”
Mika ona gülerken Yuu Mika’nın saçlarını karıştırdı.
“Ferid birazdan burada olur.İşim biter bitmez geleceğim. Geç kalırsam beni beklemeden uyu,iyice dinlenmen gerekiyor.”
Yuu Mika’nın yanağından öptü ve gülerek ona baktı.
“Öyleyse çıkıyorum ben.”
Mika hafifçe gülümserken şaşkınlıkla Yuu’ya baktı.
“Tabii..Görüşürüz..”
Yuu adımlarını çıkışa yönlendirirken,aklından tek bir düşünce geçiyordu.
~Bu oyunu artık sonlandıracağım…
🍂🍂🍂🍂
Yuu,önünde durduğu kocaman evi inceledi.
~Burası bu kadar büyük müydü..?
Fujisaki’nin uzun zaman önce ona atmış olduğu adrese baktı.Bunun bir gün işine yarayacağını hiç düşünmemişti.
~Doğru yere geldim,değil mi?
~Pekala,içeri giriyorum..
Yuu yavaşça kapıyı açıp bahçeye girdi ve evin kapısına geldi. Tedirgin bir şekilde kapıyı çaldı.Kısa bir süre sonra kapı açıldı.Fujisaki karşısında Yuu’yu görünce gülümsedi.
“Hey,bu ne güzel sürpriz!”
Yuu sessizce Fujisaki’yi inceledi.Üzerinde siyah bir tişört ve elinde birkaç tane içki şişesi vardı.
“Gelsene.”
Fujisaki onun girmesi için kenara çekilirken Yuu yavaşça içeri girdi.Gelmeyeli uzun zaman olmuştu,ancak bu evde olan her şey dün gibi aklındaydı.Burası ona tamamen kaçırıldığı günü hatırlatıyordu.Bu düşünceler içini ürpertti.
Fujisaki’yle birlikte salona girdiğinde Fujisaki koltuğa oturdu.Bardağa doldurduğu viskiyi Yuu’ya uzattı.
“İçer misin?”
“Hayır.”
“Pekala.”
Kendi viskisinden bir yudum aldı ve arkasına yaslandı Fujisaki.
“Bu sürpriz ziyaretine çok sevindim,beni o kadar çok mu özledin?”
Yuu gözlerini kaçırdı.
“Sürpriz diyorsun…”
Yumruk yaptığı ellerini sıktı.
“Ama sen buraya geleceğimi zaten biliyordun,değil mi?”
Fujisaki kocaman bir gülümsemeyle ona baktı.
“Belki..”
Yuu,karşısında oturan Fujisaki’ye karşı öfkeyle dolup taşıyordu.
“Ee,senin için ne yapabilirim?”
“Amacının ne olduğunu söyleyebilirsin.”
“Evet,sanırım bunu yapabilirim.”
Fujisaki bir süre düşünür gibi yaptı.Ardından alaylı bir ifade takınarak güldü Yuu’ya.
“Ah,buldum.Sanırım amacım seni geri kazanmak.”
“Ben hiçbir zaman senin olmadım!”
“Sen her zaman bana aittin.”
Yuu onun bu tavrına sinirle bağırdı.
“Bana bir oyuncakmışım gibi davranmayı kes!”
“Bana Mika’ymışım gibi davranmayı bırakmalısın. Neticede seni oyuncak gibi kullanan oydu.”
“Seni Mika’yla bir tutacağımı mı düşündün?Senin aksine Mika bir canavar değil.Hiçbir zaman olmadı!”
Fujisaki ona şaşkınlıkla bakarken aniden güldü.
“Ahahah,pekala.Bu cesur tavrın beni çok heyecanlandırdı. Şimdi konuya girer misin?”
Onun umursamaz tavırlarına sinirlenen Yuu,öfkeyle mırıldandı.
“Neden bunu yaptın.?”
“Ne yaptım?”
“Neden Mika’ya saldırdın?!”
Yuu öfkeyle bağırdı ona.
“Anlaşmamızda asla Mika’ya dokunmayacağını söylemiştin!”
“Ve?Bu kimin suçu?”
Onun korkutucu gülümsemesini izleyen Yuu,korku ve öfkeyi aynı anda yaşıyordu.Korkuyordu,çünkü Fujisaki gerçekten çok tehlikeli biriydi.Öte yandan Mika’ya yaptıkları kabul edilebilir gibi değildi.
“Gerçekten seni serbest bırakacağımı mı düşündün?”
Fujisaki kahkaha attı.
“Ben gittikten sonra rahat durmayacağını biliyordum.”
“Mika’ya saldırman gerekmezdi!”
“Ben sadece yapmam gerekeni yaptım.”
Fujisaki bardağı kafasına dikti.
“Tüm o şeylerden haberim var.”
“Sen neyden bahsediyorsun.?!”
“Masum ayaklarına yatma.Mika’nın seninle nasıl oynadığını biliyorum.”
“O benimle oynamadı!”
“Sadece sen öyle sanıyorsun.Benim yüzümden kavga ettiniz ve Mika senin onu aldattığını düşünüyor,düşündüğün şey bu.Ancak bu doğru değil.Mika her şeyden haberdardı. Sadece senden saklıyordu.”
Yuu çatık kaşlarıyla Fujisaki’ye bakıyordu.
“Ne saçmalıyorsun sen.?”
“Gezideyken attığım fotoğrafların sahte olduğunu Mika zaten biliyordu.”
Bu sözle birlikte Yuu’nun gözleri kocaman açılırken şok geçirmişcesine ona baktı.
“Sen bunu nereden biliyorsun.?”
“Yurt dışındayken onunla konuşmuştum.Aradığımda bana aranızın oldukça iyi olduğunu ve o fotoğraflara inanmadığını söyledi.Çünkü bizi dinlemişti.”
“Bana bundan bahsetmemişti…”
“Buna rağmen mi aranız iyiydi?Beni gerçekten şaşırtıyorsun Yuu.”
Yuu donuk bir şekilde Fujisaki’ye bakıyordu.
~Neden Fujisaki ile konuştuğunu benden sakladı?
~O fotoğraflara aslında inanmadığını neden bana söylemedi?
~Eğer ona her şeyi söylememiş olsaydı..Onun başına böyle şeyler gelmeyecekti..
~Bana söyleseydi buna bir şekilde engel olabilirdim..Böyle bir şeyi nasıl benden saklar?
“Ee Yuu?İkimiz de buraya gelme amacının başka olduğunu biliyoruz.Neden geldiğini önce sen söylemek ister misin?”
Yuu tedirgin bir şekilde ona baktı.Tüm cesareti bir anda sönüvermişti.
~Buraya her şeye bir son vermek istediğim için gelmedim mi?
~Öyleyse neden bir şey diyemiyorum.?
“Ya da senden önce,ne düşündüğünü benim tahmin etmeme izin ver.”
“B-ben..—”
“Buraya geldin çünkü benimle olan ilişkini kesmek istedin.Aynı zamanda elimde hiçbir kanıt yokken seni tehdit ettiğimi düşündün.”
Fujisaki elindeki bardağı salladı ve devam etti.
“Böylelikle seni boş yere tehdit ediyor olduğumu düşünecek ve benden kolaylıkla kaçabilecektin.”
Yuu ağzı açık Fujisaki’ye bakarken,Fujisaki ona güldü.
“..Değil mi?”
Yuu tedirginlikle gözlerini kaçırdı ve alt dudağını ısırdı.
“Yüz ifadene bakılırsa doğru bir tahmin yürüttüm.”
Fujisaki gülmeyi bırakıp ciddi bir ifadeyle Yuu’ya baktı ve elindeki bardağı masaya koydu.
“Ama sana kötü bir haberim var.Benim seninle olan ilişkimi kesmeye hiç niyetim yok.”
Yuu çatık kaşlarıyla ona bakarken sesli bir şekilde yutkundu.
~Bu adam delirmiş.!Ondan kaçmamın gerçekten hiçbir yolu yok mu.?!
~Beni boş yere tehdit ettiğini düşünüyordum..Ancak o çok ciddi görünüyor.Bunları söylerken bir an bile tereddüt etmedi.
~Şimdi ne yapmam gerekiyor.?
“Gel buraya.”
Fujisaki bir anda Yuu’nun bileğinden tutup onu kendine çekti.
“H-hey!”
Kendini bir anda Fujisaki’nin kucağında bulan Yuu,panikle itmeye çalıştı onu.
“N-ne yapıyorsun sen?!!”
Fujisaki onun belinden tuttu ve kaçmasını önledi.
“Beni dinlersen seni bırakacağım.”
Yuu sinirle ona bakarken Fujisaki ciddi bir şekilde konuştu.
“Tüm bu şeyleri istediğim için yapmadım.”
Derin nefes aldı Fujisaki.
“Seni ne kadar üzdüğümü ve korkuttuğumu biliyorum.Şu zamana kadar yaptıklarımın doğru olmadığının da farkındayım.Ama senin de ne kadar korktuğumu görmen gerekiyor.Seni tekrar bulmuşken bir kez daha kaybetmeyi göze alamam.”
Fujisaki yavaşça Yuu’nun saçlarına dokundu.
“Doğru veya yanlış olsun,benimle olman için her şeyi yapacağım.Bunun dışında hiçbir şeyle ilgilenmiyorum.Eğer eskisi gibi davranırsam seni tekrar kaybedeceğim.Bu ihtimal beni çok korkutuyor.”
Yuu’nun saçlarını okşamaya başladı gülümseyerek.
“Seninle birlikte olabilmek için herkesi karşıma aldım ben. Bunun sonuçları çok ağır olsa da birlikte olabilme ihtimalimiz beni ayakta tuttu.”
Yuu kendini geri çekti ve huzursuzca konuştu.
“Sürekli geçmişten bahsedip duruyorsun,beni ikinci kez kaybetmekten söz ediyorsun.Ama ben bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum.”
“Bu önemli değil,her şeyi bilmek seni sadece tehlikeye atacak.Bunun olmasını istemiyorum.”
Fujisaki gülümseyerek devam etti.
“Senin yanında olması gereken kişi Mika değil.Onu sevmemelisin,sevmen gereken kişi benim.Ama sen bunu anlamıyorsun,geçmişte sana kötü davrandığını unuttun ve her şeyi bir kenara atarak onunla oldun.Bu iyi bir şey değil,beni anlıyor musun?”
Fujisaki onun ellerini tuttu.
“Yetimhanede en sevdiğin kişi bendim..Bu özelliğimin Mika tarafından alınıyor olması gururumu kırıyor..”
~Mika’yı mı suçluyor?Bahsettiği zamanları hatırlamıyorum bile..
“Ben daha fazla seni üzmeye devam etmek istemiyorum. Sadece seninle olmak istiyorum.”
Fujisaki elini Yuu’nun yanağına koydu.
“Bana bir şans verir misin?”
Yuu kaşlarını çattı.
“Ne?”
“Benimle birlikte olur musun?”
Bu sözlerle Yuu şok olmuş bir şekilde Fujisaki’ye bakarken, Fujisaki Yuu’nun ellerini tuttu.
“Oradan ayrıl ve benimle yaşa Yuu.”
Fujisaki mutlulukla ona baktı.
“Seninle çok mutlu olacağız..”
Fujisaki Yuu’nun dudaklarına yaklaştı ve beklemediği bir anda onu öptü.
Yuu kocaman açılan gözleriyle ona bakarken Fujisaki elini kalçasına koydu.Yuu aniden geri çekildi.
“Yuu—”
Yuu sinirle Fujisaki’ye tokat attı.Fujisaki şaşkınlık içerisinde ona bakarken Yuu hızla kucağından kalktı ve kendini yana attı.Yanağını tutan Fujisaki’ye öfkeyle baktı.
“Sen ne halt ettiğini zannediyorsun?!!”
Fujisaki ona şaşkınlıkla bakarken,Yuu sinirle bağırdı.
“Bunca şeyden sonra gerçekten seninle sevgili olacağımı mı düşündün?!”
Yuu ondan uzaklaştı.
“Bu saçmalık!Asla seninle birlikte olmayacağım!”
Alayla Fujisaki’ye baktı.
“Polis mi?İçeri attırmak mı?Gerçekten bu kurmacayı düşünerek bunca zahmete girdin mi?”
Yuu sinirle güldü.
“Tehditlerin de en az senin kadar boşlar!O kadar kanıtım var dedin,ama belki de hiç yoktur?Belki de sadece beni elinde tutmak için söylüyorsundur tüm bunları?”
Yuu umutsuzca kafasını salladı.
“Sana inanarak büyük aptallık ettim.Mika’nın o zamanlar 6 yaşında olduğunu söylemiştin.O kadar eskilere dayanan bir kanıt bulmanın imkanı yok.Başından beri beni kandırıyordun sadece.”
Ayağa kalkan Yuu sinirle Fujisaki’ye baktı.
“Evet doğru tahmin ettin.Seninle olan ilişkimi bitirmek için buradayım.Artık bunları söylediğime göre gidiyorum.”
Gitmeden önce ona döndü ve bağırdı.
“Sakın bir daha karşıma çıkma!”
Yuu oradan ayrılacağı sırada Fujisaki aniden Yuu’nun elini tutup kendine çekti ve gitmesine engel oldu.Kendini bir anda Fujisaki’nin altında bulan Yuu kocaman açılan gözleriyle ona baktı.
“Aptal mısın?”
“N-ne?!”
“Onca şeyden sonra seninle dalga geçtiğimi düşündüğüne göre aptal olmalısın.Senin gibi bir aptala aşık olmak çok yorucu,biliyor musun?”
Fujisaki sinirle Yuu’ya baktı.
“Ancak ben çok ciddiyim Yuu.”
Yuu’nun kaşları çatık bir şekilde tedirgince ona baktığını gören Fujisaki,yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
“Pekala,kanıt mı görmek istiyorsun?”
Yuu şaşkınlıkla ona bakarken,Fujisaki yerinden doğruldu.
“O halde sana göstereceğim.”
Yuu’nun üzerinden kalktı ve televizyonun altındaki komidinin kapağını açtı.Ardından içinde bulunan demir kasadan bir bellek çıkardı.
Yuu anlamaz gözlerle onun ne yaptığını izlerken,Fujisaki belleği telefonuna taktı ve Yuu’nun yanına oturdu.
“Evet,işte başlıyoruz.”
Fujisaki telefonunu Yuu’ya uzattı.Yuu tedirgin bakışlarla telefonu yavaşça eline aldı.
“Ne göstermeye çalışıyorsun?”
“Sadece kayıtları izle.Sorularını sonra alacağım.”
Yuu gözlerini Fujisaki’den çekip telefona baktı.
Video kaydı çok geçmeden açıldı.Yuu ekranda gördüğü çocukla kaşlarını çattı.
~Bu Fujisaki’nin küçüklüğü mü?Neden bana bunları gösteriyor?
•
“Hey,herkese selam!Ben Fujisaki Kouto!”
•
Yuu anlamaya çalışırcasına videoyu izliyordu.Arkadan gelen sesle dikkatini videoya verdi.
•
“Fujisaki nii-san!Yine mi video çekiyorsun?”
“Ahahah,bunlar birer anı!Hey,hadi gel de merhaba de!”
•
Fujisaki’nin kamerayı çevirdiği çocuğu gördüğü an,Yuu’nun gözleri kocaman açıldı.
~Hayır..Olamaz…
•
“Merhaba arkadaşlar..Benim adım Mika..Mikaela Shindo..”
•
~Bu doğru olamaz!
•
“Sizinle tanıştığıma memnun oldum!”
•
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁