Alde Lotus - Bölüm 32
“Hey.”
Ferid,uzandığı yerden kafasını kaldırdı.Ona su uzatan Mika’ya baktı.
“Çok yorulmuş olmalısın.”
Mika Ferid’in yanına otururken Ferid suyu aldı ve kafasına dikti.
“Teşekkürler.”
Mika içinde bulundukları basket sahasını incelerken,Ferid ona sorgulayan gözlerle baktı.
“Burada olduğumu nasıl anladın?”
“Crowley bugün basket çalışmanızın olduğunu söylemişti.”
Ferid kafasını salladı.
“Anlıyorum..”
Gözlerini önündeki basket topuna çevirdi.
Ferid ona hala kırgındı.O Mika için endişelenmiş olmasına rağmen Mika onu terslemişti.Şimdi ise neden yanına geldiğini bilmiyordu.Hatasını anlamış olabileceğini düşündü.Ferid bunları gözden geçirirken,ikisi bir süre konuşmadı.
Sessizliği bozan Mika oldu.
“Ben…”
Ferid ona merakla bakarken,Mika kafasını kaldırmadan konuştu.
“Özür dilerim…”
Ferid şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.
“Sen sadece benim için endişelenmiştin..Ama ben sana bağırıp durdum..”
Pişmanlıkla söylendi Mika.
“Bir pislik gibi davrandım tüm gün..”
Kenetlediği ellerine baktı ve mırıldandı.
“Seni çok kırdığımın farkındayım…”
Ferid,ona ciddiyetle baktı.
“Söylemek için biraz geç kalmadın mı?”
Mika başını eğdi.
“Biliyorum…Özür dilerim…”
Ferid bir anda ciddiyetini bozup gülümseyerek Mika’nın saçlarını karıştırdı.
“Şaka yapıyorum,özrünü kabul ediyorum tabii ki!”
Mika büyük bir mutlulukla Ferid’e baktı.
“Teşekkür ederim..”
Ferid ona meraklı gözlerle baktı.
“Artık özüne döndüğüne göre,neden tüm gün boyunca bir pislik gibi davrandığını sorabilir miyim?”
Ferid’in gülmesi üzerine Mika ona üzüntüyle baktı.
“Yuu yüzünden..”
“Evet,tahmin etmiştim..Neler oldu peki?”
“Ben..Ona çok kötü davrandım..”
“Nasıl?Sen neden Yuu’ya kötü davranasın ki?”
Mika tedirginlikle alt dudağını ısırdı.
“Gezinin son günü..Fujisaki bana bir fotoğraf attı.”
“Fujisaki mi?”
“Evet…”
Derin bir nefes aldı Mika.
“Yuu ile birlikte olduğunu iddia eden bir fotoğraf…”
Ferid,şok geçirmişcesine Mika’ya baktı.
“Ne?!Yuu’yu ne tür işlere alet ediyor bu şerefsiz?!”
Ferid şaşkınlıkla Mika’ya baktı.
“Bir dakika..Sakın buna inandığını söyleme bana..?”
Mika’nın sessiz kalmasıyla Ferid kocaman açılmış gözleriyle ona baktı.
“Sana inanamıyorum Mika!Yuu’dan bahsediyoruz!Nasıl inanabildin böyle bir şeye?!”
“Tam olarak inanmadım!Sadece onun beni bırakıp Fujisaki’nin peşinde dolanması çok sinirimi bozmuştu ve son yaptığı şey gerçekten deliye döndürdü beni!”
Mika ellerine kenetledi gözlerini.
“Ayrıca,o kadar söz söyledikten sonra beni bırakıp gitmese böyle bir şeye asla bu kadar kolay inanmazdım..”
“Yine de böyle bir şeye inanmak…”
“Biliyorum biliyorum!Çok ileri gittim..Bu yüzden Yuu’ya çok kötü davrandım..Ama çok pişmanım.Fujisaki’nin oyununa geldiğimi anladım.Onun Yuu ile olan konuşmalarını duydum..”
Ferid,destek verircesine sırtına vurdu Mika’nın.
“Yuu-chan bana benden ayrılmaktan başka seçeneği olmadığını söyledi.”
“Evet,bunu zaten biliyorduk.Daha önce de söylemişti değil mi?”
“Evet söylemişti..Bu artık çok can sıkıcı olmaya başladı. Bana tüm her şeyi anlatsa hiçbir sorun kalmayacak ama Yuu ısrarla benden kaçıyor..”
Ferid,bir süreliğine durup düşündü.
“Onu zorlasan olmaz mı?İçgüdüleri eninde sonunda sana karşı koyamayacak zaten.”
Mika umutsuzca baktı Ferid’e.
“Bunu yapmayı denedim.Ama öncekiler gibi tepki vermedi.. Benden korktu ve kaçtı..”
“O zaman..Ona dokunmaya çalışmak yerine sözlerinle ve hareketlerinle biraz daha baskın davransan nasıl olur?”
Mika düşündü.
“Ona olan yaklaşımımı değiştireyim yani..Eğer ben onu zorlamazsam benden korkmasına da gerek kalmaz.”
“Kesinlikle!Eskisi gibi sevecen yaklaşmak bir yana,onun sana yaklaşacağı şekilde baskıcı bir tutum sergilersen kesinlikle kendisi sana gelecek!”
“Öyle mi dersin?”
“Evet!Ters psikoloji!”
Ferid göz kırptı ve gülerek kolunu Mika’nın omzuna attı.
“Bak,Fujisaki ile olan konuşmaları duyduğunu şimdilik ona söyleme.Yakın davranmaya devam et ama onu hala sevdiğini fazla belli etme.Ona,sana gelmekten başka seçeneği kalmamasını sağla.”
Ferid kendinden emin bir şekilde gülümsedi Mika’ya.
“Senin eski halini de biliyor değil mi?Bunları bildiği için bu davranışların ona tuhaf gelmeyecek.Sadece senin eski haline geri döndüğünü düşünecek.”
Bu sözlerle birlikte,Mika sinsice baktı ona.
“Sanırım…”
Aklına gelen fikirle sırıttı.
“Denemeye değer.”
🍂🍂🍂🍂
[17.25.30 p.m]:
Bu akşam biraz gecikeceğim.Yemek için beni bekleme.
-Mika
Yuu,bu mesajı alalı neredeyse 4 saat oluyordu.
Mutfakta otururken mesajı bir kez daha gözden geçirdi ve ayağa kalktı.Boş olan hazır ramen kutusunu alıp tezgaha koydu ve odasına yöneldi.
~Nerede kaldığını merak ediyorum..
Merdivenleri çıkarken Mika’yı düşünmeden edemedi.
~Artık böyle mi olacağız gerçekten..?
Yuu merdivenleri çıkmayı bitirdi.O sırada,telefonuna bir mesaj sesi geldi.Yuu telefonunu çıkardı ve mesajı okudu.
[21.20.48 p.m]:
Selam Yuu!
Bazı nedenlerden dolayı çok kısa bir süreliğine yurt dışına gitmem gerekiyor.Bu çok ani oldu..Lütfen ben dönene kadar uslu dur.Eğer akıllı bir çocuk olursan sana hediyeler getireceğim. 🙂
Beni çok özleme,seni seviyorum!
-Fujisaki
Yuu,neredeyse sevinçten çığlık atacaktı.
-Lütfen orada kal ve bir daha dönme.
Yuu mesajı Fujisaki’ye attıktan sonra mutlulukla rahat bir nefes aldı.Kendini tamamıyla özgür hissediyordu.Bu hissi özlediğini inkar edemezdi.
Yuu yüzünde kocaman bir gülümsemeyle odasına yöneldi. Ancak o sırada koridorun sonunda gördüğü odayla durdu.Bir müddet bekledi.Ardından kararını vererek o odaya ilerledi.Kapısına geldiği zaman,dikkatle baktı.
~Burası,Mika’nın girmemi kesin bir şekilde yasakladığı oda..
~Eve ilk geldiğim zaman girmeyi denediğimde Mika sinirle üstüme atlamıştı ve bu odaya asla girmemem gerektiğini söylemişti..
Yuu,elini kapıya attı.Kulpu indirdiği zaman kapı yavaşça açıldı.
~Kilitli değil mi?Burası hep kilitli olurdu…
Yuu kaşlarını çattı.
~Demek ki Mika buraya yakın bir zamanda girmiş ve kapıyı kilitlemeyi unutmuş…
Bir süre durdu Yuu.İçeri girip girmemek konusunda tereddüt etti.
~Bekle..Buraya girmem doğru mu..?
~Mika bana girmemem gerektiğini söylemişti..Bu konuda her zaman çok katıydı..
İçi içini kemirirken,Yuu merakına yenik düştü.
~Sadece..Azıcık bakıp çıkacağım..
Kapıyı ittirdi ve içeri girdi Yuu.İçeri girdiği an,şaşkınlıkla gözleri açıldı.
Karşısında boylu boyunca uzanan duvara resmedilmiş bir kadının resmi duruyordu.Yuu karşısında gördüğü duvara iyice yaklaştı.Upuzun pembe saçlı bir kadın,tüm zarafetiyle ne kadar eşsiz olduğunu bağırıyordu adeta.
~Ne kadar güzel bir kadın…
Yavaşça elini duvara dokundurdu Yuu.
~O..Mükemmel gözüküyor..
Pembe ve siyahın hakim olduğu odada,çift kişilik bir yatak ve kocaman bir ayna vardı.
Yuu duvarı incelemeyi bıraktı.Aynanın önündeki masaya yönelirken burnuna hoş kokular geldi.Odanın kokusunu içine çekti.
~Burası çok güzel kokuyor…
Masaya ulaştığında orta boyutta bir çerçeve gördü.Küçük sarışın bir çocuk,uzun boylu bir adam ve az önce gördüğü kadının yer aldığı bir fotoğraftı çerçevede olan.Yuu çerçeveyi eline aldı ve parmağını sarışın çocuğun üstünde gezdirdi.
~Bu Mika…Ne kadar da sevimli…
~Bu adam da Saito-san olmalı.Çok genç duruyor..Kaç sene öncesine ait bu fotoğraf?
Yuu,Fujisaki’nin ona söyledikleri aklına gelince sesli bir şekilde yutkundu.
➰➰➰➰
“Bayan Krul Tepes ile en son ne zaman konuştun?”
“Hiç..Değil mi?”
“Çünkü o çoktan öldü.Mika 6 yaşındayken onu öldürdü.”
➰➰➰➰
~Krul Tepes…Mika’nın annesi…
Gözleri doldu Yuu’nun.
~Böylesine güzel bir kadın..Çok gençmiş..Ölmeyi hak etmedi…
Yanağından bir yaş süzüldü..
~Mika annesini özlüyor mu acaba..?
~Bunca zamandır bu kadar şeye tek başına göğüs germek çok zor olmalı..
Aniden bir elin kolunu tutmasıyla gözleri kocaman açılan Yuu,korku içinde onu kendisine çeviren Mika’ya baktı.
“Burada ne arıyorsun sen?”
Mika’nın sesi öylesine korkutucu çıkmıştı ki,Yuu odaya girdiğine pişman olmuştu.
“B-b-ben…”
Mika Yuu’nun yüzüne doğru eğildi.Dolu dolu olan gözlerine baktı.
“Neden ağlıyorsun?”
Yanağından süzülen yaşı sildi Mika.Yuu ona korku dolu gözlerle bakarken Mika’nın eli Yuu’nun çenesini kavradı.Yuu onun ne yaptığını çözmeye çalışırken Mika dudaklarını Yuu’nun dudaklarına yaklaştırdı.Onu öpeceği sırada Yuu panikle kendini geri çekti.Kolunu Mika’dan kurtardı.Aniden hareket etmesiyle,elindeki çerçeve yere düştü.
“B-ben çok özür dilerim.!!”
Mika’nın konuşmasına fırsat vermeden hızla odadan çıktı Yuu.Mika Yuu’nun arkasından baktı.Ardından yere düşürdüğü çerçeveyi aldı eline.İçine bir burukluk hissi gelirken, fotoğrafı inceledi Mika.
~Aynı hatayı tekrar yapmayacağım…
~Seni kaybettiğim gibi Yuu’yu da kaybetmeyeceğim.
~Bu sefer olmaz..
🍂🍂🍂🍂
Yuu,kanepede dizlerini kendine çekmiş bir şekilde öylece oturuyordu.Televizyona boş gözlerle bakarken Mika’yı düşünüyordu.
~Bana çok kızmış mıdır acaba..?
~Yeterince öfkeliyken ben onu daha da sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyorum!
Yuu kendine kızarken kafasını dizlerine gömdü.
~Nasıl düzeltebilirim bu durumu.?
Yuu çaresiz bir şekilde ne yapacağını düşünürken,aniden Mika onun omzuna dokundu.
Yuu hızla kafasını kaldırıp ona baktı ve korkuyla mırıldandı.
“Mika.?”
Mika Yuu’nun üzerine yürüyünce,Yuu korkuyla geriledi.
“S-sen ne–H-hey.!!”
Yuu aniden kendini Mika’nın altında bulunca panikle ona baktı.
“N-ne yapıyorsun.?!!”
“Neden o odaya girdin?”
Yuu,Mika’nın sorusu karşısında gözlerini kaçırdı.
“Merak etmiştim sadece..Üzgünüm..”
“Sana yıllardır o odadan uzak dur dememe rağmen beni dinlemedin.”
“Hatalı olduğumu biliyorum..Yaptığım çok yanlıştı..Özür dilerim..”
“Bu hatanı düzeltmek ister misin?”
Yuu tedirgin bir yüz ifadesiyle Mika’ya baktı.
“N-nasıl.?”
Mika Yuu’ya güldü ve onun hiç beklemediği bir anda dudaklarını dudaklarına bastırdı.
Yuu’nun gözleri kocaman açıldı.Geçirdiği şokun ardından panikle itmeye çalıştı onu.
“B-be-bekle—Nghh..!”
Konuşmak için dudaklarını araladığı sırada Mika dilini içeri ittirdi ve Yuu’nun dilini kavradı.Yuu nefessiz kalınca Mika’dan uzaklaşmak istedi.Ancak Mika buna izin vermedi ve kendini Yuu’ya bastırdı.Yuu’nun gözleri yaşarırken hızla Mika’nın alt dudağını ısırdı.Mika kendini geri çekince,Yuu panikle ona baktı.
~Eyvah..Çok canı acıdı mı..?
Mika Yuu’ya gülümsedi ve dudağındaki kanı yaladı.Bu hareketi,Yuu’nun kalbini hızlandırmıştı.
Yuu utançla bağırdı.
“Neden böyle bir şey yaptın?!!”
“Neden?Bundan rahatsız mı oluyorsun?”
Yuu çatık kaşlarıyla ona baktı.
~Anlamıyorum..Daha düne kadar kardeş olduğumuzu söylemiyor muydu.?Neden böyle davranmaya başladı?
Mika yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirerek Yuu’ya baktı.
“Pekala,seninle bir oyun oynayacağız.”
Yuu endişeyle Mika’ya baktı.
“Oyun mu..?”
Kafasını salladı Mika.
“Hmhm..”
Mika,büyük bir ciddiyetle Yuu’ya baktı.
“Eğer sen kazanırsan,sana artık dokunmayacağım.”
Yuu bu sözler üzerine şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve bir süre inanmayan gözlerle Mika’ya baktı.Ardından kahkaha attı.Dediğini kavramaya çalışırken kahkahasının ardından konuşmaya çalıştı.
“Ahahah!Sen mi..?!Bana dokunmayacaksın artık,cidden mi?!”
Mika Yuu’nun gülen yüzüne baktı ve sırıttı.
“Evet.Ama eğer ben kazanırsam benim istediğim her şeyi tereddüt etmeden yapman gerekecek.”
Yuu kahkahasını bastırdı ve Mika’ya baktı.
“Öyle mi?Tamam,kabul ediyorum.”
Yuu kendinden emin bir şekilde Mika’ya baktı.
“Ee?Ne yapmam gerekiyor?”
Mika,yanında getirdiği küçük kutuyu uzattı Yuu’ya.
“Çok çabuk karar veriyorsun.Daha oyunun ne olduğunu bile bilmeden kabul ettin.Oyunun kuralları kesin.Bu yüzden caymaya kalkma.”
Yuu Mika’yı umursamayarak kutuyu eline aldı.
“Hm?Bu ne?”
Mika sinsi bir sırıtışla ona bakarken onun tepkilerini inceliyordu.
“Kazanacağından bu kadar emin olma.”
Yuu sinirle ona baktı.Ardından hızla kutuyu elinde salladı.Kutuyu umursamaz bir şekilde koltuğun üzerine koydu ve açtı.
“Hah!İzle ve gör!Tabii ki de ben kazanacağ–”
Yuu’nun cümlesi kutuda gördükleriyle kesilirken,Mika büyük bir keyifle Yuu’nun şok geçirmiş yüzünü inceliyordu.
“Ee Yuu?Hediyemi beğendin mi?”
Yuu ona inanmaz gözlerle bakarken hala gördüğünün etkisinden çıkamamıştı.
~Dalga geçiyor!!
Yuu,Mika’nın onu keyifle izleyen gözlerine baktı.
~Benimle kesinlikle dalga geçiyor..!!!
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁