Alde Lotus - Bölüm 30
“Bugün daha iyi görünüyorsun.”
Mika,elini Yuu’nun alnına koydu.
“Ateşin de düşmüş.Okula gelebilecek misin?”
Yuu yattığı yerden doğruldu ve Mika’ya baktı.
“Evet,daha fazla geri kalmak istemiyorum.”
Mika oturduğu yerden kalktı ve Yuu’nun dolabına yöneldi.Okul gömleğini ve pantolonunu çıkarıp Yuu’nun yatağına koydu.
“Üstünü giyin,kahvaltı yapıp çıkalım.”
Mika aynanın karşısına geçti ve tişörtünü çıkardı.Kendisi için getirdiği gömleği üzerine geçirdi ve düğmelerini iliklemeye başladı.
Yuu gözünü bile kırpmadan Mika’ya bakıyordu.Onun vücudunu incelemekten kendini alamadı.
~Fazla mükemmel..Bu kadar güzel olmak zorunda mı…?
“Beni incelemen bittiyse giyinir misin artık?”
Mika gözlerini aynadan ayırmadan konuşurken Yuu gözlerini kırpıştırdı.
“H-ha?Ne?”
“Deminden beri ağzın açık beni süzüyorsun ya…Bu şekilde oyalanırsan geç kalacağız.”
Mika’nın sözleri üzerine,Yuu kızardı.
“Ö-öyle bir şey yapmıyordum…”
Yuu utançla başını önüne çevirdi ve giysilerini eline aldı.
“Bugün çıkışta bir yere gitme.”
Yuu,Mika’ya baktı.
“Neden?”
“Şirkete gitmemiz gerekiyor.”
Bu söz üzerine merakla kaşlarını kaldırdı Yuu.
“Şirket..?”
Sonra hatırladı.
~Ah,doğru..Mika’nın babasının özel bir şirketi vardı..
“Babam ileride şirketi bana devredeceği için bazı evrakları ve sözleşmeleri imzalamamız gerekiyor.Bugün ilgili avukatla görüşme yapacağız.”
Mika’nın açıklamasıyla Yuu kaşlarını çattı.
“Benimle ne alakası var peki?Neden beraber gidiyoruz?”
Mika gözlerini aynadan ayırdı ve Yuu’ya çevirdi.
“Biliyorsun,şirketi annem ve babam beraber yönetiyor..”
Yuu gözlerini kaçırdı.
~Bayan Tepes…Onu tamamen unutmuşum…
“Babam şirketin başına senin de geçmeni istiyor.”
Mika’nın bu sözü üzerine Yuu’nun gözleri kocaman açıldı.
“N-ne?!Neden?!”
“Sana çok güveniyor..İleride o şirketi birlikte yönetmemizi istiyor..”
Yuu şaşkınca ona baktı.Böyle bir düşünceyi asla aklından geçirmemişti.
“Ah…Bu..Çok şaşırdım…”
“Ne?İstemiyor musun?”
Yuu panikle Mika’ya baktı.
“Hayır hayır!Öyle demek istemedim!”
Mika Yuu’ya alayla sırıttı.
“Ne güzel işte,kardeş kardeş yönetiriz koca şirketi.”
Yuu kaşlarını çattı.
“Yine mi kardeş mevzusu?”
“Rahatsız mı oldun?”
Yuu sinirle ona bakarken,Mika ciddi bir ifadeyle Yuu’ya baktı.
“Açık konuşayım.O şirketi seninle yönetmekten zevk duymayacağım.Senin gibi biriyle yönetmektense,
yabancı biriyle yönetmeyi tercih ederdim.”
Yuu Mika’nın sözleriyle sarsılırken,Mika ona baktı.
“Ama maalesef babamın isteği bu.Yani her ne kadar istemesen de kardeş gibi davranmaktan başka seçeneğimiz yok.”
Yuu’nun gözleri doldu.
“Hoş,benim elimde olsa yüzüne bile bakmam..Ama elimde değil işte.”
Mika’nın bu kadar duygusuzca konuşmasına dayanamadı Yuu.Gözlerini kenetlenmiş ellerine çevirdi.
Mika Yuu’yu umursamadı ve odanın kapısına yöneldi.Kapıyı açacağı sırada,Yuu arkasından bağırdı.
“S-sen..!!”
Mika elini kapı kolundan çekip Yuu’ya baktı.
“Neden bana kötü davranıyorsun?!”
Mika kaşlarını kaldırdı.
“Bir de iyi davranmamı mı bekliyordun?”
“Hayır bu…Eskisi gibi…”
Yuu,yumruk yaptığı ellerini sıktı.
“Seninle ilk tanıştığım zamanlardaki gibi davranıyorsun bana!”
Gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
“Çocukken de bana kötü davranıyordun…Yıllar geçse bile hep aynıydın..Bir ilişkimiz olunca nihayet düzeldin..Ama şimdi tekrar…”
Mika’ya baktı dolu gözlerle.
“Böyle yapma…”
Mika,alaycı bakışlarla gözlerine baktı.
“Bana ihanet eden birine karşı iyi davranmamı mı bekliyorsun?”
Yuu’nun gözünden yaşlar süzülürken,Mika buna aldırış etmedi.
“Bazen çok komik oluyorsun Yuu.”
Mika,kapıyı çekti ve odadan çıktı.
Yuu elleriyle yüzünü kapattı.Gözyaşlarını dindirmeye çalıştı.
~Ona inanman için hiçbir sebep yokken neden inanıp da benden nefret etmeyi seçtin?!
🍂🍂🍂🍂
“Mika.”
Ferid kafeteryada Mika’yla otururken önündeki yemeğiyle oynayan Mika’ya seslendi.
“Mikaa?”
Mika derin düşüncelere dalmışken Ferid’in ona seslendiğini duymuyordu bile.
“Mika!”
Ferid’in omzuna dokunmasıyla,Mika yerinden sıçradı.
“N-ne?!Ne var?!”
“Hey,sakin ol.Sana seslendim ama duymadın.”
Mika,Ferid’e uzunca baktı ve önüne döndü.
“Bu aralar dalıp dalıp gidiyorsun.Bir sorun mu var?”
“Hayır.Ben iyiyim.”
“Emin misin?Yemeğine bile dokunmamışsın..”
“İyiyim dedim ya.Beni rahat bırak.”
Ferid,Mika’nın bu tutumuna alındı.Ancak bozuntuya vermemeye çalıştı.
“Yuu ile aranız nasıl?”
“Niye bu kadar merak ediyorsun?”
“Bir tuhaf davranıyorsun..Sebebinin Yuu olabileceğini düşündüm sadece..”
“Yuu ile hiçbir alakası yok!Beni sorgulayıp durma artık!”
Yemeğiyle oynamaya geri dönen Mika,Ferid’i ne kadar kırdığını fark edemedi bile.
“Pekala,nasıl olduğunu merak etmiştim sadece.Bu kadar sinirleneceğini bilsem inan sormazdım.”
Ferid masadan kalktı ve Mika’ya baktı.
“Gittikçe eskiye dönüyorsun Mika.”
Bu söz üzerine,Mika sinirle bağırdı.
“Neden hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz?!Ben aynı Mika’yım!Hiçbir zaman değişmedim!”
Mika’nın bağırmasıyla bütün kafeterya ona bakınca,Mika sesini kesti ve sinirle önüne döndü.
Ferid,ona hayal kırıklığıyla baktı.
“Gün geçtikçe değişmeye başlıyorsun ve bu beni endişelendiriyor..”
Mika çatık kaşlarıyla ona baktı.
“Kendine çekidüzen versen iyi olur.”
Ferid kafeteryanın çıkışına ilerlerken Mika arkasından seslendi.
“Sen ne–Hey,bekle!”
Ferid arkasına bakmadı.
“Ferid!”
Mika öfkeyle onun arkasından baktı ve önüne döndü.Sinirle yumruğunu geçirdi masaya.
~Kahretsin.!
🍂🍂🍂🍂
“Burası kocaman…”
Mika,Yuu’nun tedirgin olan yüzüne baktı.
“Girelim mi?”
Mika’nın sorusuyla,Yuu kafasını salladı.
Şirketin kapısından geçtikleri sırada Yuu etrafını inceledi.Asansöre doğru ilerlerken,Mika ve kendisini baştan aşağı süzen gözleri hissedebiliyordu Yuu.
Şirketteki çalışanların bakışları,Yuu’yu rahatsız etmişti.Hayatlarında ilk defa insan görmüş gibi bakmaları sinirini bozmuştu.Çaktırmadan Mika’ya baktı.
~Gayet sakin görünüyor…
~Sanırım insanların ona bu şekilde bakmasına alışkın…
Bu düşüncesiyle kaşları çatıldı Yuu’nun.
~İnsanlar ona sürekli böyle mi bakıyor yani?
“Neler düşünüyorsun?”
Mika’nın sorusuyla,kendine geldi Yuu.
“H-hiç..Hiçbir şey..”
Asansörün kapısı açıldı ve içeri girdiler.Mika 12. kata bastı.İlerleyen katlarda,başka insanlar da binmeye başladı.
Asansörün kalabalıklaşmasıyla Yuu Mika’ya doğru yaslandı.Mika Yuu’nun bu hareketiyle şaşkınlıkla ona bakarken,eli yavaşça onun beline gitti ve vücudunun ona değmesini sağladı.Yuu kafasını kaldırıp tek kaşını kaldırmış bir şekilde ona bakarken Mika kaşlarını çattı.
“Burası fazla sıkışık,böyle durmanın insanların dibine girmenden iyi olduğunu düşünüyorum.”
Yuu onun bu cevabına inanmaz bir şekilde güldü.
“Hahah,ben de aynı fikirdeyim.”
Mika’nın eli istemsizce Yuu’nun belinden aşağı kayıp kalçasına giderken,Yuu Mika’ya doğru fısıldadı.
“Kardeşinize dokunmanız hiç etik değil Mikaela-san.”
Mika gözlerini kaçırdı.
“Öyle bir şey yapmıyordum,elim çarptı.”
“Tabii.”
Yuu onun bu haline gülerken asansör inecekleri katta durdu.Mika önden ilerlerken,Yuu da onu takip etti.Büyük bir restorana geldiklerinde Yuu şaşkınca etrafına baktı.
~Bir şirkette restoran olması normal mi?
Mika onlar için ayrılan masaya gelip oturunca Yuu da karşısına geçti.Ardından telefonunu çıkarıp arkasına yaslanan Mika’ya baktı.
“Tam olarak ne yapıyoruz?”
“Avukatın gelmesini bekliyoruz,burada buluşmak istediğini söyledi.”
Mika’nın cevabıyla,Yuu kafasını salladı.
~Kendimi bir iş adamı gibi hissediyorum..
Bu düşüncesine Yuu içten içe güldü ve çaktırmadan Mika’ya baktı.
~Bu koca şirketi Mika’yla beraber yönetmek rüya gibi…
~Gerçekten yapacak mıyız?
Sonra,aklına Fujisaki geldi.
~Ya ileride de peşimi bırakmazsa…Ya Mika’yla olmama izin vermezse..
Hızla kafasını salladı Yuu.
~Hayır hayır!Bu ihtimal son derece korkunç!
~Bunu düşünmek bile istemiyorum..
“İyi misin sen?”
Yuu’nun panik olduğunu gören Mika ona tuhaf bir şekilde bakarken Yuu bir anda ayağa kalktı.
“Evet evet.!Gayet iyiyim!Ben içecek almaya gidiyorum..Ne istersin?”
Yuu neden bu kadar panik olduğunu anlayamadı.Ancak oradan uzaklaşmak istedi.
~Belki de Fujisaki aklıma geldiği içindir…Umarım beni takip etmiyordur..
“Kahve alabilirsin.”
“Tabii..”
Yuu,masadan kalktı ve içecek bölümüne yöneldi.İki tane kahve söyledi ve beklemeye başladı.Siparişi gelen Yuu ücretini ödedi ve kahveleri alıp masaya doğru yöneldi. Masaya vardığı zaman oturdu ve kahvesini Mika’ya uzattı.
“Teşekkürler.”
Mika kahvesini eline alıp arkasına yaslandı.O sırada bir kadın onların yanına gelince,Yuu şaşkınlıkla ona baktı.
“Merhaba,siz Mikaela-san olmalısınız.”
Mika yerinden doğruldu ve kendini dikleştirerek ona baktı.
“Evet benim.”
“Astım olan avukatla planladığınız randevunuzdan önce sizinle konuşmam gerektiği için beni gönderdiler.Ben onun yardımcısıyım.Sizinle tanıştığıma memnun oldum.”
Kadın Mika’ya elini uzatınca Mika da elini uzattı ve sıktı.
“Ben de memnun oldum.”
Yuu kaşları çatık bir şekilde kendini görmezden gelen kadını incelerken,kadın yanlarındaki sandalyeyi çekti ve oraya oturdu.
“İzninizle size birkaç soru sormak istiyorum.”
Kadın yanındaki çantadan birkaç dosya çıkarırken Mika onu onayladı.
“Tabii,sizi dinliyorum.”
“Öncelikle bazı bilgileri teyit etmek istiyorum.”
Yuu çatık kaşlarıyla ona bakarken kadın konuşmaya başladı.
“Şu an 18 yaşında bir lise öğrencisisiniz ve Bay Saito’nun yerine geçecek olan kişi sizsiniz.Şirketi ne zaman devralmayı düşünüyorsunuz?”
“Mezun olduktan sonra birkaç yıl içinde başına geçebilirim.”
“Pekala.İşlerinizi Rusya’dan mı yoksa buradan mı yürütmeyi düşünüyorsunuz?”
Bu soruyla Yuu tedirgin olurken yavaşça Mika’ya çevirdi gözlerini.
“Şu an için kesin bir şey söyleyemem,ancak buradan ayrılmayı düşünmüyorum.”
Mika’nın cevabı üzerine Yuu rahat bir nefes verirken, kadının sorduğu soruyla kaşları çatıldı.
“Şirket bu zamana kadar ortaklık üzerine yönetildi.Anne ve babanızın yerine geçecek olan kişi sizsiniz.Bir ortağınız olacak mı Mikaela-san?”
Mika göz ucuyla Yuu’ya baktı ve onayladı.
“Evet,şirketi onunla yöneteceğim.”
“Bir kız arkadaşınız mı var?”
Bu soru üzerine Yuu içtiği kahveyi püskürttü.Hızla ayağa kalktı ve panikle bağırdı.
“Size kız arkadaşı olduğunu söylemedi!Ortağı var ve o da benim!Burayı ikimiz birlikte yöneteceğiz!”
Yuu’nun bağırması üzerine Mika da dahil restorandaki tüm herkes ona bakmaya başlarken,Mika’nın dudak kenarları hafifçe yukarı kıvrıldı ve içten içe gülümsedi.
“A-ah,öyle mi?”
Yuu herkesin ona bakması üzerine utanç ve sinirle yerine otururken,kadın tedirgin bir şekilde Mika’ya döndü.
“Kusuruma bakmayın,evlilik üzerine konuşunca eşinizle birlikte yönetirsiniz diye düşünmüştüm.Bana sizden bahsedilmedi.”
Kadının Yuu’ya bakarak söylediği sözler üzerine,Yuu içten içe kırıldığını hissetti.Ortak olacak olan ikisiydi ve Yuu’nun adı kimseye bahsedilmemişti.
Yuu’nun kırıldığını gören Mika huzursuz oldu.Kaşlarını çatarak kadına baktı.
“Babam bunu söylemiş olmalı,bize böyle bir teklifte bulunan kendisiydi.Ortağım olacak kişi Yuichiro ve biz bu şirketi birlikte yöneteceğiz.Babamın söylediklerini nasıl yok sayabiliyorsunuz?”
Yuu alttan alttan ona bakarken kadın hatırladığını belli eder bir şekilde mırıldandı.
“Yuichiro-san’dan bahsedilmişti.Bu benim hatam,sizden özür dilerim.”
Kadın Mika’ya döndü.
“Sadece Yuichiro-san’ın başka bir kişiyle ortak olduğunu zannediyordum.Başka biriyle karıştırmış olmalıyım..”
“Başka bir kişi mi?”
Mika bu sözler üzerine sinirlenirken ciddi bir şekilde konuştu.
“Yuichiro’nun ortak olacağı tek bir kişi var ve o da benim.”
“Ama babanız gelecek ve evlilik üzerine konuşunca ben—”
“Kendi kararlarımı kendim verebilecek yaştayım.Babam asla benim ve geleceğim hakkında yorum yapmaz.Bu bana daha çok söylenti gibi geldi.”
Mika sinsi bir gülüş takındı.
“Ayrıca..”
Mika çenesini ellerinin altına koydu ve üstten üstten Yuu’ya baktı.
“Evlilik şartsa onu da gerçekleştiririz.Bu bir sorun değil.”
Bu sözlerle birlikte Yuu’nun kalbi hızla çarpmaya başlarken gözleri kocaman açıldı ve al al olmuş yanaklarıyla kafasını önüne eğdi.
Kadın kaşlarını kaldırmış bir biçimde onlara baktı.
“İkiniz mi?”
“Bununla bir sorununuz mu var?”
Mika sinirle ona baktı.
“İşiniz bize gereken prosedürleri sunmak mı yoksa özel hayatımızı kurcalamak mı?”
Yuu ona hafif bir tebessümle bakarken,Mika sinirle arkasına yaslandı.
“İşini daha iyi yapabilen bir kişi göndermeliydiler.En önemli noktalardan bihabersiniz.”
Bu sözler üzerine kadın afallarken ne diyeceğini bilemez bir şekilde başını eğdi.Ardından dosyalarını toparladı ve ayağa kalktı.
“Bunun için üzgünüm,birazdan gelecek olan avukat sizinle daha iyi ilgilenecektir.”
Kadın hafifçe eğildi.
“İyi günler dilerim.”
Kadının orayı terk etmesiyle arkasından bakan Yuu,Mika’ya dönerek güldü.
“Sert konuştun.”
“İşinde kötü olması benim suçum değil.Haddini aşıyordu.”
Mika kahvesini eline alırken sinirle konuştu.
“Kadın gerçekten de aptaldı.Hiçbir şey hakkında bilgisi olmayan birini neden görevlendirdiklerini anlamıyorum.”
Aklına gelen düşünceyle birlikte Yuu’ya güldü Mika.
“Ayrıca ona karşı sert davranmış olsam bile ilk patlayan kişi sendin.Resmen tüm herkesin içinde bağırdın.”
Yuu aniden panik oldu.
“B-ben onu isteyerek yapmadım.!!”
“Evet,beni kıskandığın için yaptın.”
“Ben seni kıskanmadım!Sadece sana yardımcı olmaya çalışıyordum!”
Yuu suçlarcasına Mika’ya baktı.
“Ayrıca sen de sinirlendin!Kadın benim başka biriyle ortak olduğumu zannettiğini söyleyince o sadece benimle ortak olabilir dedin!”
Mika panikle ona baktı.
“Ben de sana yardımcı olmaya çalışıyordum!Başka bir sebebim yok!”
“İyi,benim de başka bir sebebim yok!”
“Tamam o halde.”
“Tamam.”
“İyi.”
“Güzel.”
“Aynen.”
Mika ve Yuu,birbirlerine tuhaf tuhaf baktılar.Sonra Mika gözlerini kaçırdı.
“Bana yardım etmemeliydin.”
Yuu ona kaşları çatık bir şekilde bakarken Mika ona baktı.
“Bir kız arkadaşım olduğunu bilmesi daha iyi olurdu.”
Yuu,gözlerini kırpıştırdı.
“Neden?”
“Belki de kendime yeni bir sevgili yapmalıyımdır.”
Mika’nın umursamaz tavrı karşısında Yuu kaşlarını çattı ve sinirle bağırdı.
“Sevgili yapamazsın!”
Yuu’nun bağırması üzerine,Mika kaşlarını kaldırdı.
“Nedenmiş o?”
Yuu bu yaptığına kendi de şaşırırken gözlerini kaçırdı. Ellerini kenetledi.
“Başka birini seviyorken…Nasıl sevgili yaparsın..?”
Bu söz üzerine,Mika kahkaha attı.
“Sevmek mi?Kimi seviyormuşum ki ben?”
Yuu sessiz kaldı.Mika’nın onunla dalga geçmesi kalbini kırmıştı.Önceden ona asla böyle davranmazdı.Artık onu tanıdığını sanmıyordu.
“Seni mi yoksa?”
Mika kahkahasını bastırmaya çalışırken,Yuu gözlerini kaçırdı.
“Ne olursa olsun,affetmeyeceğim tek şeyin ihanet olduğunu çok iyi biliyorsun Yuu.”
Yuu’nun boğazında bir yumru oluştu.Mika’nın onunla bu şekilde konuşması canını yakıyordu.Buna gerçekten katlanamıyordu.
“Bana ihanet eden birini sevmeyeceğim.”
Kalbi acıdı Yuu’nun.Mika öylesine acımasızca davranıyordu ki,Yuu bunları daha fazla duymamak için oradan kaçıp gitmek istedi.
Ama yapamadı.Çünkü bekledikleri avukat çoktan gelmişti.
“Mikaela-san,Yuichiro-san?”
Masaya gelmiş olan adama baktılar.Mika doğrulayan bakışlarla elini uzattı.
“Evet merhaba,hoş geldiniz.”
Yuu da elini uzatıp sıkınca avukat onların yanına oturdu.
“Sizinle tanışmak güzel.”
Avukat evrakları çıkarırken,Yuu onu süzüyordu.
“Babanız benden bahsetti,değil mi?Neler hakkında konuşacağımızı az çok anlatmış olmalı.”
“Evet,önceden konuşmuştuk babamla.”
Avukat ikisine baktı.
“Sanırım benden önce gelen iş arkadaşımla ufak bir sorun yaşamışsınız.Onun adına ikinizden de özür dilemek isterim.Bunun bir daha yaşanmayacağından emin olabilirsiniz.”
Mika gülümsedi ve işaret verdi.
“Sorun değil,lütfen devam edin.”
Avukat onayladı ve Yuu’ya döndü.
“Mikaela’nın babası Bay Saito,sizi bu şirketin başına geçirmek istediğini bildirdi.Mikaela-san ile beraber bu şirketi ayakta tutacak olan sizsiniz.Bu evrakları imzalamanın yanı sıra,sizi ortaklık sözleşmesi için de bilgilendirmek istiyorum.Onun için de ekstra bir kontrat imzalamanız gerekiyor.”
Avukat dosyalarını karıştırdı ve eline bir kağıt aldı.
“İleride,şirket yönetimini devralmadan önce,şirket işlerinin nasıl yürütüldüğü hakkında bir ön hazırlık sürecine tabi tutulacaksınız.”
Avukat bazı prosedürlerden ve yapacakları sözleşmelerden bahsetti.Mika tüm söylenenleri pür dikkat dinlerken,Yuu şimdiden sıkılmaya başlamıştı.
Yarım saatin sonunda,avukat imzalamaları gereken dosyayı çıkardı.
“Bu sözleşme,şirket yönetimini devraldığınız zaman ortak olacağınızı resmiyete döken bir belge.”
Bir kalem çıkardı ve masaya koydu.
“Burayı imzalamanız gerekiyor.”
Mika kalemi eline aldı ve imza attı.
Yuu Mika’yı beklerken,ard arda gelen mesaj sesleriyle telefonunu çıkardı.Mesajların Fujisaki’den olduğunu görünce sıkıntıyla nefes verdi.
~Neden her zaman beni rahatsız etmek zorundasın?
Yuu’nun kaşları çatılırken,sırayla mesajları okudu.
[16.45.20 p.m]:
Yapmak üzere olduğun şeyi iyi düşün.
Mika senden nefret ediyor.
Gelecekte bile onun peşinden koşacak mısın?
Gerçekten bu durumda bile hala onunla olmakta ısrarcı mısın?
Neden Mika’ya bir iyilik yapıp kendini ondan uzaklaştırmıyorsun?
Böylesinin onun için daha iyi olacağını düşünmüyor musun?
-Fujisaki
Yuu,mesajları belki de 10 defa okudu içinden.
Fujisaki’nin söyledikleri aklını karıştırıyordu.Mika ondan git gide uzaklaşıyordu ve Fujisaki Mika’ya her an zarar verebilirdi.Mika’yı ve onun geleceğini tehlikeye atmak istemiyordu.Bencilce davranmaya hakkı olmadığını düşündü.
~Mika zaten benden nefret etmiyor mu?
~Neden işleri onun için zorlaştırayım ki?
Bir mesaj daha geldi telefonuna.
-Geleceğini Mika’nın mutluluğuna göre şekillendir ve ondan uzak dur.
“Yuichiro-san?”
Yuu panikle ona seslenen avukata baktı.
“A-ah,evet?”
“Sizin de imzanız gerekiyor.”
Yuu,tedirgin bir şekilde avukatın uzattığı kalemi tuttu.
~Eğer ileride Mika’yla olursam…Onun mutluluğuna engel olmaz mıyım?
~Nefret ettiği birini yanında görmek istemez sonuçta…
~Daha bu sabah benimle çalışmak istemediğini söylemedi mi?
Yuu,kağıda baktı.
~Hadi Yuu.
~Sadece bir imza.
~Bu sayede ileride Mika ile ayrılmayacaksın.
Tedirgin bir şekilde alt dudağını ısırdı Yuu.
~Bencil olma!
~Mika’nın sen varken mutlu olabileceğini mi zannediyorsun?!
“Yuu,seni bekliyoruz.”
Yuu,tedirgin bakışlarını Mika’ya çevirdi.
Mika Yuu’nun tavırlarındaki değişikliği fark etmişti.Çatık kaşlarıyla ona bakarken,Yuu gergin bir ifadeyle Mika’ya baktı.
~Ne yapacağım..?
~Ben…
~Ne yapmalıyım.?!
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁