Alde Lotus - Bölüm 28
-Hepinize selam arkadaşlar.Karışıklık olmaması için iç seslerin başına ~ işareti koyacağım,bilginiz olsun.Keyifli okumalar dilerim.-
Öğlen vakitlerinde Yuu,yavaşça gözlerini açtı.
Burası Mika’yla kaldıkları oda değildi.Yataktan yavaşça doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı.
Eliyle saçlarını karıştırdı.Zihni bulanıklaşmış gibi hissediyordu.Aniden gözleri vücuduna takıldı.Üstünde kıyafet yoktu ve bu Yuu’nun ürkmesine sebep oldu.
~Neden üzerimde hiçbir şey yok.?!
Yuu,başının ağrımasını umursamayarak neler olduğunu hatırlamaya çalıştı.
➰➰➰➰
“Yuu-chan!”
Mika’nın arkasından seslenmesine aldırmadan koşmaya devam etti Yuu.
“Az önce neler oldu öyle?”
“Oradaki sadece Mika’ydı!”
“Ama ben neden o şekilde bir tepki verdim?!”
“Bu ben değilim..”
“Bana dokunan kişi de Mika değildi..”
“Neler oluyor bana?!!!”
Otelin boylu boyunca uzanan koridorunda koşan Yuu bir anda durdu.Aniden gelen kalp çarpıntısıyla bayılacak gibi olduğunu hissetti.
Olduğu yerde eliyle duvardan destek alarak yavaşça yere çöktü.Nefesini kontrol altına almaya çalışırken,arkadan gelen bir ses duydu.
“Yuu.”
Siyah saçları terden yüzüne yapışırken gözünün önüne gelen saçlarını geriye attı.Ona doğru yaklaşan adımları hissetti.Kafasını kaldırmaya gücü kalmamıştı.
Yanına gelen kişi Fujisaki’ydi.Yavaşça Yuu’nun yanına çömeldi.Eliyle çenesini kavradı ve kafasını kaldırmasını sağladı.Baygın duran yeşili gözlerini,kırmızı gözlerine sabitledi.
“Panik atak mı geçiriyorsun?”
Alnını öptü sonra.
“Kriz mi yoksa?”
Dudaklarını kendine yaklaştırdı.Yuu’nun gözleri kapanırken,Fujisaki’nin onu öptüğünü hissedebiliyordu.Fujisaki dudaklarını öpüp geri çekildi.
“Karşı bile koyamıyor musun?”
Kısılmış gözlerine baktı ve gülümsedi.
“Keşke hep böyle olsan..”
Yuu ellerini iki yana koydu.Ağlaması durmak bilmezken,nefes almakta zorlandığını hissetti.
“Sana yardım etmemi ister misin?Elimde işine yarayacak bir ilaç var.”
Yuu’nun kıpkırmızı olmuş gözlerine bakarken yavaşça onu kucağına aldı.
“Merak etme,sana yardım edeceğim.”
➰➰➰➰
Endişeyle elinin altındaki yorganı sıktı Yuu.
~Sonra ne oldu.?
~Yanlış bir şey yapmadı değil mi.?
~İşler nasıl bu hale geldi..?
Kapı aniden açılınca,Yuu gözlerini gelen kişiye çevirdi.
“Ah,uyanmışsın.”
Fujisaki’den gözlerini çevirdi Yuu.Onu görmezden gelerek duvardaki saate baktı.
~15.30…
~Neden bu kadar uyudum ben?
“Biraz fazla uykucusun sanırım.”
Fujisaki ona güldü ve elindeki kahvaltı tabağıyla birlikte yatağa oturdu.
Yuu ona ters ters baktı.
“Neler oluyor Fujisaki?”
Fujisaki Yuu’ya baktı.
“Ne demek istiyorsun?”
“Bana nasıl bir ilaç verdin?”
Yuu sinirle yumruklarını sıktı ve tedirgin bir şekilde sordu.
“Ayrıca..Neden üstümde bir şey yok?Neden hiçbir şey hatırlayamıyorum.?”
“Hey,merak etme.O sadece bir uyku ilacıydı.Kıyafetlerin de kötü bir haldeydi.Seni öyle görünce yardım etmek istedim.”
Fujisaki ona gülümsedi.
“Seni ben kurtardım yani.”
Yuu kaşları çatık bir şekilde ona baktı.
“Ve maalesef düşündüğün gibi bir şey gerçekleşmedi.Ben çok iyi kalpli biri olduğumdan dolayı senin isteğin olmadan sana dokunmadım.Beni tebrik etmelisin.”
Fujisaki’nin dalgayla karışık sözleri üzerine Yuu sinirle bağırdı.
“Başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi!Sen buna kurtarmak mı diyorsun?!”
“Neyden bahsettiğini bilmiyorum..Ben sadece sevdiğim insana yardım etmek istedim.”
“İkimiz de gerçek yüzünün bu olmadığını biliyoruz Fujisaki!Benim bu halde olmamın tek sebebi sensin!”
Yuu’nun gözleri doldu.
“Sen o gün bana öyle davranmasaydın..Bende yara bırakmasaydın..Bunlar olmazdı..”
“O gün olanlar tamamen senin suçun.”
Yuu gözlerinden yaşlar süzülürken ona bakamadı.
“Mika’dan ayrıl dedim.Ancak ayrıldıktan sonra da rahat durmadınız.Bana başka çare bırakmadın.Bunların hepsi Mika ve senin yüzünden oldu.Eğer sen tüm bunları–”
Fujisaki,Yuu’nun gözlerinden süzülen yaşlarla kendisine nasıl baktığını görünce sözünü tamamlayamadı.
“Sen hala beni gerçekten sevdiğini mi düşünüyorsun.?Bunca şeyden sonra..Bana bunca zarar verdikten sonra bile hala beni sevdiğini mi söylüyorsun..?”
Fujisaki kaşlarını çattı.
“Bunlar da ne demek Yuu?Seni tabii ki de seviyorum.”
“Neden bana bu şekilde davranıyorsun o zaman?!”
Yuu’nun ona bağırmasıyla,Fujisaki şaşkınca baktı ona.
“Mika beni sevdiği zaman asla canımı yakmazdı..Beni üzgün gördüğü her an neşelendirmeye çalışırdı..”
Yuu gözlerini yumruk yaptığı ellerine kenetledi.
“Aynı şekilde ben de Mika’ya asla zarar vermedim..Asla onun canını yakmadım…Çünkü onu gerçekten seviyordum..”
Fujisaki çatık kaşlarıyla ona bakarken Yuu mırıldandı.
“Gerçekten..Bana bunca şey yapmışken nasıl hala beni sevdiğini söyleyebiliyorsun..?”
Gözlerini ona dikti Yuu.
“Sen buna sevmek mi diyorsun?!Birbirini seven iki insan birbirlerine asla bu şekilde davranmazlar demiştin!Bunları yaparak bana iyilik mi yapmış oluyorsun?!”
Yuu’nun gözyaşları içinde ona bakması üzerine Fujisaki başka yöne çevirdi gözlerini.Onun karşısında ağlamasını istemiyordu.
“O kadar kötülediğin Mika’dan ne farkın kaldı?!Senin gerçek sevgi anlayışın bu mu?!”
Yuu’nun neyden bahsettiğini hatırladı Fujisaki.
➰
“Bu gerçek sevgi değil Yuu.Birbirlerine gerçekten değer veren insanlar birbirlerini bir oyuncak gibi kullanmazlar.”
➰
Bunu Yuu’ya söyleyen kendisiydi.
“Sen asla–”
Yuu’nun sözleri,Fujisaki’nin bir anda ona sarılmasıyla yarıda kesildi.Gözleri kocaman açıldı.
“Seni gerçekten seviyorum Yuu.”
Yuu,onu bir hışımla itti.
“Dokunma bana!!”
Fujisaki,kendisini iten Yuu’ya soğuk bir ifadeyle baktı.
“Sana istediğimi yapabilirim.Mika’nın aksine,ben sana karşı gerçek bir aşk besliyorum.”
Fujisaki ayağa kalktı.
“Umarım yarın eve döndüğümüzde de aynı şeyleri tekrarlamazsın.”
Ona gülerek baktı.
“Biricik Mika’cığının gençlik yıllarını senin yüzünden parmaklıklar arkasında geçirmesini istemezsin..Değil mi?”
Fujisaki’nin tehditkar bakışları Yuu’nun tüylerini ürpertmişti.Sinir ve korkuyu aynı anda yaşamaktan yorulmuştu.
“Hey,bu gece ufak bir yürüyüşe çıkalım mı?”
“Ne?”
“Sana mesaj atarım.”
Fujisaki Yuu’ya gülümsedi.Adımlarını kapıya yönlendirdi ve Yuu’yu arkasında bırakarak odadan çıktı.
Yuu arkasından bakarken,sinirle sayıp sövdü ona sadece..
🍂🍂🍂🍂
Yuu odadan çıktı ve boylu boyunca uzanan koridorda yürümeye başladı.
Duvardaki tablolara bakarak ilerlerken,aniden yan tarafında bir kapı açıldı.Yuu ne olduğunu bile anlayamadan bir el onu bir hışımla o odaya çekti.
Yuu korkudan sıkıca kapattığı gözlerini,üzerinde hissettiği gözlerle yavaşça açtı.Karşısında,ona sinirle bakan bir çift mavi göz görmeyi beklemiyordu.Mika onun kendisine şaşkınca bakan gözlerini incelemeyi bıraktı.Sinirle Yuu’nun kolunu sıktı.
“Neredeydin?”
Mika’nın fısıltıyla karışık öfkeli sesi,Yuu’nun içini korkuyla kaplamıştı.
“N-ne..?”
“Dün gece hangi cehennemdeydin?!!”
Mika’nın ona bağırmasıyla Yuu yerinden sıçradı.Panikle sordu ona.
“Neden bu kadar öfkelisin..?!”
Mika onun sorusunu duymazdan gelerek sorusunu yineledi.
“Dün gece neredeydin Yuu?”
Yuu gözlerini Mika’nın sinirden koyulaşmış mavi gözlerine çevirdi.Mika Yuu’nun doğruyu söylemesini umut ederek ona bakarken,Yuu bu soru karşısında tedirgin bir şekilde gözlerini kaçırdı.
“Y-Yoichi’nin yanındaydım…”
Mika bir süre donuk bakışlarla Yuu’ya baktı.Ardından öfkeyle ona bağırdı.
“Bana hala yalan mı söylüyorsun?!”
Yuu’nun gözleri aniden dolarken bunu saklamaya çalıştı.
“Neden bana böyle davranıyorsun.?!”
“Neden mi?”
Mika ona doğru eğildi.
“Bir de soruyor musun?”
Bu yakınlık karşısında Yuu gözlerini kaçırdı.
“O kadar bencilsin ki beni düşünmeden sürekli kafana eseni yapıyorsun..Ne de olsa ben seni seviyorum,sana bir şey söyleyemem diye yalan söylemeye çekinmiyorsun.”
Bu sözler karşısında şok geçiren Yuu sinirle bağırdı.
“Bencilce davranan tek kişi sensin!Ben hiçbir zaman öyle düşünmedim!”
“Bencilce davranan tek kişi ben miyim?”
Yuu’nun bu sözü üzerine,Mika şaşkın bakışlarını kesip kahkaha attı.
“Şu zamana kadar kendini bir an olsun geri çekmedin!Ben seni her öptüğümde önce bana karşı gelip sonra beni kendine çeken sen değil miydin?!Benim duygularımı bile önemsemeden bana canının istediği gibi davrandın ve şimdi bencil olduğumu mu söylüyorsun?!”
Mika alaylı bir gülümseme takındı yüzüne.
“İşin gülünç tarafı bunca şeyden sonra gelip masum ayaklarına yattın.Bana bağırıp çağırdın ve şimdi de benimle bu şekilde mi konuşuyorsun?Ne değişti birkaç günde Yuu?Fujisaki sana istediğin ilgiyi veremedi mi?”
“Sana hiçbir zaman öyle davranmadım ve Fujisaki’den de hiçbir zaman ilgi beklemedim!Sen sadece saçmalıyorsun!”
Yuu’nun kolunu bıraktı ve ona daha da yaklaştı Mika.
“Ben tüm bu olaylardan çok sıkıldım anlıyor musun? Fujisaki’nin sürekli aramıza girmesinden çok sıkıldım!”
“Ben bundan çok mu keyif alıyorum?!”
Yuu sinirden dolan gözlerini ona çevirdi ve Mika’yı itti.
“Her şey benim için yeterince zorken yaptığın tek şey beni suçlamak!”
“Sence bu kabul görülecek gibi mi?”
Yuu ona çatık kaşlarıyla bakarken Mika hızla telefonunu çıkardı.Ona gelen fotoğrafı gösterdi ve öfkeyle bağırdı.
“Nasıl hala suçsuzmuş gibi davranabiliyorsun?!”
Yuu fotoğrafa baktığı an,gözleri kocaman açıldı.Bu Fujisaki’den gelen bir fotoğraftı.Dün gece ikisinin birlikte olduğu bir fotoğraf atmıştı ve fotoğraf her yönden yanlış anlaşılmaya açıktı.
Yuu sabah üstünde bir şey olmamasının nedenini o an anladı.Fujisaki bunu bilerek yapmıştı.
“Her şeye rağmen senin yanında olmaya çalıştım..Ve bana verebileceğin karşılık bu mu.?”
Yuu kafası karışmış bir şekilde ona baktı.
“Hayır dinle..Ben o an kendimde bile değildim,Fujisaki’nin böyle bir şey yaptığından dahi haberim yoktu..Senin yanlış düşünmen için yapılmış bir şey bu..”
Yuu panik içinde onaylanmayı beklercesine güldü.
“Onun gibi birinin oyununa gelip de benim böyle bir şey yapacağıma ihtimal vermiş olamazsın..Değil mi.?”
Mika ona ciddi bir ifadeyle baktı.
“Gerçekten kendini böyle mi savunuyorsun?Kendinde değildin ve o istediğini yaptı,öyle mi?”
“Hayır Mika!Aramızda böyle bir şey geçmedi!Nasıl ona inanabilirsin?!Sana bunların bir oyun olduğunu söylüyorum!”
Mika acı bir şekilde güldü.
“Sürekli onunlasın,sürekli benden kaçıyorsun ve ben bunları düşünmekten aklımı kaybediyorum. Yaptığım tek şey senin için endişelenmekti ve sen duygularımı umursamadan bana defalarca kez yalan söyledin.Söylediğin onca yalandan sonra nasıl buna inanmamı beklemezsin?”
Bu sözler ve Mika’nın ona olan acımasızca bakışları altında ezilen Yuu’nun gözünden bir damla yaş düştü.Mika’nın ona güvenmemesine katlanamıyordu.Her şey yeterince kötüyken Mika işleri daha da zorlaştırıyordu.
“Israrla yalanlarını görmezden gelmeye çalıştım ancak buna daha fazla katlanamıyorum.”
Mika ondan uzaklaştı ve yüzüne bakmadan titreyen sesiyle konuştu.
“Belki de seni sevmek büyük bir hataydı.”
“Ne.?”
“Bir süre konuşmayalım.”
Yuu bu sözler üzerine şok geçirmişcesine ona bakarken Mika soğuk bir şekilde baktı ona.Ardından kapıya ilerledi ve hızla çarpıp çıktı.
Yuu geçirdiği şoku hala atlatamazken sırtını duvara yaslayarak çömeldi.Ayakta duracak gücü bulamadı kendinde.Mika’nın Fujisaki’ye inanmasını kaldıramıyordu.Açıkça Yuu’nun ona ihanet ettiğini düşünüyordu.Yuu’nun zihni öylesine karışıktı ki ne hissetmesi gerektiğini bile bilmiyordu.
Mika’nın ona olan acımasız bakışlarını hala üzerinde hissedebiliyordu.Dolu dolu olan gözlerini kırpıştırınca birkaç damla yaş süzüldü.Dizlerini kendine çekti ve tüm bu yaşananların yorgunluğuyla kafasını dizlerine gömdü. Sessizce ağlamaya devam etti.
🍂🍂🍂🍂
Ağlamaktan gözleri şişmiş olan ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayan Yuu,telefonuna gelen mesaj sesiyle irkildi.
[21.38.10 p.m]:
Otelin havuzunda bekliyorum seni.
-Fujisaki
Mesajı okuyan Yuu sinirle ayağa kalktı ve gözyaşlarını sildi.Odadan hızla çıktı ve aşağı indi.Havuza doğru ilerlerken gözleri onu aradı.Havuzun kenarında bekleyen Fujisaki,Yuu’yu görünce ona el salladı.Yuu adımlarını ona doğru ilerletti.
“Selam Yuu!”
Yanına gelen Yuu öfkeli bir şekilde onu incelerken,Fujisaki kafasını kaldırdı ve aya baktı.
“Baksana,ay ne güzel parlıyor değil mi?Seninle bu havada burada olmak inanılmaz bir şey!”
Yuu’nun tepkisizliğiyle gözlerini aydan çekip Yuu’ya baktı Fujisaki.
“Sorun ne Yuu?”
“Mika’ya attığın fotoğrafı gördüm.”
Yuu sinirle ona doğru bir adım attı.
“Bu ne demek oluyor?”
Fujisaki gülümseyip ona baktı.
“Çok güzel bir kare yakalamışım!Fotoğrafı beğendin mi?!”
Yuu,Fujisaki’ye doğru bir adım attı ve yüzüne bir yumruk geçirdi.İki yakasını tuttu.
“Aramızda hiçbir şeyin yaşanmadığını söylemiştin!”
“Yaşanmadı zaten.”
“O fotoğraf ne o zaman?!”
“O sadece Mika’ya atmak için çektiğim bir fotoğraf. Böylesine özel bir şeyi senin isteğin olmadan yapmak istemediğimi söylemiştim sana.”
“Mika’ya ne hakla atarsın böyle bir fotoğrafı?!”
“Hey,sakin ol biraz..Ben sana yardımcı olmaya çalışıyorum sadece.Bunu yaptım,çünkü bu sayede Mika senden kolayca uzaklaşacaktı.Bana bağırmak yerine teşekkür etmelisin!”
Fujisaki’ye sinirle bağırdı Yuu.
“Sadece bana bırakmalıydın!Böyle bir yalana gerek yoktu!”
Yuu üzüntüyle geri çekildi.
“Bu..Bu çok ağır bir şey..Ona ihanet ettiğimi düşünüyor.. Bunu nasıl yapabildin..?!”
“Siz sevgili değilsiniz.Bu bir ihanet olmuyor.”
“Sadece sen öyle düşünüyorsun!Bizim onunla bir geçmişimiz var!Neler hissettiğini tahmin etmen mümkün değil!”
“Ama senden nefret ediyor..Değil mi?Ben sadece senin işini kolaylaştırdım.Senin de olmasını istediğin buydu zaten.”
Yuu’nun elleri onun yakasından inerken gözleri doldu.
“Yanılıyorsun..Ben asla onun benden nefret etmesini istemedim..Şu an ona ihanet ettiğimi düşünüyor..Çok canı yanıyor..”
Onun bu tepkisine karşılık,Fujisaki soğukkanlılıkla sordu.
“Onun için üzülüyor musun?”
Yuu yere kenetledi gözlerini.
“..Üzülüyorum..”
“Neden üzülüyorsun?”
“Çünkü onu seviyorum..”
Yuu,ne söylediğinin farkına varamamıştı.
“Onu seviyorsun..Öyle mi?”
Yuu bir an,dalgınlıkla söylediği o sözcüklerin ağzından hiç çıkmamış olmasını diledi.Ağzından kaçırdığı sözcüklerle dudaklarını birbirine bastırırken,panikle kafasını kaldırıp Fujisaki’ye baktı.
~Ateşe körükle gittim resmen.!
Onun öfkeli ve soğuk bakışları,Yuu’nun tüylerini ürpertti.Fujisaki ona doğru yaklaşıp kolunu tuttu.Yuu korkuyla gözlerini sıkıca kapattı.
~Bittim ben!Beni öldürecek!
“Biliyor musun Yuu..Beni yeterince net anladığını düşünmüyorum.”
Yuu gözlerini yavaşça açarken mırıldandı.
“Nasıl yani..?”
“Sana şu zamana kadar yaptıklarımdan bir ders çıkarmış gibi görünmüyorsun.”
Fujisaki’nin gözleri havuza takılırken aklına gelen fikirle gülümsedi.
“Söylesene Yuu..Yüzmeyi sever misin?”
Soğuk hava tüylerini diken diken ederken,Yuu Fujisaki’ye baktı endişeyle.
“N-ne demek istiyorsun..?”
“Kış aylarında yüzmenin insan beynine oldukça faydalı olduğunu duydum.Belki de bunu sende deneyebiliriz..Böylelikle sen de o küçük beynini biraz olsun kullanabilirsin..”
Yuu korkuyla gerilerken,Fujisaki aniden Yuu’yu kucağına aldı.Onun ne yapmaya çalıştığını anlayan Yuu,Fujisaki’nin kollarında çırpınmaya başladı.
“S-sakın..!İndir beni!”
“Bunu sen de çok istiyorsun değil mi Yuu?”
Yuu’nun gözleri panikle açıldı.
“Hayır!İndir beni.!!”
“İsteğini gerçekleştirmek benim için bir emirdir sevgilim.”
“S-sakın—!”
Fujisaki,Yuu’yu hiç beklemediği bir anda havuza attı.
Gülümseyerek ona baktı.
“İyi hissettiriyor değil mi?”
Yuu,havuzda çırpınmaya başladı.
“Ç-çı-çıkar beni!!B-boyumu geçiyor burası..!”
Fujisaki’nin gülümsemesi yüzüne yayılırken onu büyük bir keyifle izledi.Bu havuz diğer havuzların aksine oldukça derindi ve Yuu’nun yüzme bilmediğini biliyordu.
“Y-yüzme..B-bilmiyorum..!!”
Kendini suyun yüzeyinde kalmaya zorladı Yuu.
“Sonra görüşürüz Yuu.”
Arkasını dönen Fujisaki’ye baktı.
“D-dur.!!”
“Seni seviyorum.!”
Fujisaki oradan uzaklaşınca,Yuu çoktan yorulduğunu hissetti.Panik halindeyken hiçbir şey yapamıyordu.Gittikçe dibe çekiliyordu.
“Ya-ya-yardım..!!!”
~Biri yardım etsin…!
Yuu daha fazla dayanamayacağını fark etti.Yüzeye çıkamayacak kadar uzaktaydı ve ilerlemeye gücü kalmamıştı.
“Yar-yardım edin..!!”
Kimse Yuu’nun sesini duymuyordu.Yuu,tüm gücünün tükendiğini hissetti.Bağırmaya bile gücü kalmamıştı. Çırpınmayı bıraktı.Suyun her tarafını sardığını hissetti. Yavaşça gözlerini kapattı.
~Bu havuz neden bu kadar derin..?
~Ölecek miyim..?
Üşüdüğünü hissetti Yuu.
~Mika nerede?
~Beni her zaman koruyacağını söylemiyor muydu?
~Neden gelmiyor…?
Aklına gelen düşünceyle,yanaklarından akan gözyaşları havuz suyuna karıştı.
~Doğru ya…
~O artık benden nefret ediyor…
Görüş açısı bulanıklaştı Yuu’nun.
~Keşke bunların hiçbiri yaşanmamış olsaydı..Keşke sadece mutlu mutlu yaşasaydık Mika’yla..
Aklına,bugünkü fotoğraf geldi.
~Sahi..Öyle bir fotoğrafı Mika’ya nasıl gönderebildi..?Mika nasıl ona inanmayı seçti.?
Yuu,bilincini kaybetmek üzere olduğunu hissetti.
~Yemin ederim,sana ihanet etmedim..
~Ben sadece seni seviyorum Mika.
~Sadece seni..!
~Seni çok seviyorum…
🍁🍁🍁🍁🍁🍁 🍁