Alde Lotus - Bölüm 26
“Vay canına…Burası kocaman!”
Yuu heyecanla yeni geldikleri otel odasını inceliyordu.
“Sana odaların çok güzel olduğunu söylemiştim.”
Mika gülümseyerek onu izlerken Yuu pencereye yaklaşıp deniz manzarasına baktı.
“Manzarası çok güzel!”
Yuu hayranlıkla denizi inceledi ve bir anda arkasındaki yatağa atladı.
“Ve yatak da yumuşacık!”
Yuu yatakta yuvarlanıp durdu ve eline aldığı yastığa sarıldı.
“Sanırım uyuyacağım..”
Mika Yuu’ya yaklaştı ve yatağa oturdu.
“Otobüste yeterince uyumadın mı zaten Yuu-chan?”
“Hmhm..”
“Bence uyumaktan daha eğlenceli şeyler yapabiliriz.”
Mika Yuu’yu öpmeye çalışırken Yuu elleriyle ittirdi Mika’yı.
“Sabah sabah kudurdun mu be?!Bir rahat dur!”
“Ama Yuu-chan–”
Mika,gelen telefon sesiyle susup telefonunu eline aldı.
“Ferid arıyor,bir saniye.”
Yuu gözlerini yumdu ve yastığa sarıldı.Mika telefonla konuşurken Yuu çoktan uyku moduna geçmişti.
Mika görüşmesini bitirip Yuu’ya baktı.
“Ferid’in başı dertte gibi görünüyor,gidip yardımcı olayım.”
Mika,Yuu’nun çoktan uyuduğunu görünce tebessüm etti.
“Çok uykucusun Yuu-chan.”
Yuu’nun yanağına bir öpücük kondurdu ve sessizce odadan çıktı.
🍂🍂🍂🍂
Yuu,üzerinde hissettiği ağırlıkla kaşlarını çattı.Ellerinin başının üzerinde birleştiğini hissederken mırıldandı.
“Mika..Rahat dur..”
Bileklerinde hissettiği baskıyla yüzünü buruşturdu.Aniden gelen keskin acıyla bağırarak gözlerini açtı.
“A-ahh..!!S-sen ne yapıyorsun.?!!”
Aniden,gördüğü kişiyle gözleri kocaman açıldı.Üzerinde Fujisaki’yi görmeyi kesinlikle beklemiyordu.
“S-senin burada ne işin var?!”
Bileğindeki acıyla Yuu kafasını geriye attı.
“A-acıyor..Çok acıyor.!Ne yaptın bileğime.?!!”
Fujisaki,Yuu’nun debelenmesine aldırış etmeden gülümsedi.Kanlar içerisinde olan bileğini eline aldı.
“Beni gördüğüne sevinmedin mi?”
Fujisaki dilini dışarı çıkardı ve Yuu’nun bileğinden süzülen kanı yaladı.Yuu gözyaşları içinde kafasını salladı.
“K-kahretsin.!!İn üstümden!!”
Fujisaki Yuu’nun diğer bileğini eline aldı ve Yuu’ya baktı.Yuu acıdan kapattığı gözlerini,bileğindeki soğuklukla hızla açtı.Fujisaki keskin bıçağı Yuu’nun bileğinde gezdirirken bileğine bir öpücük kondurdu.
“Bunu seversin diye düşünmüştüm.”
Yuu kocaman açılan gözleriyle ona baktı.Korku içinde kafasını salladı.
“Ya-yapma..!”
Yuu’nun yanaklarından yaşlar süzülürken korku içinde Fujisaki’ye bakıyordu.
“Yüzünü bu şekilde görmek beni ne kadar heyecanlandırıyor bilemezsin..”
Fujisaki onun kolunu tuttu ve diğer kanayan bileğinde dilini gezdirdi.
“Baksana Yuu,kanaması durmuyor.Ne yapsak ki?”
“..Bırak..Nolur bırak beni..!”
Fujisaki’nin dilini bileğinde hissedince korku içinde tüm gücüyle bağırdı Yuu.
“Kahretsin!!Kimse yok mu?!!Biri yardım etsin!!”
Fujisaki’nin gülen yüzü,Yuu’nun çığlıklarıyla ciddi bir ifadeye dönüştü.Yuu’nun bileğini tuttuğu gibi bıçakla derin bir kesik açtı.Keskin bıçak darbesiyle Yuu çığlık attı.Öylesine canı acıyordu ki,gözlerinden akan yaşlar durmak bilmiyordu.
“Beni aptal yerine mi koyuyorsun sen?!”
Yuu gözlerinden yaşlar boşalırken ona bakmaya çalıştı.Fujisaki Yuu’nun bileğini çekince Yuu acıyla bağırdı.
“Mika’yla neler yaptığınızı bilmediğimi mi sanıyorsun?!O gün konsey odasında altında çaresizce saklamaya çalıştığın kişinin Mika olduğunu fark etmediğimi mi zannediyordun?!”
Yuu’nun korkuyla gözleri açıldı.
“Otobüste yaptıklarınızı da anlatmamı ister misin?!Bunları bilmeyecek kadar aptal mıyım sence?!”
Fujisaki Yuu’nun üzerine eğildi ve elini alt kısmına getirdi. Yuu debelenirken Fujisaki pantolonunun üzerinden Yuu’nun erkekliğine baskı yaptı.
“Mika’nın altında inlemek hoşuna gidiyor mu Yuu?”
Yuu derin derin nefesler alırken bileğinin acısından konuşamıyordu.
Fujisaki elini Yuu’nun tişörtünün altından geçirip onun belini kavradı.Açıkta olan boynuna doğru eğildi.Dilini boynuna dokundurup aşağı doğru bir yol izlediği an,Yuu’nun sırtı aniden havaya kalktı.
“..Y-yapma..!!”
Yuu’nun ağlamaları hıçkırıklara karışırken Fujisaki elinin altındaki erkekliğini sıktı.
“Bu hoşuna gidiyor mu?”
Kulağına eğildi ve fısıldadı.
“Yoksa seni altımda inletmem daha mı çok hoşuna gider?”
Yuu’nun yakarmaları faydasızdı.Kimse onu duymuyordu. Fujisaki’nin yapmak üzere olduğu şeyleri düşününce, Yuu’nun bedenini büyük bir korku kaplıyordu.
“Seni gerçekten çok mutlu edeceğim..”
Anlık gelen bir cesaretle,Yuu acısına aldırmadan bağırdı.
“Sen iğrenç bir psikopatsın!Bırak beni!!”
“Bu iğrenç psikopat seni çok seviyor ama Yuu.”
Fujisaki gülerek Yuu’nun dudaklarına yöneldi ve dudaklarını dudaklarıyla birleştirdi.Yuu onun altında çırpınıp durdu.Aniden Fujisaki’nin dudağını bir hışımla ısırdı.Fujisaki ağzında yayılan kan tadıyla geri çekilip dudağına dokundu.Yuu’nun çenesini tuttu ve tekrar dudaklarına yöneldi.Tam öpeceği sırada,Yuu’nun sözleriyle durdu.
“Mika senden çok daha iyi öpüşüyor!Asla ondan daha iyi olamayacaksın!”
Fujisaki,Yuu’nun bu sözleri üzerine sinirle geri çekildi ve Yuu’ya sert bir tokat attı.Kafası yana savrulan Yuu, yanağında gözyaşlarının ıslaklığını hissetti.
Fujisaki ellerini Yuu’nun boynuna doladı ve onu yatağa bastırdı.Boğazına yapışınca Yuu’nun gözleri kocaman açıldı.
“Demek Mika benden daha iyi öpüşüyor ha?”
Nefessiz kalan Yuu,çırpınmaya başladı.Söylemek istedikleri ağzından çıkmıyordu.Kaskatı kesilmişti.
Fujisaki bir kahkaha attı.
“Bu nasıl Yuu?!Bu konuda Mika’dan daha iyiyim değil mi?!”
Yuu gözlerini zar zor açık tutuyordu.Fujisaki o kadar sert sıkıyordu ki,birazdan bayılacağına emindi.
“Evet seslerin buradan geldiğine eminim!!”
Dışarıdan gelen kargaşa ve adım seslerini duyan Fujisaki hızla ellerini Yuu’nun boğazından çekti.
“Kahretsin..Tam da zamanıydı..”
Yuu ellerini boğazına götürdü ve öksürmeye başladı.Fujisaki Yuu’nun üzerinden kalktı ve elini yüzüne götürüp endişeli bir şekilde ona baktı.
Kapı aniden açıldı ve içeri Mika,Crowley ve Ferid girdi.
“İyi misin Yuu?”
Fujisaki’nin sorduğu soru üzerine,Yuu gözyaşları içinde şok olmuş bir şekilde ona baktı.
“Yuu-chan!”
Mika endişeyle ona koştu ve Fujisaki’yi itip Yuu’ya sarıldı.
Crowley Fujisaki’nin iki yakasından tutup kaldırdı.
“Sen ne halt ettiğini zannediyorsun burada?!”
Fujisaki tedirgin bir şekilde baktı onlara.
“Yuu’nun çığlıklarını duyup odaya geldim!Ben de en az sizin kadar endişeliyim!”
Mika Fujisaki’ye öfkeyle baktı ve Yuu’yu sarmaladığı kollarını gevşetip yüzünü elleri arasına aldı.
“Yuu-chan..”
Yuu’nun ağlaması durmak bilmezken,Mika eline gelen kanı görünce telaşla bileklerini tuttu.İki bileğinden de süzülen kanları görünce Mika’nın gözleri kocaman açıldı.
“Bu da ne?!Bunu sana kim yaptı?!”
Yuu’nun ağlaması şiddetlenince Mika sarstı onu.
“Bana cevap ver Yuu!”
“Mika sakin ol!”
Ferid’in elini omzuna koyarken Mika onun elini itti ve öfkeyle ayağa kalkıp Fujisaki’nin yakasına yapıştı.
“Bunu sen yaptın değil mi?!!”
“Hiç de bile..Sevdiğim insana neden zarar vermek isteyeyim ki?”
Fujisaki’nin gülerek verdiği bu cevabıyla Mika aniden ona yumruk atıp yere yatırırken hızla üstüne çıktı ve eline aldığı bıçağı ona doğrulttu.
“Hadi aynı şeyi senin üzerinde deneyelim Fujisaki!Ne kadar dayanıklı olduğunu çok merak ediyorum!”
Mika bir hışımla elindeki bıçağı Fujisaki’nin koluna indirdi.Kolunda açılan derin kesikle Fujisaki hızla üstünde duran Mika’ya tekme attı ve ondan kurtulup geriye doğru sendeledi.
“Başkalarına iftira atman hiç de hoş değil Mika.Sevgili anneciğin sana hiç terbiye vermedi mi?”
Fujisaki kanayan kolunu sıkıca tuttu ve gülerek ona baktı.
“Yoksa baban da mı aynıydı?Böyle bir ailede büyümüş olman ne büyük şansızlık.”
Mika öfkeyle ona doğru yürüdü ve hızla kolundan tutup bıçağı ona doğrulttu.
“Seni burada öldürmemi istemiyorsan o sesini bir an önce kesmen iyi olur.”
“Ben doğruları söylüyorum.”
Fujisaki ona güldü.
“Yuu’yla aran zaten kötü,değil mi?Ortalığı daha fazla karıştırmamı ister misin?”
Mika elindeki bıçağı onun boğazına dayarken,Fujisaki gülerek Yuu’ya baktı ve gözlerini tekrar Mika’ya çevirdi.
“Yoksa sevgili prensesinin ölmesini mi izleyeceksin?”
Yuu’nun iç çekişleri ve ağlamalarını duyan Mika Fujisaki’yi öfkeyle bıraktı ve Yuu’nun yanına ilerleyerek ellerini tuttu.
“Bileklerine pansuman yapmalıyız.”
Yuu onu dinleyemeyecek kadar kötüydü.Hiçbir şeye tepki veremiyordu.
“Yuu-chan.”
Mika elini Yuu’nun yüzüne getirdi.Tutacağı sırada Yuu kafasını geri çekti.Mika bunu umursamadı ve kollarını ona sardı.Yüzünü boynuna gömdü.
“Seni sakinleştirmeme izin ver Yuu-chan..”
Ona sarılan Mika’nın kollarında titriyordu Yuu.Mika ona çok yakındı.Yuu kafasını ona gömdü ve çaresizlik içinde gözyaşlarının arasından fısıldadı.
“Özür dilerim..Çok özür dilerim..Lütfen beni affet..”
Mika kaşları çatık bir şekilde onu dinlerken Yuu sessizce mırıldandı.
“Her şeyi senin için yapıyorum..”
Mika onun neyden bahsettiğini anlayamadı.Yuu kendini geri çekti.
“..Uzak dur benden..”
Yuu’nun çelişkili sözleriyle anlamsız bir şekilde ona bakan Mika,elini tekrar ona uzattı.
“Ne?Ama sen dedin ki—”
“Dokunma bana!!”
Yuu’nun aniden bağırmasıyla Mika panikle elini çekti.
Yuu’nun niye böyle korktuğunu anlamaya çalıştı.Yuu kollarını kendine sardı.Tir tir titriyordu.
“Sen titriyorsun..—”
“Yaklaşma bana!!”
Yuu hıçkırıklarının arasından ona bağırdı.Yuu’nun ona bu şekilde bağırması Mika’da paniğe sebep oldu.
Yuu Fujisaki’nin aynı şeyleri yapmasından öylesine korkuyordu ki,Mika’yla görünmek dahi istemiyordu.Ondan özür dilemişti,ancak sadece bu kadarını yapabilirdi. Fujisaki’nin ona yaptıklarını Mika’ya da yapmasını istemiyordu.Onu tehlikeye atamazdı.
“Sana benim yardım etmemi ister misin Yuu?”
Fujisaki gülümseyerek elini Yuu’ya uzattı.Yuu gözyaşları içinde Fujisaki’ye baktı.İstemeyerek de olsa onaylamak zorunda kaldı.
“Ne yani?Benim yerime onun yardımını mı kabul ediyorsun?!”
Mika sinirle Yuu’nun bileğini kavrayınca Yuu acıyla bağırdı.
“Onun canını yakıyorsun!”
Fujisaki’nin ona bağırmasıyla Mika öfkeyle ona baktı.
“Sen ne halta aramıza girip duruyorsun?!”
Fujisaki gözlerini Mika’dan çekip Yuu’ya dikti.
“Yuu.”
Yuu,korkuyla kafasını kaldırıp Fujisaki’ye baktı.
Ona olan bakışları Yuu’yu çok fazla ürkütüyordu. Konuşmaya hali kalmamıştı.Sesini biraz olsun çıkartamıyordu.Fujisaki ona gülüp elini uzattı.Yuu,korkudan titreyen ellerini Fujisaki’nin avucuna koydu.
Ayağa kalkacakken,aniden gelen keskin acıyla damarlarının tıkandığını hissetti.Bileği o kadar derin kesilmişti ki,kan kaybından kaybettiği bilincinin farkına bile varamadı.
Gözleri kapanmadan önce hissettiği son şey,Fujisaki’nin ona sardığı kollarıydı.
🍂🍂🍂🍂
Yuu,gözlerini farklı bir odada açtı.
Ayağa kalkmak istedi,ancak ona yabancı gelen bu ortama göz gezdiremeyecek kadar halsizdi.
Bilinci yerine gelmeye başlayınca yaşadıklarını hatırladı.Kalbini derin bir korku kapladı.
Rüya mıydı..?
Hiçbir şeyin rüya olmasını bu kadar çok istememişti. Sızlayan bileği,rüyada olmadığını anlamasını sağladı.
Yuu gözlerini bir anda açılan kapıya çevirdi.
Fujisaki’yi görünce gözlerini yaşlar doldurmaya başladı.Şu an hissettiği tek duygu,korkudan başka bir şey değildi.
“Uyandın mı Yuu?”
Fujisaki Yuu’ya doğru bir adım atınca aniden yanındaki duvara çarpan çerçeveyle durdu.
“Git buradan!Yaklaşma bana!!”
“Yuu sakin ol!”
Yuu’nun ona fırlattığı bir başka eşyayla durup ellerini kendine siper etti.
“Sen iğrenç bir canavarsın!Derhal bırak beni!!”
Yuu’nun gözlerinden yaşlar boşalırken daha fazla dayanamadı ve elleriyle yüzünü kapatıp sessizce ağladı. Fujisaki yatağa yaklaştı.
“Sana zarar vermeyeceğim..Lütfen sakin ol..”
Yatağa oturdu ve Yuu’nun sargılı olan ellerini tuttu.
“Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun..”
Yuu acıyla bağırdı.
“Sen buna sevmek mi diyorsun!?Sen..Sen beni öldürüyordun..!”
“Ben sadece seni uyarmak istedim.”
Gözlerini Yuu’nun gözlerine dikti.
“Bunların sorumlusu ben değilim Yuu.Sana bunları yaşatan kişi Mika.O olmasa bunların hiçbiri başına gelmeyecekti.”
Fujisaki’nin yaptığı tek şey,doğru düzgün düşünemeyen Yuu’nun karmaşık duygularından faydalanıp onu manipüle etmekti.
Yuu donakaldı.Ağlaması şiddetlenirken acıyla saçlarını çekiştirdi.
Tabii ya..Beni bu hale getiren kişi Mika…
O olmasaydı bunlar olmazdı..
Mika olmasaydı…
Bunların hiçbirini yaşamazdım…
Yuu’nun kafası o kadar allak bullak olmuştu ki,mantıklı hiçbir şey düşünemiyordu.Yuu aniden kendine kızdı ve hızla kafasını salladı.
Hayır Mika’nın bir suçu yok!!
O tamamen suçlu..
Değil!Tüm suçlu Fujisaki!O sadece seni manipüle etmeye çalışıyor!
Mika yüzünden mi bu kadar acı çekiyorum.?
Hayır öyle değil!Öyle değil!
Yuu delirmiş bir şekilde düşüncelerini kontrol altına almaya çalıştı.Zihnini susturmak çok zordu.Bununla baş edemiyordu.
Fujisaki onun bu haline bakarak gülümsedi.
“Bu işte ne kadar ciddi olduğumu görmüş oldun.Mika’yı sevmenin sana zarardan başka bir şey getirmeyeceğini anladın,değil mi?”
Yuu hıçkırıklarını tutamadı.
“Benimle olman için her şeyi yapacağım..”
Fujisaki,Yuu’nun çenesinden kavrayıp kendine bakmasını sağladı.
“Bu,sana zarar vermem anlamına gelse bile bunu yapacağım.Sonunda beni kabul edeceksin ve birlikte olmak istediğin tek kişi ben olacağım.”
Fujisaki gülümsedi ve Yuu’nun yanağına öpücük kondurdu.
“Eğer benim sözümün dışına çıkmazsan,sana söz veriyorum canını yakmayacağım.”
Yuu,onun vahşetten kararmış olan kan kırmızısı gözlerine baktı.Ondan daha önce böylesine korktuğunu hatırlamıyordu.Karşısında,daha önce hiç görmediği biri vardı.
Bu yönünü gördükten sonra Yuu’nun tek düşündüğü,şu zamana kadar Fujisaki’yi biraz bile olsun tanıyamamış olduğuydu.
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁