Alde Lotus - Bölüm 25
“Kaptan pilotunuz Ferid Bathory konuşuyor!Lütfen kemerlerinizi sıkıca bağladığınızdan emin olunuz,birazdan uçuşa geçiyoruz!!”
Crowley,arkadan Ferid’in kafasına vurdu.
“Ne uçuşu Ferid?Uçak mı uçuruyorsun otobüs mü kullanıyorsun?Salakça davranmayı kes.”
Ferid kötü bakışlar eşliğinde Crowley’e baktı.
“Çok kötüsün Crowley..Biraz eğlenmek istemiştim!”
“Ayrıca sen şoförsün pilot değil!”
Mika’nın arka koltuktan bağırmasıyla Ferid üzgün bir şekilde söylendi.
“Siz Crowley ile bir olup beni üzmeye mi çalışıyorsunuz?!”
“Şimdi hareket etmezsek sabaha orada olamayacağız Ferid. Söylenmeyi bırakıp yola koyulsan çok daha iyi olur.”
Crowley’in sözüyle Ferid sıkıntıyla nefes verdi ve otobüsü sürmek için koltuğa oturdu.
“Neden otobüsü biz kullanıyoruz ki?Bir şoför tutmalıydık!”
“Ceza aldığımızı unuttun galiba..”
“Çok saçma.Ne olmuş yani okul kuruluna herkesten izinsiz Fujisaki’yi soktuysak?Seçimleri mi bekleyecektik bir de?Üstelik o herif bunu kabul etmezdi bile!”
Ferid kaşları çatık bir şekilde somurturken Crowley ona gülümsedi.
“Mika ve Yuu için gerekli olan buydu.Bu gezi biraz olsun aralarını düzeltir.Kötü bir şey yapmadık sonuçta,sadece onların ilişkilerini düzeltmelerine yardımcı oluyoruz.”
Crowley’in söylediğiyle gülümsedi Ferid.
“Ayrıca iyi yönünden bakalım..”
Crowley kolunu Ferid’in omzuna attı ve gülerek ona baktı.
“Yine beraberiz!”
Ferid,Crowley’in ona yakın duran ve gülümseyen yüzüne baktı.İstemsizce kızardı ve gözlerini kaçırdı.
“Evet..Biz hep beraberdik zaten..”
Ferid’in kaçırmış olduğu gözlerine bakarken,Crowley’in yüzüne tatlı bir tebessüm yayıldı.
Umarım hep de öyle olur…
🍂🍂🍂🍂
Gece saat 12’ye gelirken,okul gezisine gitmek için gezi otobüsüne binmişlerdi.Hareket ettikleri sırada Mika yanında oturan Yuu’ya baktı.
“Rahat mısın Yuu-chan?”
“Evet..”
“Seninle birlikte bu geziye gideceğim için çok mutluyum!”
Yuu,Mika’nın gülen yüzüne baktı ve hafif bir tebessüm etti.
Mika dışarıya baktı büyük bir mutlulukla.Gecenin karanlığını aydınlatan sokak lambalarını ve gökyüzünde ışıl ışıl parlayan dolunayı yüzünde büyük bir tebessümle izledi.
“Gece yolculuklarını çok seviyorum..”
Yuu dışarıyı görmek için Mika’ya doğru eğildi ve kafasını pencereye doğru uzatıp dışarı baktı.
“Gece yolculuğu gerçekten güzel oluyor..”
Mika kafasını çevirip ona doğru eğilen Yuu’ya baktı.
Yüzünü aydınlatan ay ışığı altında onun sevimli yüzünü inceledi.Yeşil gözleri o kadar güzel parlıyordu ki,hayranlıkla bakmaktan kendini alamadı.
Yuu kafasını kaldırıp Mika’ya baktı.Mika Yuu’yu kendine doğru çekti ve kucağına doğru hafifçe düşmesini sağladı.Gözleri dudaklarında oyalandı bir süre. Elini yüzüne götürdü ve başparmağıyla yanağını okşadı.
“Sevdiğim başka şeyler de var aslında..Hatta bakarken bende hayranlık uyandıran şeyler bunlar..”
Eğilip Yuu’nun dudaklarına yaklaştı Mika.
“..Senin dudakların mesela..”
Mika Yuu’yu o kadar etkiliyordu ki Yuu söyleyecek bir şey bulamadı.Mika dudaklarını dudaklarına değdirince ona karşı koyamadı.
Nasıl olsa Fujisaki burada değil..
İstediğim gibi hareket edebilirim..
Mika onu öperken,Yuu kendisini ona çevirip rahatça öpebilmesi için kafasını kucağına koydu.Ellerini sarı saçlarından geçirdi ve kendine bastırdı.Mika hafif bir şekilde alt dudağını ısırınca Yuu ağzından istemsizce bir inilti kaçırdı.Mika sessizce dudaklarına fısıldadı.
“İnlemek için pek de müsait bir ortamda değiliz Yuu-chan..”
Yuu kıpkırmızı oldu ve kaşlarını çattı.
“Senin yüzünden olan şey için beni suçlama..”
Mika,Yuu’nun kulağına fısıldadı.
“Seni o kadar çok mu tahrik ediyorum yoksa..?”
Yuu gözlerini kaçırdı ve cevap vermek yerine elini Mika’nın saçlarından geçirip tekrar dudaklarını dudaklarına bastırdı.Mika ona karşılık vermeye başladı.
Tüm bunlar yaşanırken Crowley’in başlarında dikildiğini fark etmemişlerdi.
“Öhöm öhöm..”
Duydukları sesle Mika kafasını aniden geri çekerken Yuu hızla kafasını Mika’nın kucağından kaldırıp doğruldu.Başlarında duran Crowley’e baktılar.
“Sizi böldüğüm için üzgünüm ama sanırım burası sizin istediğiniz ateşli ortamı pek karşılamıyor.”
Crowley’in gülmesi üzerine Yuu kızarmış yanaklarıyla gözlerini kaçırdı.
“Yuu-chan bu kadar tatlıyken onu öpmeden duramadım.”
Mika’nın sırıtmasıyla Yuu utançla ona baktı.
“H-hey!Mika!”
“Utangaç olmana gerek yok Yuu-chan.”
Mika Yuu’nun saçlarını okşarken Yuu sinirle kendini geri çekti.
“Yuu’yu daha fazla utandırmadan gideyim ben.”
Crowley gülerek oradan ayrıldı ve Ferid’in yanına ilerledi.
“Ben müzik dinleyeceğim.”
Yuu çantasını eline alırken Mika ona güldü.
“Müzik dinlerken beni düşün tamam mı?”
“Hmhm..”
Yuu umursamaz bir şekilde çantayı açarken Mika esnedi.
“Biraz uyuyacağım.”
Mika kafasını cama yaslarken,Yuu çantasını karıştırmaya başladı.Aradığı kulaklığı bulamayınca kaşlarını çattı.
Nerede bu kulaklık?
Getirmedim mi yoksa?
Yuu çantanın her bir köşesine baktı ama kulaklığını bulamadı.Bıkkınlıkla nefes verdi ve Mika’ya baktı.Eliyle dürttü onu.
“Mika..”
Mika kapalı gözlerini açıp Yuu’ya baktı.
“Evet Yuu-chan?”
“Kulaklığımı unutmuşum,kendi kulaklığını verebilir misin?”
“Tabii.”
Mika kendi çantasından kulaklığı çıkardı ve Yuu’ya uzattı.Yuu kulaklığı alacakken Mika aniden geri çekti.
“Beni öpersen kulaklığı veririm.”
Yuu kaşlarını çattı.
“Az önce öpüştük ya!”
“Olsun.Bir daha öp.”
Yuu Mika’ya baktı ve bir anda kulaklığı elinden kapmaya çalıştı.Mika geri çekince sinirle ona baktı.
“İyi,ben de Yoichi’den isterim o zaman!”
“Yoichi’lerin öbür serviste olduklarını unuttun mu Yuu-chan?”
Yuu bunu hatırlayınca sinirle kollarını kavuşturdu.Göz ucuyla Mika’ya baktı.Aniden eliyle Mika’nın yüzünü kavradı ve kendine çekip hızla öptü.Ardından kulaklığı kapıp geri çekildi ve arkasına yaslandı.
“Teşekkürler Mika!”
“Sen buna öpüşmek mi diyorsun ya..”
Mika’nın mızmızlanmasına gülen Yuu kulaklığı takıp arkasına yaslandı.
“Ben de seninle müzik dinlemek istiyorum Yuu-chan.”
Mika’yla müzik dinleme fikri onu gülümsetirken kulaklığın tekini çıkarıp Mika’ya verdi.Mika kulaklığı taktı ve arkasına yaslandı.
Çok geçmeden uykusu gelen Yuu,başını Mika’nın omzuna yasladı.Müziğin tatlı melodisiyle birlikte Mika’nın huzur dolu kokusunu içine çekti ve gözlerini kapattı.
Mika’yı düşünerek derin bir uykuya daldı.
🍂🍂🍂🍂
-Aşağıdaki kısım smut içeriklidir.Eğer okumak istemiyorsanız atlayabilirsiniz.-
Yuu,altında hissettiği hareketlilikle mırıldandı.Aniden bir elin erkekliğini sıkmasıyla gözleri kocaman açıldı.Elini Yuu’nun alt kısmında gezdiren Mika gülerek Yuu’ya baktı.
“Uyandın mı Yuu-chan?”
“S-sen ne yapıyorsun?!!”
Mika’nın elini hızla çekti ve kendi ellerini panikle pantolonuna bastırdı Yuu.
“Canım sıkılmıştı,biraz seninle oynamak istedim.”
“Uyuyabilirdin!Herkesin içinde yapılır mı bu?!Ya biri görseydi?!”
“Saat 3.Yani herkes uyuyor.Kimse görmezdi.”
Mika’nın rahatlığı üzerine Yuu gözlerini Mika’dan çekip sinirle kendi pantolonuna indirdi.
“Sanırım biraz rahatlamaya ihtiyacın var Yuu-chan.”
Elinin altındaki sertlikle ellerini iyice bastıran Yuu utanç ve sinirle Mika’ya baktı.
“Of Mika!Ne zamandır yapıyorsun bunu?!”
“Biraz oluyor..”
Mika güldü ve elini ona uzattı.
“Ceza olarak sana yardım etmemi ister misin?”
“Bu sana ceza değil ödül olur!”
“Kesinlikle.”
Mika gülümseyerek Yuu’ya yaklaştı.Ancak otobüsün durmasıyla şaşkınca dışarı baktı.
“Arkadaşlar,mola vermek için tesislere geldik.15 dakika süreniz var.Dışarı çıkmak isteyenler çıkabilirler.”
Crowley’in anonsuyla Yuu hızla ayağa kalktı.
“Harika zamanlama,tuvalete gidiyorum ben.”
“Yuu-chan,istersen yardım—”
“İstemez!”
Yuu otobüsten indi.Buz gibi olan havada soğuk rüzgar yüzüne çarparken hızlıca tuvalete gitti.Boş bir tuvalet bulup içeri girdi ve kapıyı kapattı.
Yavaşça kemerini çözdü ve sertleşmiş olan erkekliğine umutsuzca baktı.
Tebrik ediyorum seni Mika!Nasıl indireceğim ben şimdi bunu?!
Yuu erkekliğini eline aldı ve yavaşça hareket ettirmeye başladı.Bu şekilde aradan birkaç dakika geçerken kendisine en ufak bir etkisi bile olmamıştı.
Niye inmiyor bu ya?!
Bu şekilde gidemem ki otobüse.!
“Yuu-chan?”
Yuu Mika’nın sesini duymasıyla panikledi.
“Sanırım yardıma ihtiyacın var,yardım etmemi ister misin?”
“İstemiyorum demiştim!”
“Ama otobüs 10 dakika sonra kalkacak,bu şekilde gelemezsin.”
Yuu Mika’nın haklı olmasıyla sıkıntılı bir nefes verdi.
“Henüz rahatlamadın bile,değil mi?”
Yuu utana sıkıla kapıyı açtı.Mika karşısında kıpkırmızı olmuş Yuu’yu görünce gülümseyerek içeri girdi ve kapıyı kapattı.Yuu’yu kapıya yasladı ve dudaklarına bir öpücük kondurdu.
“Bunu burada yaptığımıza inanamıyorum..”
“Seni rahatlatacağım,güven bana.”
Mika elini indirdi ve yavaşça Yuu’nun erkekliğini kavradı. Elini hareket ettirmeye başlayınca Yuu istemsizce inledi.Mika Yuu’nun kulağına eğilip dilini gezdirdi ve fısıldadı.
“Hoşuna gidiyor mu Yuu-chan?”
“..Sessiz ol Mika..”
Yuu’nun boynuna yöneldi ve dilini yavaşça gezdirdi.Yuu eliyle Mika’nın saçlarını kavrarken Mika hafifçe Yuu’nun boynunu ısırdı.Geri çekilip kızaran noktaya bakarken Yuu boğuk bir inleme çıkardı.
“Kendini kontrol etmelisin Yuu-chan..Birileri gelebilir.”
Mika söylediği söz üzerine parmağını Yuu’nun dudaklarına bastırdı.O sırada elini hızla hareket ettirirken Yuu dilini çıkardı ve Mika’nın parmağında gezdirdi.Mika kızararak tebessüm etti.
“Bu kadar mı muhtaçsın bana?”
Yuu’nun dili Mika’nın parmağında düz bir yol izlerken parmağını dudakları arasına aldı ve hafifçe emmeye başladı. Mika kızarmış yanaklarıyla ona baktı.
“Daha fazlasını istememe sebep oluyorsun,ancak bunun için zamanımız yok Yuu-chan..”
Mika elini hareket ettirmeye devam ederken Yuu Mika’nın saçlarını çekiştirdi.Doruğuna yaklaştığını hissettiği an dudağını ısırdı.
“M-Mika..”
İçindeki ısı hızla dışarı çıktı.Yuu kollarını Mika’nın boynuna doladı ve başını onun omzuna dayayıp nefesini düzene sokmaya çalıştı.Ardından geri çekildi.Üstünü temizledi ve pantolonunu düzeltip silkelendi.
“Sana yardımcı olabileceğimi söylemiştim.”
Yuu sıkıntıyla nefes verdi ve kapıyı açtı.
“Senin yüzünden oldu.Cidden biraz rahat durmasını öğrenmen lazım.”
Mika Yuu’nun arkasından tuvaletten çıktı.
“Sen yanımdayken kendime engel olamıyorum ama..”
“Bu bir bahane değildi.”
İkisi oradan ayrılıp otobüse geldiler ve yerlerine oturdular.O sırada Ferid yanlarına geldi. Gülümseyerek onlara baktı.
“Selam Ferid.”
“Hey,hava almaya mı çıktınız?”
Mika kocaman gülümseyip onaylarken Yuu sinirle ona baktı ve önüne döndü.Ferid kaşlarını çatarak Yuu’nun boynuna baktı.
“Hey,boynuna ne oldu Yuu?”
Yuu kaşlarını çatıp elini boynuna götürdü.
“Ne olmuş boynuma?”
Dokunduğu yer sızlayınca elini geri çekti Yuu.Ne olduğunu anlayınca sinirle Mika’ya baktı.
İz bırakmanın sırası mıydı Mika?!
“Sanırım küçük bir iş kazası olmuş.”
Mika’nın gülmesi üzerine Ferid kahkaha attı.
“Ahahah!Durmanız gereken yeri hiç bilmiyorsunuz Mika!”
Ferid’in gülerek söylediği sözler üzerine Yuu kızardı.
“Ne olmuş?”
Ferid yanlarına gelen Crowley’e baktı ve güldü.
“Hiç hiç,sadece bu ikisi tatili biraz erken başlatmışlar.Biz en iyisi rahatsız etmeyelim onları!”
Ferid Crowley’in omuzlarından tutup ilerletti.
“Sizinle sonra görüşürüz çocuklar!”
“Görüşürüz!”
Mika gülerek onların arkasından bakarken Yuu sinirle ona baktı.
“Sana bundan sonra bana dokunmanı yasaklıyorum Mika!”
“Haksızlık ama bu!”
“Beni ilgilendirmiyor!”
Yuu Mika’ya baktı ve sinirle önüne döndü.
“Ben uykuma dönüyorum.Beni bir daha uyandırma.”
“Tamam Yuu-chan!”
Mika ona gülerek bakarken Yuu ona göz ucuyla baktı. Ardından kafasını tekrar Mika’nın omzuna yasladı.Mika’ya iyice sırnaşarak gözlerini kapattı.Mika onun bu hareketiyle gülümsedi.Yuu’nun saçlarına bir öpücük kondurdu ve elini sıkıca kavradı.
İyi geceler Yuu-chan..
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁