Alde Lotus - Bölüm 23
“Yuu-chan!Kahvaltı hazır!”
Mika,kendi hazırladığı lezzetli kruvasanları fırından çıkarıp masaya koydu.Üzerine önceden hazırlamış olduğu sosu döktü ve kruvasandan bir ısırık aldı.
“Mmhh!Yuu-chan bunu çok sevecek!”
Mika masaya son kez baktı ve ıslık çalarak Yuu’nun odasına çıktı.İçeri girip Yuu’nun yanına yaklaştı.
Hala uyuduğunu görünce kocaman gülümseme yayıldı suratına.Uyumasını fırsat bilip onu bir süre izledi.
Çok tatlı uyuyor!
Onu öpmek istiyorum.!
Mika onun bu tatlılığına daha fazla dayanamayıp yatağa oturdu ve eğilip Yuu’nun dudaklarını öptü.
Yuu,dudaklarında hissettiği nefis sosu yalamak için dilini çıkardı.Uykulu bir şekilde dilini Mika’nın dudaklarında gezdirip elini sarı saçlarından geçirdi ve onu kendine bastırdı.Büyük bir zevkle dudaklarını öpmeye başladı.Yuu’nun dudakları arasında Mika gülümsedi.
Rüyasında beni bir çörek olarak mı görüyor acaba?
Bu düşünceyle kendini tutamayıp bir kahkaha patlattı Mika.Mika’nın kahkahasını duyan Yuu kaşlarını çatıp yavaşça gözlerini açtı.
“..Ne oluyor ya.?”
Yuu kendi kendine mırıldanırken başının üstünde kahkaha atan Mika’yı gördü.Gözleri kocaman açıldı.
“M-Mika!Ne yapıyorsun?!”
“Ahahah!Günaydın Yuu-chan!”
Mika kahkahasını bastırmaya çalışarak Yuu’ya baktı.
“Beni uzun zamandır böyle şehvetli öpmemiştin,bu beni çok mutlu etti!”
Yuu ona tuhaf tuhaf bakarken esnedi ve yavaşça yerinden doğruldu.
“Kruvasan mı yaptın Mika?”
“Dudaklarımın tadından mı anladın Yuu-chan?”
“Kokusu geldi sadece!”
“Canın çektiyse biraz daha yemene izin verebilirim.”
“Harika,ben de çok açtım zaten.Hadi gidelim.”
Yuu yataktan kalkacakken Mika bir anda onu tutup kucağına çekti.
“H-hey–!!”
“Ben kendimi kastetmiştim Yuu-chan.”
Mika utançla ona bakan Yuu’ya sinsice gülümsedi.
“Bence sen de kruvasandan ziyade beni yemeyi tercih edersin,değil mi?”
“H-hiç de bile.!”
Mika Yuu’yu kucağına iyice oturtarak ayağa kalktı.
“H-hey..!İndir beni Mika!!”
Yuu panikle kollarını Mika’nın boynuna sararken,Mika Yuu’nun kalçasından tuttu.
“Seni düşürmeyeceğim Yuu-chan.Rahat ol.”
Mika Yuu’yu taşırken,Yuu masum masum ona bakıyordu. Mika’yı öpmeyi çok fazla istiyordu.
Mika,Yuu’nun ona nasıl baktığını fark etti.Neler düşündüğünü anlamış olacak ki Yuu’ya gülümsedi.
Onu duvara yaslayıp ellerini kalçasına götürdü.Sırtı soğuk duvarla buluşan Yuu,düşmemek için bacaklarını Mika’ya sıkıca sardı.Gözlerini yumdu ve Mika’nın onu öpmesini bekledi.
Mika dudaklarını Yuu’nun dudaklarına değdirdi.Ancak onu öpmeden bekledi.Mika’nın bir şey yapmamasıyla Yuu’nun kaşları çatıldı.Homurdanıp hareket etmesi için işaret vermeye çalıştı.Mika bir şey yapmayınca,Yuu sinirle Mika’nın dudağını ısırdı ve kafasını kendine bastırdı.Sertçe Mika’yı öpmeye başladı.
Yuu’nun bu hareketine gülümseyen Mika,onun dudaklarına büyük bir öpücük bırakıp geri çekildi.Yuu’yu yere indirdi.Öpücüğünün yarım kalmasının siniriyle Yuu gözlerini açtı.
“Ne yapıyorsun?!”
“Seni yere indirmemi istememiş miydin Yuu-chan?”
Yuu bir an ne yaptığının farkına varıp kızardı.Yapmamalıyız diyen kendisi değil miydi?
“A-ah..Evet öyle..”
“Seni banyoya bırakmak için kucağıma almıştım ama sanırım sen yanlış fikirlere kapıldın.O kadar çok mu istiyorsun beni öpmeyi?”
Mika’nın sinsice gülümsemesi üzerine Yuu gözlerini kaçırdı.
“N-ne alakası var ya?!”
“Beni öpmek istiyorsan seve seve izin veririm..”
Mika ona yakınlaşınca Yuu yüzünü çevirip Mika’yı ittirdi.
“S-sen git..Ben üstümü değiştirip geleceğim..”
“Sana yardımcı olmamı ister misin?”
Mika elini Yuu’nun tişörtünün altından geçirirken Yuu utançla bağırdı.
“M-Mika!”
“Tamam tamam kızma hemen.Aşağıda bekliyorum seni.”
Yuu’nun kızarıp homurdanmasıyla birlikte Mika ona gülümsedi ve odadan çıktı.Merdivenlerden aşağı inip mutfağa geçti.
Mika kahveleri doldurmaya başlarken aniden kapı çalındı. Kaşlarını çatarak kapıya baktı Mika.
Ferid mi geldi?
Kimseyi beklemiyordum bugün..
Mika elindeki kahveyi bıraktı ve kapıya ilerledi.Kapıyı açtığında,gördüğü kişiyle kaşları çatıldı.
“Senin ne işin var burada?”
“Merhaba Mika~chaann!!”
Fujisaki gülerek içeri girerken Mika sinirle arkasından baktı.
“Sana girebilirsin diyen oldu mu?!”
Fujisaki önünde duran masaya baktı.
“Ah,kahvaltı nefis görünüyor.Sen mi hazırladın?”
“Dinliyor musun sen beni?!”
Fujisaki masadaki kruvasandan bir parça koparıp ağzına attı.
“Hey,biraz sakin ol Mika-chan!Ben buraya sadece Yuu’yu görmeye geldim!”
“Seni de Mika-chan diyen ağzını da–”
“Ama çok ayıp.Gelen misafire öyle söylenir mi?”
Fujisaki kruvasandan bir ısırık daha alırken merakla etrafına baktı.
“Yuu nerede?Benim için hazırlanıyor mu yoksa?”
Fujisaki bu düşüncesine gülerken kollarını kendine sardı.
“Ah!Benim sevimli Yuu-chan’ım her zaman çok düşünceli!”
Fujisaki’nin bu tavırları Mika’yı öfkelendirirken sinirle bağırdı ona.
“Derdin ne senin Fujisaki?!Neden sürekli Yuu’nun peşindesin?!Yuu seni görmek bile istemiyor!”
Fujisaki,Mika’nın sinirli tavrı karşısında düşünür gibi yaptı.
“Hmm..Sana bunu açıklamaktan büyük zevk duyardım.Ama seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum.”
“Ne demek beni ilgilendirmiyor?!”
“Yuu’yla ayrıldınız sonuçta.Yani bir an önce burnunu sokmayı kessen iyi olur.”
Fujisaki gülerek Mika’ya baktı.
“Ayrıca beni görmek istemediğini de nereden çıkardın? İkimiz oldukça yakınız.”
Fujisaki ona göz kırptı ve imalı bir şekilde konuştu.
“Hem de birlikte her şeyi yapacak kadar yakınız.Bunu çoktan anlamış olman lazımdı.Bu kadar aptal olabileceğini düşünmezdim.”
“Seni şerefsiz..!”
Mika Fujisaki’nin söylediği sözlerle birlikte öfkeyle ona doğru ilerlerken,aniden Yuu’nun ona seslendiğini duydu.
“Mikaa!Kim gelmiş?!”
Merdivenlerden inen Yuu,karşısında Fujisaki’yi görünce kocaman açılmış gözleriyle ona baktı ve korkuyla geriledi.
“S-senin ne işin var burada?!”
“Merhaba Yuu!Sabah sabah seni görmek çok güzel!”
Fujisaki neşeyle ona baktı ve elindeki poşeti uzattı.
“Geçen gün bende kalmıştın ya hani..Duş aldıktan sonra benim kıyafetlerimi giydiğin için o heyecanla kendi kıyafetlerini benim evimde unutmuşsun.Ben de bir iyilik yapıp senin için buraya kadar getirdim!”
Fujisaki kocaman bir gülümsemeyle ona bakarken,onun bu söyledikleriyle Yuu’nun kalbini büyük bir korku kapladı.
Mika’ya o gün yetimhaneye gittiğini söylemişti.
Şimdi bittim..
“Ne demek bu şimdi?”
Mika sorgulayan gözlerle Yuu’ya bakarken Yuu telaşla dudağını ısırdı.
Fujisaki gülerek Mika’ya baktı.
“Yuu geçen 2 gün bizde kalmıştı da..Ondan bahsediyorum. Sana bunu söylemedi mi?Yoksa ben pot mu kırdım şimdi?”
Mika öfke ve şaşkınlık içerisinde Fujisaki’ye baktı.
“Bu işle bir alakan olmadığını söylemiştin.Senin evine kadar geldim ve Yuu’dan haberin yokmuş gibi davrandın.”
“Ah,ve sen de buna inandın mı?”
Fujisaki bir kahkaha attı ve dalga geçercesine Mika’ya baktı.
“Hangi aptal buna inanır ki?O an Yuu dışarı çıkmıştı ve zamanlaman harikaydı!Her şey önceden planlanmışcasına kusursuz bir şekilde işledi!”
Yuu şok olmuşcasına ona bakarken Fujisaki Yuu’ya bir bakış atıp Mika’ya yaklaştı.
“Çok saf bir insansın Mika.Yuu senin ona olan saf sevginden faydalanıyor,sana açıkça yalan söylüyor.Sen de onun seni kullanmasına izin veriyorsun.”
Fujisaki üzülmüş gibi yaparak Yuu’ya döndü.
“Afedersin Yuu..Mika’dan bir şey saklamazsın diye düşünmüştüm..Sonuçta,insan sevdiğinden bir şeyler saklar mı?”
Fujisaki sırıtarak Mika’ya baktı.
“Demek ki yanılmışım.”
Mika’nın yanına gelip kafasını salladı ve elini onun omzuna koydu.
“Seni o kadar sevmiyormuş demek ki.”
Mika şaşkınlık ve öfkeyle donup kalmış bir şekilde ona bakarken Fujisaki Yuu’ya döndü.
“Sizi görerek güne başlamak çok güzeldi!Okulda görüşürüz Yuu!”
Fujisaki büyük bir keyifle kapıya yöneldi ve oradan ayrıldı.
Kapının kapanma sesi geldiğinde,Yuu tedirginlikle Mika’ya baktı.
“M-Mika–”
“Bir şey söyleme.”
Yuu Mika’nın yanına geldi korkulu bir şekilde.
“Bir yalan daha duymak istemiyorum.”
“Öyle söyleme Mika!Ben sana–”
“Ne zamandan beri bana yalan söyler oldun?!”
Mika’nın ona bağırmasıyla,Yuu yerinden sıçradı.
“Yetimhaneye gittiğini söyledin diye kötü zamanlar geçirdiğini düşünmüştüm ben!”
Yuu,Mika’nın bu halinden korkmuştu.
“Ben burada sen üzülüyorsun diye kendimi yiyip bitirirken aslında Yuichiro sevgilisinin nefret ettiği adamla birlikte eğlenmeye gitmiş!”
“Sandığın gibi değil..”
Yuu’nun gözleri dolmuştu.
“Neresi sandığım gibi değil Yuu?!Eğer öyle değilse neden itiraz etmedin söylediklerine?!Gittin çünkü değil mi?Bana hiçbir şey söylemeyip iki gün boyunca ortadan kayboldun ve onun evine gittin!”
Yuu dolu dolu olan gözlerini sinirle kaçırdı.
Sen gerçekleri benden saklamamış olsaydın bunların hiçbiri yaşanmayacaktı!
“S-senin yüzünden..!”
Yuu konuşamadı.Susması gerekiyordu.
Mika büyük bir öfkeyle ona baktı.
“Ne yani?Şimdi de suçlu ben mi oldum?!”
Mika sinirini kontrol edemiyordu.Yuu’nun ona yalan söyleyip günlerce Fujisaki’nin yanında kalmış olmasına katlanamıyordu.
“Ben seni ondan korumak istemiştim sadece!Seni sevmekten başka bir şey yapmadım ve sen her şeye rağmen ayrılmak istediğini söyledin..Nasıl bütün suçu bana atabilirsin?!”
Mika sinirle güldü.
“Üstelik duş almışsın..Ben burada meraktan ölürken bir haber bile vermeyip onun yanına gittin..Ne yaptınız da duş alma ihtiyacı duydun Yuu?!”
Yuu,Mika’nın neyden bahsettiğini anlayınca gözleri kocaman açıldı.
“N-ne diyorsun sen Mika..?”
Mika Yuu’nun omuzlarından tutup sarstı ve ciddi bir şekilde ona baktı.
“Bunları benden saklarken utanmadın mı?”
Yuu’nun gözünden birkaç damla yaş düştü.Daha fazla kendini tutamayıp gözyaşlarının yanaklarından süzülmesine izin verdi.
Bu kadarı çok fazlaydı.Bunların hiçbirini hak etmiyordu.
Mika,Yuu’nun ağladığını görünce bağırmayı kesti.Yuu’nun gözlerinden boncuk boncuk dökülen gözyaşlarını görünce içine bir karartı çöktü.Ellerini omuzlarından indirdi ve kenara çekildi.Yuu’nun ağlamasına dayanamadı.Daha fazla ağlamaması için sustu.
“Tüm bu saçmalıklardan çok yoruldum ben.”
Mika bir süre sessiz kaldı.Ona olan büyük öfkesine karşın, ona teselli vermek istedi.Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı.
Elini Yuu’ya uzattı.
Kolunu tuttuğu zaman,Yuu yüzünü saklamaya çalışarak kendini geri çekti ve kolunu Mika’dan kurtardı.Tek kelime etmeden kapının önünde duran çantasını aldı ve Mika’yı arkasında bırakarak sessizce evden çıktı.
Mika sesli bir küfür savurdu.Yuu’nun arkasından bakarken sinirle saçlarını karıştırdı.
Kahretsin.!
🍂🍂🍂🍂
“Ve sen de ona bunları mı söyledin?!”
Ferid,bulundukları çardakta karşısında suçlu bir şekilde oturan Mika’yı azarlıyordu.
“Ne yapsaydım Ferid?!Elini sıkıp böyle bir şeyi benden sakladığı için tebrik mi etseydim?!”
Crowley,gerginlikle ikisine baktı.
“Hey hey..Sakin olun biraz.Ferid,onun üstüne bu kadar gitme.Kendince sebepleri var.”
Mika,Crowley’e onu desteklediği için minnettar bakışlarını yolladı.
“Ancak sen de hatalısın.Hiç bana öyle bakma.Olayın aslını bilmeden kafana göre bağırmışsın çocuğa.”
Mika’nın minnettar bakışları hayal kırıklığına dönüşürken, sessizce önüne döndü.
“O şerefsiz yüzünden sürekli kavga etmekten bıktım usandım artık..”
Mika’nın öfkeyle söylenmesi üzerine Ferid sinirle ona çıkıştı.
“Bir sebebi var dememize rağmen nasıl o şekilde üstüne gidebilirsin?!”
“Benim suçum değildi!”
“O şerefsiz sizin aranızı bozmaya çalışıyor!Bunu bildiğin halde niye hala onu suçluyorsun?!”
“Yuu’nun yaptıkları doğruymuş gibi onu bana savunuyorsun!”
“Eğer bile isteye yaptıysa neden ağladı?!”
Crowley,onun dediklerini görmezden gelip hala tartışan ikiliye baktı bıkkınlıkla.
“Sanırım az önce kendime konuştum ben…”
Ferid sinirle Mika’ya karşı çıktı.
“Onu dinlemen gerekirdi!”
“O anda yapabileceğim başka bir şey yoktu!”
“Onu ağlattığın için çok mutlu olmalısın o zaman!Fujisaki yüzünden Yuu’nun kalbini kırdın!”
Onu görmezden gelip tartışmaları Crowley’i sinirlendirdi.
“Ben onun–”
“Yeter!!”
Crowley bağırarak Mika’nın lafını kestiğinde,Mika irkildi.
Ferid Crowley’in sesiyle yerinden sıçradı.
“Neden beni dinlemiyorsunuz?!!”
Crowley sinirle ikisine bakarken,Ferid ve Mika pişmanlıkla mırıldandılar.
“Özür dileriz..”
Crowley derin bir nefes alarak Ferid’e baktı.
“Bu şekilde onu azarlaman bir şeyi değiştirmeyecek.Olan oldu bir kere.Nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz.”
Ferid tedirgin bir şekilde onu onaylarken Crowley Mika’ya döndü.
“Evet verdiğin tepki yerinde bir tepkiydi.Ancak daha olanları tam olarak bilmeden çok fazla üstüne gitmişsin. Yuu’nun suçsuz olduğuna ve bunların hepsinin Fujisaki’nin bir planı olduğuna eminim.Sizi ayırmak için senin öfkenden faydalanıyor.Gerçekten buna göz mü yumacaksın?”
Mika suçluluk duygusuyla ona baktı.
“Onu çok kırdım..Bunu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum..”
“Ama ben Yuu’nun hala seni sevdiğini biliyorum.Ondan küçük bir özür dilemen bile onu yumuşatacaktır.Git ve gönlünü al sadece.”
Mika kafasını salladı.
“Teşekkür ederim Crowley..Ve sana da Ferid..Özür dilerim.. Biraz sert çıkıştım..”
Ferid Mika’ya baktı.
“Ben de özür dilerim.Fazla yüklendim sana.Kim olsa aynı şeyi yapardı..”
“Hey,az önce aynı şeyi söylemiyordun.Söylediklerinle çelişiyorsun!”
Mika’nın gülmesi üzerine Ferid Mika’nın sırtına vurup güldü.
“Sus ve kabul et Mika!”
“Özrünüz kabul edilmemiştir sayın Ferid Bathory.80 yıl müebbet hapsine çarptırıldınız.”
“O zaman seni de yanımda götüreceğim!”
İkisi bu hallerine gülerlerken Crowley onlara bakarak gülümsedi.
“Normale döndüğünüzü görmek güzel.”
Mika Ferid ile uğraşırken aniden görüş açısına Yuu girdi.Yuu’yu görünce heyecanla ayağa kalktı.
“Yuu-chan!”
Mika hızla Yuu’nun yanına koşunca,Ferid ve Crowley de onun peşinden gittiler.
“Yuu-chan,konuşmamız lazım!”
Mika Yuu’nun elini tutunca Yuu sessizce yutkundu.
“Şimdi olmaz..”
Mika Yuu’nun ellerini sıkıca tuttu ve onu kendine çekti.
“Hayır dinlemelisin Yuu-chan!Senden çok özür dilerim!Ben sadece–”
“Mika tamam,ama şimdi bırakman lazım—!”
Yuu ellerini kendine çekecekken,Mika sıkıca tuttu ellerini.Yuu panikle kendine çekmeye çalıştı.
“Şimdi sırası değil Mika—”
“Lütfen kendimi açıklamama izin ver!Bugün sana çok ağır konuştum,farkındayım!Ama ben gerçekten—!”
“Yuu?”
Fujisaki’nin sesini duyan Yuu,elini aniden korkuyla geri çekti kendine.
“Ne yapıyorsun burada?”
Fujisaki sinirle Yuu’ya bakarken,Yuu cevap vermeden Mika’dan bir iki adım uzaklaştı.
“Yuu-chan..-”
“Buradan gidiyoruz Yuu.”
Fujisaki,Yuu’nun elini tutup kendine çekti.Yuu sessizce ona baktı.
“Ne yaptığını sanıyorsun sen?!Hemen bırak Yuu’yu!”
Mika Yuu’nun diğer elini tutarken,Fujisaki sinirle konuştu.
“Yuu.”
Fujisaki’nin sinirle soluduğunu gören Yuu,onun bu ses tonundan korktu ve elini Mika’nın elinden çekti.
“Bu kadarı yeter Mika.”
“Yuu-chan!Sen ne-”
Mika,Yuu’nun dolan gözlerini görünce sözünü tamamlayamadı.
“Gidelim Fujisaki..”
Yuu gözlerini kaçırdı ve Mika’ya bakmadı.
“İyi çocuk..”
Fujisaki Yuu’nun kulağına fısıldarken kolunu onun omzuna attı ve diğerlerine gülümsedi.
“Sonra görüşürüz çocuklar!”
“Seni var ya..!”
Ferid Mika’yı kolundan çekiştirirken onu yatıştırmaya çalıştı.Yuu ve Fujisaki’nin arkasından sinirle baktı Mika.Endişeli bir şekilde Crowley’e döndü.
“Gördün değil mi?Gözleri dolmuştu!”
“Yuu ondan neden bu kadar korkuyor.?Yuu’yu nasıl tehdit ediyor.?”
“Acaba..”
Crowley bu olanları düşünürken Ferid’in konuşmasıyla ona döndü.Ferid Mika’ya baktı.
“Yuu’ya senin üzerinden şantaj yapıyor olabilir mi?”
Ferid’in bu söylediğiyle derin bir sessizlik oluştu.
“Evet,Fujisaki’nin onu tehdit ettiğini biliyorduk.Ancak Mika üzerinden bunu yapması çok olası.”
Crowley ona hak verirken Ferid devam etti.
“Yuu önceden ona istediği gibi davranıp ağzının payını verebiliyordu.Şimdi ise eli kolu bağlı bir şekilde ona itaat ediyor gibi görünüyor..Bu tamamen senin için olmalı Mika.”
Bu sözlerle Mika dikkatle düşündü.
Nasıl tehdit edebilirdi ki?
Yuu’yu bu şekilde zorlayacak ne söylemiş olabilirdi?
Mika öfkeyle yumruğunu sıktı.
Benim hakkımda neler biliyorsun sen Fujisaki.?
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁