Alde Lotus - Bölüm 20
Tüm güzelliklerin başlayıp,her şeyin bir anda bittiği nokta.
Mika,içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti.Adeta kalbi durmuştu.Anlamsız gözlerle baktı ona.
Yine rüya mı görüyorum?
Hayır,bu rüya değildi.
Yuu her şeyi bitirmek istediğini söylemişti.
“Ş-şaka mı bu..?”
Şaka olduğunu söyle..
Söyle ve hiç açılmamış gibi kapatalım bu konuyu…
Yuu gözlerini kaçırdı.Ona cevap vermedi.Yuu’nun cevapsız kalmasıyla Mika’nın ağzı şaşkınlıkla aralandı.
“Değil mi..?”
Yuu Mika’nın yüzüne bakmamaya çalıştı.Bakarsa kendini daha fazla tutamayıp ağlayacaktı.Ve bu olursa Mika bir şeylerin ters gittiğini anlardı.
“S-sen..Nasıl…?”
Yüzünde ıslaklık hisseden Yuu,gözlerini Mika’ya çevirdi.
O,ağlıyordu.
“Sen bunu nasıl yaparsın?!!”
Sinirle bağırdı Mika.Yere sert bir yumruk atınca,Yuu korkudan olduğu yere sindi.
“Sana az önce neler söyledim ben?!O kadar şeye rağmen nasıl bunları söyleyebilirsin..?!!”
Yuu Mika’yı ilk defa bu kadar öfkeli görüyordu.Ve en kötüsü de,onu bu hale getiren kendisiydi.
“Ben..Yanlış bir şey mi yaptım..?”
Mika’nın sessizce mırıldanması üzerine,Yuu tedirginlikle Mika’ya bağırdı.
“Hayır!Hayır sen hiçbir şey yapmadın!”
Mika Yuu’yu omuzlarından bastırdı.Gözyaşları içinde bağırdı ona.
“Ben seni seviyordum!”
Ben de…
“Bana verebileceğin karşılık bu mu?!”
Her şeyi senin için yapıyorum..
“Hani beni çok seviyordun?!”
Seni çok seviyorum..
“Hani hiç bırakmayacaktın?!”
Ben seni bırakmadım…Seni asla bırakmayacağım…
Seni sonsuza dek koruyacağım..
Yuu,sesini çıkarmadan Mika’nın ona bağırmasına izin verdi.Haklıydı.Dibine kadar haklıydı hem de.
Ama Yuu’nun neden böyle yaptığını bilse yine böyle düşünür müydü?
Yuu,Mika’nın karşısında içi parçalanırcasına ağlamasına dayanamıyordu.Yuu’nun yanağından birkaç damla yaş süzüldü.Ağlamamak için sıktı kendini.
Bir an,onu öpmek ve ona hala çok aşık söylemek istedi.Her şeyin sorumlusunun Fujisaki olduğunu,
kendisini bunu yapmaya onun zorladığını..
Ama yapamadı.İşleri daha fazla çıkmaza sokamadı.
“Kalbim buna dayanamaz Yuu-chan..Sensiz yaşayamam ben..Lütfen..Beni sevdiğini söyle..Her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu söyle..”
Mika’nın dolu dolu olan mavi gözlerinden yaşlar süzülürken, Yuu da kendini tutamayıp yanaklarından yaşlar süzülmesine izin verdi.
“Bu konuyu hiç açılmamış gibi kapatalım..Tekrar yemeğe dönelim ve ardından film izleyelim..Benim yatağımda uyuyalım..Saçlarını okşarım,güvenle kollarımı sararım..Biz birlikte çok güzeliz Yuu-chan.. Bunu bize yapma..”
Yuu’nun gözlerinden yaşlar süzülürken,parçalanan kalbine rağmen olumsuz anlamda salladı kafasını.
Mika hayretle ona baktı.
“Ben..Sana inanmıştım..Senin beni sevdiğine inanmıştım..”
Yuu kestirip attı.
“Yalandı.”
Mika,Yuu’nun ağzından çıkan kelimeyi hiç duymamış olmayı diledi.
“Ne.?”
“Her şey yalandı..Senin üzülmemen için aynı hissediyormuş gibi davrandım..”
Yuu kırıcı bakışlarıyla,Mika’nın şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla açılmış gözlerine baktı.
“..Üzgünüm..”
Mika’nın nefes alış verişi ağırlaşırken,titreyen sesiyle konuşmaya çalıştı.
“H-her şey bir yalan mıydı..?”
Ağlaması şiddetlenen Mika,kalbinin ortadan ikiye ayrıldığını hissetti.
“A-ama ben sanmıştım ki..—”
“Özür dilerim.”
Yuu’nun buz gibi bir ses tonuyla ağzından çıkan kelimeler,Mika’yı daha fazla parçalıyordu.Mika anlamaz bir şekilde Yuu’nun dolu dolu olan gözlerine baktı.
“Ben yetimhaneye gittiğin için üzgünsün sanmıştım..Ve bazı şeylerin eksikliğini sana hissettirmemeye çalıştım..Bana böyle davranmana rağmen alttan aldım..”
Gözyaşları içinde açıklamaya çalıştı kendini Mika.
“Sen daha kötü hissetme diye..Üstüne gelmedim…Israrla benden uzak durmaya çalıştın.. Umursamadım..Sen üzülme istedim…Ama sen…”
Tutamadığı bir hıçkırık kaçtı dudaklarının arasından.
“Kalbimi paramparça ettin..”
Yanındaki masadan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı.
“Sana açtığım kalbimi yerle bir ettin…”
Mika elini yüzüne götürüp gözyaşlarını saklamaya çalıştı.
“Mika…”
Yuu yerinden doğrulup elini Mika’nın yüzüne götürdü.Elini tutacakken,Mika’nın ona bağırmasıyla irkilerek elini geri çekti.
“Dokunma bana!”
Mika ayağa kalktı ve Yuu’nun dolu dolu olan gözlerine baktı.
“Bundan sonra yanıma yaklaşma!”
Kızarmış olan gözlerinden düşen gözyaşlarını umursamadı ve hızla kapıya doğru ilerledi.
“Mika dur!”
Yuu Mika’nın arkasından koşacakken Mika bağırdı.
“Senden nefret ediyorum!”
Ve ardından kapının çarpılma sesi…
Mika’nın sözleriyle olduğu yere çivilendiğini hissetti Yuu. Çaresizce arkasından bakmaktan başka bir şey yapamadı.
Mika,Yuu’yu arkasında bırakarak evden ayrıldı.Issız ve karanlık sokakta nereye gideceğini bilemez bir şekilde hızla ilerledi sadece.Ne yapacağını bilmiyordu.Sadece kaçıp gitmek ve bir daha da geri gelmemek istiyordu.Yuu’yu bir daha görmek istemiyordu.Ona hiç olmadığı kadar kırgın ve öfkeliydi.
Bir parka geldiği zaman durdu.Nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalıştı.
Gözyaşları durmuyordu.Tek ihtiyacı olan şey,tüm bu geceyi unutmaktı.
Yuu’ya güvenip ona kalbini açmıştı.O ise,Mika’nın kalbini paramparça edip ona geri vermişti.Mika’nın ağlaması tekrar şiddetlendi.Hissettiği duyguların ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyordu.
İhanet mi..?
Hayal kırıklığı mı..?
Yuu ona yalan söylemişti.Onca şeyden sonra hiçbiri yaşanmamış gibi her şeyi bitirmek istediğini söylemişti.Mika titreyen elini kalbine götürdü.
Kalp acır mıydı?
Gerçekten kırılır mıydı?
Mecazi sandığı bu sözcüklerin,derinlemesine bir gerçek anlam taşıdığını öğrendi Mika.
Bununla nasıl baş ederim?
Edemezdi.
Seneler sonra daha yeni toparlanmışken tekrar darmadağın olmuştu.
Yere çöktü Mika.Ellerini zangır zangır titreyen vücuduna sardı.Bunları kaldıramıyordu.Uzun bir zamandan sonra ilk defa kalbindeki acıyı bu kadar yoğun hissediyordu.Yuu’ya öfkeli olmasına rağmen çıkıp gelmesini ve ona sarılmasını istiyordu.Hiçbir şeyi bu kadar çok istediğini hatırlamıyordu.
“Mika?”
Duyduğu sesle hızla kafasını kaldırdı Mika.Yuu’yu görmeyi beklemişti,ancak Yuu’ya ait olduğunu sandığı bu ses Ferid’e aitti.
Kızarık gözleriyle Ferid’e baktı.
Ferid ona kaşları çatık bir şekilde bakarken onun kötü olduğunu anladı.Olanları sorgulamadan önce Mika’yı kendi evine götürmek için ona doğru ilerledi ve elini uzattı.
“Hadi gidelim Mika.”
Tir tir titreyen vücudundan ellerini huzursuzca ayırdı Mika.Çaresizce Ferid’in elini tuttu ve ayağa kalktı.Ferid ona destek oldu ve birlikte yavaşça orayı terk ettiler.
🍂🍂🍂🍂
“Daha iyi misin?”
İçeri geçen Ferid koltukta dalgın bir şekilde oturan Mika’ya baktı.Mika,elindeki kahveyle bakışmayı kesip gözlerini Ferid’e çevirdi.
“Teşekkür ederim.”
Mika,çıkan sesine şaşırdı.Elini boğazına götürdü.
Sesime ne oldu böyle?
Ne kadar ağladım ben?
Yorgunluktan ve acıdan kısılan sesini daha fazla zorlamadı.
Ferid,Mika’nın karşısındaki koltuğa geçip oturdu.Eline kahvesini aldı ve bacaklarını üst üste atıp ona baktı.
“Neler olduğunu anlatacak mısın?Gecenin bir yarısı parkta ne işin vardı?”
Kahvesinden bir yudum alan Ferid’e baktı Mika.
“Sen ne yapıyordun orada?”
“Crowley’le beraberdik.Çok içtiği için onu evine bırakmıştım.”
Mika kafasını salladı.
“Sanırım tam zamanında yetiştim.Ben orada olmasaydım başına bir şey gelebilirdi.Çok kötü görünüyordun.”
Ferid Mika’ya baktı ve sordu.
“Yuu’yla kavga mı ettiniz?”
Ferid’in sorusuyla,Mika tekrar gözlerinin dolduğunu hissetti.
“O…”
Mika derin bir nefes aldı ve titrek sesiyle cevap verdi.
“O benden ayrıldı…”
“Tanrım,ne?!”
Ferid elindeki kahveyi masaya bıraktı ve büyük bir şaşkınlıkla Mika’ya baktı.
“Ne demek benden ayrıldı?Şaka falan mı bu?”
“Keşke şaka olsa…”
Boğazının düğümlendiğini hissetti Mika.
“O..Bitirmek istediğini söyledi…Ben kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim Ferid…”
“Tanrı aşkına!Yuu nasıl böyle bir şeyi isteyebilir?!O sana aşık–”
“Değil!”
Mika bağırarak Ferid’in sözünü kesti.Gözyaşlarının arasından konuştu.
“Yalanmış işte!O bana yalan söylemiş!Her şeyi ben üzülmeyeyim diye yapmış.!”
“Kahretsin…”
Ferid çatık kaşlarıyla düşünceli bir şekilde ona bakarken, Mika sessizce mırıldandı.
“O benden ayrıldı ve ben hiçbir şey yapamadım..Ona yalvarmama rağmen beni umursamadı.Bunca şey yaşanmamış gibi,her şey bir hiçmiş gibi öylece bir kenara attı..”
Mika çaresizce Ferid’e baktı.
“Biz birbirimizi çok seviyorduk..Çok aşıktık..Hatta bu sabah bile o kadar iyiydi ki aramız..Ne değişti birkaç saatte Ferid..?”
Hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı Mika.
“A-ama anlamalıydım…Birkaç gündür bana soğuk davranmasından anlamalıydım..O benden ayrılmayı çoktan kafasına koymuştu..Sadece..Ben görememişim..”
Mika kafasını eğdi.Gözyaşlarının usulca süzülmesine izin verdi.Ferid Mika’nın yanına oturup elini sırtına koydu.Ona destek olmaya çalıştı.
“Yine yaptım Ferid..”
Mika yaşlar süzülen gözlerini elleriyle kapatmaya çalıştı.
“Yine sevdiğim bir insanı kaybettim ben..Keşke hiç sevmeseydim onu..Keşke hiç itiraf etmeseydim kendime onu sevdiğimi..”
“Bundan daha fazla kaçamazdın..Ona aşık olmak senin suçun değil.”
“Hayır!Benim suçum!Onu sevmemeliydim!Kendimi durdurmalıydım!”
Mika iç çekti ve mırıldandı.
“Yuu söz konusu olunca yıllardır olan o sert tabularımı yıktım ve ona kalbimin duvarlarını açtım..Geçmesine izin verdim..Eğer eskisi gibi sert olsaydım ve ona duygusal yaklaşmasaydım o beni değiştiremezdi..”
Ferid sessiz kaldı.
“Ne yapacağım ben Ferid..?”
Titreyen sesiyle sessizce fısıldadı Mika.
“Çok yoruldum..”
Bu söz üzerine,Ferid yavaşça ona sarıldı.Mika kolları arasında titrerken o derin bir nefes aldı ve konuştu.
“Şu an yapman gereken tek şey kafanı toplamak.”
Mika onu dinlerken,Ferid geri çekildi ve ellerini Mika’nın omuzlarına koydu.
“Sadece birkaç gün sakinleşmek için Yuu’dan uzak kalman lazım.Kalbini değil,mantığını devreye sokman gerekiyor.”
Ferid onu sarstı ve ciddiyetle ona baktı.
“Bak,bu söylediklerimden sonra bana kızabilirsin ama ben bu işin arkasında bir şeyler döndüğünü düşünüyorum. Yaşanan bunca şeyi yalanlayıp karşındakine kullanıldığını hissettirmek çok zor ve alçakça bir hareket.Yuu’yu yıllardır tanıyoruz ve ben Yuu’nun ne olursa olsun böyle bir harekette bulunacağını hiç zannetmiyorum.”
Mika ona gözyaşları içinde bakarken Ferid onun gözyaşını sildi.
“Güçlü durmanı istiyorum Mika.Yıllardır herkese karşı koruduğun o sert tavrını bundan sonra da görmek istiyorum.En azından dene bunları,tamam mı?”
Mika cevap vermedi.Ferid ayağa kalktı ve ona baktı.
“Ben öğretmenlerle konuşurum.Bir süre burada kal ve kendini toparla.”
Mika’nın saçlarını okşadı Ferid.
“Daha sakin bir kafayla düşünmek daha sağlıklı olacaktır.Güven bana.”
Ona gülümseyerek baktı.
“Biraz uzaklaşmak iyi gelecek.”
Mika’nın yanağını sildi ve göz kırptı.Mika gözyaşlarının arasından zorla tebessüm etti ve kafasını salladı.
“Güzel.O halde anlaştık.Ben odanı hazırlayıp geliyorum!”
Mika onu onaylayınca Ferid koşarak üst kata çıktı.
Mika yanında duran telefonunu eline aldı ve açtı.Yaklaşık 20 tane arama ve ard arda atılan mesajlar vardı.Hepsi Yuu’ya aitti.
Yuu Mika için endişelenmişti ve nerede olduğunu yazması için yalvarmıştı.Yuu’nun özür dilediği mesajı gören Mika buruk bir tebessüm etti.Mesajları okuyup cevap vermeden telefonu kapattı.
Sevmediğin biri için neden endişeleniyorsun ki?
Anlamsız…
Başını koltuğa yasladı Mika.Ağlamaktan o kadar yorulmuştu ki,acıyan gözleri onu uyumaya zorladı.
Yuu’yu düşünerek,Ferid’i bekleyemeden uyuyakaldı.
🍂🍂🍂🍂
Saat gece 4’e geliyordu.
Yuu uyuyamamıştı.Telefon elinde,Mika’dan cevap gelmesini bekliyordu.Bir kez daha baktı telefona boş gözlerle.Hala cevap yoktu.
Mika’yı ağlatmıştı.Onun canını yakmıştı.Kendine çok kızdı Yuu.Mika’yı o şekilde ağlattığı için kendini asla affetmeyecekti.
Sonra lanet etti Fujisaki’ye.Ne olduysa onun yüzünden olmuştu.
Yuu,Mika’nın geçmişini umursamıyordu.Ona hala çok aşıktı.Çok değer veriyordu.Mika’nın kendince sebepleri olduğunu biliyordu.
Fujisaki olmasa,bu konuyu unutup kapatabilirdi.Hiç açılmamış gibi davranabilirdi.
Ama Fujisaki vardı.
O günü hatırladı Yuu.
〰️〰️〰️〰️
“Mika’dan ayrılmanı istiyorum.”
Fujisaki’nin ona bu isteğini söylediği gece,her yol Yuu için bir çıkmaza girmişti.
Yuu ağlamıştı.
Ancak ağlamaları boştu.Yuu bunu kabul etmezse,Fujisaki’nin başka yollar deneyeceğini biliyordu.
O Yuu’yu alana kadar durmayacaktı.
Bu yüzden Yuu onunla bir anlaşma yaptı.
Fujisaki onu eve bırakmadan önce,Yuu’nun tek bir şartı vardı.
“Dediklerine uymamı istiyorsan Mika’nın etrafında dolaşmayacaksın.Onun saçının teline bile zarar vermeyeceksin.Ona dokunduğun an,bu işi bitiririm.”
“Söz veriyorum Yuu!”
〰️〰️〰️〰️
Fujisaki onu sıkıştırıp durmasaydı,başına bu belayı açmamış olsaydı Yuu bir şekilde başka bir çözüm yolu düşünebilirdi.
Ancak başka bir yolu var mıydı?
Mika’yı korumanın başka bir yolu gerçekten var mıydı?
Sanmıyordu.
Hangi yolu seçerse seçsin,Mika’nın güvenliğinin hiçbir garantisi yoktu.Her an her şeyi yapabilirdi.En güvenli yol onu dinlemekti ve Yuu bunu yapmak zorundaydı.
Peki şimdi ne yapacaklardı?
Mika’yla aynı evde yaşayan iki yabancı gibi mi olacaklardı?
Mika’nın onun için özenle hazırlamış olduğu masaya çevirdi gözlerini.
Artık Mika benden nefret ediyor..
Bu düşünceyle Yuu’nun kalbine bir ağırlık çöktü.
Aniden ellerinde titreyen arama sesiyle kendine geldi Yuu ve hemen telefona baktı. Ancak gelen arama Mika’dan değildi.Fujisaki’nin aradığını gören Yuu telefonu istemeye istemeye açtı ve kulağına götürüp sessizce bekledi.
“Tebrik ederim Yuu!Ondan ayrılacağını biliyordum!”
“Sen beni mi izliyorsun?”
“Belki…”
“Beni takip etmeyi bırak artık.”
“Mika’dan ayrıldığına göre çok mutlu olmalısın!Bunun için bir kutlama yapmalıyız,sen ne dersin?Karaokeye gidelim mi?Evde de kutlayabiliriz!”
“Saçma sapan konuşma!Beni buna sen zorladın!”
Yuu zaten kötü bir haldeydi ve Fujisaki’nin böyle konuşması onu daha da sinirlendiriyordu.
“Hey,iftira atman hiç hoş değil Yuu!”
Yuu bir süre sessiz kaldı.Gözünden bir damla yaş düşerken sessizce mırıldandı.
“..Neden ben?Bunu bana neden yapıyorsun.?”
“Neden mi?”
Fujisaki birkaç saniye sessiz kaldı.
“Çünkü seni seviyorum.”
Fujisaki gülerek devam etti.
“Ondan daha iyi olduğumu göreceksin.”
“Görebildiğim tek şey senin iğrenç karakterin.”
Yuu iğneleyici bir ses tonuyla konuştu.
“Senden nefret ediyorum.”
Fujisaki’nin yüzüne kapattı Yuu.Sinirli bir şekilde telefonu koltuğa fırlattı.Ardından dizlerini kendine çekti ve gözyaşları içinde titreyerek kafasını eğdi.
Seni kırmak zorunda kaldığım için beni affet Mika.
Ondan kurtulmak için her şeyi yapacağım,söz veriyorum..
🍁 🍁 🍁 🍁 🍁 🍁