Alde Lotus - Bölüm 2
Aradan yıllar geçmişti.Yuu ve Mika çoktan liseli olmuşlardı.Ve yeni bir dönemin ilk sabahı,okula gitmek için hazırlanıyorlardı.
Lise sona geçen ve 18 yaşında olan Mika ve Yuu,yıllardır değişmeyen ruh halleriyle uğraşıyorlardı.
Yuu Mika’ya aşık olmanın önüne geçememişti.
Mika ise akıp giden bu uzun yıllar içerisinde,Yuu’ya olan karmaşık duygularını henüz anlamlandıramamıştı.
Aşıktı,fakat duygularını kabullenip aşk olarak nitelendirmeye korkuyordu.
“Mika,kalk artık!Kahvaltı hazır!”
Bu,Yuu’nun Mika’yı belki de 10. çağırışıydı.
“Tanrım..Okulun daha ilk gününden geç kalacağız!”
Yuu hızla Mika’nın odasına girdi ve sinirle başında dikildi.Yuu kahvaltıyı bile hazırlamışken o hala uyuyordu.
“Mika kalksana!Senin yüzünden geç kalacağız!Daha duş bile almamışsın!”
Mika onun tarafına dönünce,Yuu aniden duruldu.Mika’nın yüzüne baktı ve siniri bir anda soluverdi.Güzel yüzünü görünce gülümsemeden edemedi.
Ona her baktığında içi ısınıyordu.
Mika’ya olan hislerini yıllardan beridir bastırıyordu.
İçinde yaşamak zor geliyordu,ama alışmıştı artık.
“Mika hemen kalkıp duş almazsan seni beklemeden gideceğim.”
Mika’nın boğuk sesi geldi yorganın altından.
“Hmmm..Duş almak istemiyorum..”
“Okulun ilk günü duş almadan gidemezsin.”
“Öyleyse beni sen yıka.”
Yuu’nun yanakları kızardı.Mika’nın böyle şakalarına hala alışamamıştı.
Mika tek gözünü açıp Yuu’ya baktı ve eliyle yüzünü kavradı.
“Şaka yaptım.Kızarmana gerek yok.”
Mika ona gülümseyince,Yuu daha da panikledi.
“K-kızarmadım ben!Şaka olduğunu biliyordum!!”
Yuu tedirginlik ve utanç içinde geri çekilirken,Mika ona bakıp gülümsedi ve yavaşça yerinden doğruldu.
“Her neyse.Kısa bir duş alıp geliyorum.”
Yuu onu onaylayarak odadan çıktı ve mutfağa inerek kahvaltı için hazırladığı krepleri çıkartıp masayı kurmaya başladı.
Ancak aradan baya zaman geçmesine rağmen Mika gelmedi ve Yuu sinirle Mika’nın odasına çıktı.
Öfkeyle kapıyı açtı.
“Mika!Törenin başlamasına 1 saatten az kaldı!Tanrı aşkına ne yapıyorsun?!Sadece bir duş alacakt-”
Yuu,Mika’nın üzerinde sadece belindeki kısa havluyu görünce şok geçirdi.Panik ve utanç içinde yüzünü kapattı.
“B-ben özür dilerim!!”
Yuu çıkmak için geri adım attı ve aceleyle kapıyı açtı.
Ancak Mika Yuu’nun kapı kolundaki elini tuttu ve kapıyı kapattı.Ardından Yuu’yu kapıyla kendisi arasına aldı.
“H-h-hey.!”
“Gitmene izin vermiyorum.”
Mika Yuu’nun kızarmış yüzüne bakarken,gülümseyerek eliyle yanağını kavradı.
“Sürekli odama çat kapı girmeyi çok seviyorsun herhalde Yuu-chan?”
Yuu kıpkırmızı olmuş bir şekilde gözlerini kaçırdı.
“B-ben özür dilerim..S-sadece törene az kaldı,b-bu yüzden..”
“Özrünü kabul etmiyorum.”
Yuu iyice gerilirken,ona yaklaşmış olan Mika’yı uzaklaştırmaya çalıştı.
“M-Mika..Üzerine bir şeyler giyebilir misin..?Belki de öyle konuşabiliriz..”
“Ah,yoksa üzerimde bir şeyin olmaması seni tahrik mi ediyor Yuu-chan.?”
Yuu bu sözlerle ona şok olmuş bir şekilde baktı ve kıpkırmızı olmuş yanakları alev alev yanmaya başladı.
Yuu utançla kafasını yana çevirirken,Mika parmağını Yuu’nun dudaklarına götürdü.
“Yuu-chan.Kendini neden sıkıyorsun?Karnın mı ağrıyor yoksa?”
Ne olduğunu Mika çok iyi biliyordu.Ancak Yuu’yla uğraşmak hoşuna gidiyordu.
Sinsi gülüşüyle elini Yuu’nun gömleğinden aşağı indirdi.
“Ah?Elim bir şeye çarptı galiba.Sanırım ne olduğunu anlamak için biraz dokunmam gerekecek.”
Mika’nın parmağı Yuu’nun bacağında gezinirken,Yuu korkuyla gözlerini kapadı.
“H-hey..M-Mika..!”
“Hala ne olduğunu anlayamadım.Belki de daha dikkatli bakmalıyımdır.”
Mika’nın işaret parmağı Yuu’nun kemerine gelince,Yuu bir anda Mika’nın ellerinden kurtulup yana kaçtı.
“Ş-ş-şey..Okul..Okul var..!Oraya gitmeliyiz…Evet evet!
Epey geç kaldık zaten.!Hadi okula gidelim.!!”
Mika ona sinsi bir gülüşle bakarken,Yuu kıpkırmızı olmuş yüzünü kapatmaya çalışarak utançla çıktı odadan.
Mika’yı arkasında bırakarak hızla kendi odasına gitti.Kapıyı kapattı ve oraya yaslanarak ellerini vücuduna sardı.
Tanrım..
O benimle hep dalga geçiyor!Bunu neden yapıyor..?
Böyle bir şeyi istemesine imkan yok.!
Sadece beni sinir etmek için yaptığına ve gözümü korkutmaya çalıştığına yemin edebilirim!
Yuu kendini sakinleştirmeye çalışırken,Mika’nın aşağı kata indiğini ve kendi kendine ıslık çaldığını duydu.Onun sesini duymasıyla hafifçe gülümserken,ellerini yanaklarına vurdu ve derin bir nefes aldı.
Pekala!Benimle dalga geçmesi ne kadar sinir bozucu olsa da her zaman yaptığı bir şeydi ve şimdi takılmamın hiçbir anlamı yok.
O hep böyleydi ve bu yaptığında bir anlam aramam çok saçma olacak.
Sadece oraya git ve hiçbir şey olmamış gibi davran.
O zaten her zaman yaptığı gibi umursamaz davranacak ve sen de ona eşlik edeceksin.
Evet.Böylesi ikiniz için de daha iyi.
Yuu boğazını temizledi ve verdiği karara kendini hazırladı. Aynadan son kez kendine baktı ve derin bir nefes verip adımlarını mutfağa yönlendirdi.
🍂🍂🍂🍂
Okulda sıradan bir öğle vaktiydi.
Mika sırasında otururken,sinirli bir şekilde parmaklarıyla ritim tutuyordu.
Önceki okulunda Yuu bir dakika bile dibinden ayrılmazken, şimdi saatlerdir ortada yoktu.
Benim peşimde dolaşması gerekirken hangi cehennemde bu çocuk?!
Mika düşüncelere dalmışken arkadan bir el dokundu.Bu,en yakın arkadaşı Ferid’di.
“Sorun ne Mika?Bir şeyler canını sıkmış gibi.”
Ferid,elini çenesine koyup ona baktı.
“Yeni döneme henüz alışamadın mı yoksa?Bizimle olmak hoşuna gider sanıyordum.”
“Ondan değil..”
Mika’nın huysuz tavırları karşısında,Ferid ona merakla baktı.
“Üvey kardeşin nerede?”
“Ona üvey kardeş deme.”
“Ahahah.Erkek arkadaşın demem daha mı hoşuna giderdi yoksa?”
“Kapa çeneni Ferid.Eşcinsel olmadığımı biliyorsun.”
Ferid Mika’nın bu söylediğine içten bir kahkaha atarken, Mika ona yüzünü buruşturarak baktı.
“Ama siz ikiniz hep birliktesiniz ve çok yakınsınız.Aranızda hep bir şeylerin olduğunu düşünmüştüm.”
Mika ona sinirle bakarken,Ferid düşünür gibi yaptı.
“Şöyle bir düşününce,Yuu’nun arkadaş edinmesine sürekli engel olduğun için hep yanındaydı.Çünkü onu kıskanıyordun,değil mi?Küçük Yuu-chan’ını başkalarıyla paylaşmak hoşuna gitmiyor değil mi??”
Ferid’in alaycı tavırlarına Mika gözlerini devirdi ve sinirle baktı ona.
“Kapa çeneni dedim.Aramızda bir şey olduğu yok.O fazla saf ve ben onunla sadece eğleniyorum.”
Mika’nın bu sözleri üzerine Ferid şaşkın bir şekilde baktı ona.Ardından dalgayla karışık bir şekilde kızdı.
“Mika çok kötü kalplisin.Sevimli Yuu-chan’ının duygularıyla oynamamalısın.”
“Onun ne düşündüğünü umursamıyorum.Ayrıca onun duygularıyla oynadığımı düşünmüyorum çünkü bana karşı duyguları yok.”
Mika’nın söylediği şeylerle,Ferid kaşlarını kaldırdı.
“Gerçekten mi?Yuu’nun senden hoşlanmadığını mı düşünüyorsun?”
Mika bir an durup düşündü.
Olabilir miydi?
Hayır hayır,olamazdı.
Olsa bile,onunla ilgilenmeyecekti.
Romantik bir ilişki,hele de eşcinsellik içeren bir ilişki ona göre değildi.O sadece eğlencesine bakıyordu.
“B-ben..”
Mika kelimelerini toparlayamadı.Aniden ateş bastığını hissetti ve hızla ayağa kalktı.
“Gidip biraz hava alacağım.”
Mika’nın arkasından bakan Ferid,alay edercesine bağırdı ona.
“Ahh!Sevimli prensesini merak ettin ve onu aramaya çıkıyorsun demek..İşte bu çok sevimli!!”
Mika gözden kaybolunca,Ferid kendi kendine güldü.
Sanırım ben de Crowley’i ziyaret etsem iyi olacak..
Ferid oturduğu yerden kalktı ve sakin adımlarla sınıftan çıktı.
🍂🍂🍂🍂
Mika,Yuu’nun sınıfına,bahçeye,kantine ve bütün katlara bakmış,ancak Yuu’yu bir türlü bulamamıştı.
Sinirle arkasındaki çardağa yaslandı ve derin bir nefes verdi.
Nerede bu çocuk böyle?!
Eve mi gitti yoksa?
En azından bana haber vermesi gerekmez miydi?!
Mika gözlerini çatıya dikti.
Bakmadığı tek yerin orası olduğunu fark etti.Oraya da göz atmak için çatıya çıkmaya karar verdi.
Mika hızla okulun içine girdi ve merdivenleri çıkmaya başladı.Çatıya geldiğinde nefes nefese kalmıştı.Nefesini kontrol etmeyi başardı ve kapıya yöneldi.
Ancak kapıyı açmadan,bazı sesler duydu.
Doğru mu tahmin ettim yoksa?
Yuu burada mı?
Mika kapının aralığından bakmaya karar verdi.
Yuu-chan–
Mika gördüğü görüntüyle donakaldı.
Evet,Yuu oradaydı.
Ancak Yuu’nun yanında sarışın bir kız vardı.
Mika kızı inceledi.
İki yandan toplanmış olan sarı saçları vardı.Gözleri oldukça büyük ve rengi mordu.
Mika sinirle yumruğunu sıktı.Aniden kızın Yuu’ya uzattığı mektubu görünce şaşkına dönerken,sinir ve geçirdiği şokla izlemeye devam etti.
Yuu elini kızın omzuna koydu ve hafifçe güldü.
Yuu’nun samimi tavırları ve gülen yüzü Mika’yı iyice sinirlendirirken,kalbine bir ağırlık çöktüğünü hissetti.
Bu da nesi?
Okulun ilk gününden bir aşk itirafı mı…?!
Mika sinirle kapıyı çarptı ve oradan hızla ayrıldı.
Tamamen saçmalık!
Yuu’yu mu kıskanıyorum?!
Hayır hayır..
Bu sadece çok aptalca.!
O aptalın ve o kızın ne halt edeceği beni zerre kadar ilgilendirmiyor!
Mika sinirle merdivenlerden inerken erkekler tuvaletine daldı.Kabinlerden birine girdi ve kapıyı kapattı.Elini kalbine koydu yavaşça.
Bu olamaz…
Yuu’nun şu zamana kadar bir tane bile kız arkadaşı olmadı ve şimdi hiç tanımadığı birine nasıl bu kadar samimi davranabiliyor?!
Cidden…O çok aptal!!
Mika’nın ağırlaşan kalbi,nefes almasını güçleştirdi.
Sakinleşmeye çalışırken hızla atan kalbine anlam veremedi.
Ve ben de çok aptalım…
🍂🍂🍂🍂
Mika,birinin onu sarsmasıyla kafasını sıradan kaldırdı.
Uyuya mı kaldım?
Eh,şaşılacak bir şey değil.
Etrafına bakarken,dağılmış ve önüne gelmiş sarı saçlarını arkaya attı.Kendisini uyandıran Ferid’e sinirle baktı.
“Ne istiyorsun Ferid?”
“Yuu buraya geldi.”
Yuu’nun adını duyan Mika,yerinde rahatsızca kıpırdandı.O kıza ne söylediğini merak etti birden.
“Ee?Neden gelmiş?”
“Seni görmeye geldi,ancak sen uyuyordun.O da seni uyandırmak istemediği için gitti.Seninle konuşmak istediği bir konu varmış.”
Mika gözlerini devirdi.
Nihayet benim varlığımı hatırlayabilmiş mi?
Sessizce mırıldandı Mika.
“Konuşmak istemiyorum..”
“Aranızda kötü bir şey mi oldu?”
“Hayır,sadece…”
Mika saçlarını karıştırırken,Ferid ona merakla baktı.
“Belki de yeni kız arkadaşıyla konuşabilir o konuyu.”
Mika’nın bu sözü üzerine,Ferid bir çığlık kopardı.
“Tanrım,ne?!!Kız arkadaş mı?!İlk günden kız arkadaş mı edindi!?”
Mika sessiz kalıp kafasını sıraya gömdü.
Mika’nın hoşnutsuz tavırları üzerine,Ferid şaşkınlığını bir kenara bıraktı ve boğazını temizledi.
“A-ah,evet..Sanırım bu seni rahatsız ediyor.”
“Beni rahatsız etmesinin imkanı yok.”
Ferid,bu yalana içten bir kahkaha attı.
“Ahahahaha!Derslerde uyuman çok görülen bir şey değil Mika,gerçekten rahatsız etmediğine emin misin?”
“Evet.Rahat bırak beni.”
Ferid ona doğru eğildi ve konuştu.
“Yuu çıkışta seni kendi sınıfında bekleyeceğini söyledi.”
“Ah,demek kız arkadaşıyla birlikte dönmüyor.”
Ferid Mika’nın koluna vurdu ve güldü ona.
“Mika!Küçük bir çocuk gibisin!”
Mika Ferid’e sinirle bakarken,daha fazla onunla uğraşmak istemediğini fark etti ve gözlerini devirip tekrar uyumakla yetindi.
🍂🍂🍂🍂
Okul çıkışı Mika,Yuu’nun sınıfının kapısının önüne geldi.Yuu’nun çantasını toparlamasını izledi.
“Hey.”
Yuu gelen sesle birlikte kafasını kaldırıp ona baktı.
“Ah,Mika.Hoş geldin!”
“Her zamanki gibi yavaşsın.Tüm sınıf senden önce çıkmış.”
“Seni beklediğim için yavaş toparlandım!Ayrıca yavaş diyene bakın!Bu sabah kimin yavaş olduğunu gördük!”
Yuu bir anda sabahki olay aklına gelince kızardı.
“A-ah..Yani şey…!”
Mika’nın bakışlarına aldırmadan,hemen kendini toparlayıp çantasını aldı.
“H-her neyse..Hadi gidelim!”
“Bekle.”
Mika Yuu’nun kolunu tuttu.Yuu şaşkınca Mika’ya baktı.
“Bir sorun mu var?”
“Bugün yanıma gelmişsin.Benimle konuşmak istediğin bir şey varmış.”
Yuu sabahki olayı hatırlayınca onu onayladı.
“Ah,evet..Ama acelesi yok.Eve gidince konuşabiliriz.”
“Hayır olmaz.Burada konuşalım.”
Mika,Yuu’nun o kıza ne dediğini fazlasıyla merak ediyordu ve eve gidene kadar bekleyemezdi.
Yuu Mika’ya baktı.Kolunu çekip sıraya dayandı.
“Pekala,bugün aynı sınıfta olduğum bir kız bana aşkını itiraf etti.”
“Ve sende..?”
Mika dudağını ısırdı.Vereceği cevap onu korkutuyordu.
Umarım reddetmişsindir..
Umarım reddetmişsindir..
Reddettim de hadi..!
Yuu elini siyah saçlarına götürdü ve karıştırdı tedirgin bir şekilde.
“Aslına bakarsan epey şaşkındım ve nasıl cevap vereceğimi bilemedim.Ben de kararsız olduğumu,bu yüzden sakıncası yoksa yarına kadar beklemesi gerektiğini söyledim.”
Bu cevap Mika’yı şaşırtırken,içten içe sinirlendi.
Beklemek mi?
Gerçekten mi?
Neden sadece reddetmedin ki?
Reddedebilirdin ve bir daha konuşmak zorunda kalmazdın..
“Açıkçası ne yapmam gerektiğini bilmiyorum,bu yüzden fikrini almak istedim Mika!”
Yuu hafifçe güldü.Ancak Mika ona cevap vermedi.
“Mika?”
Mika bir hışımla Yuu’nun kolundan tutup çekince,Yuu aniden kendini sıranın üstünde buldu.
“M-Mika..?!!”
Mika Yuu’nun ellerini başının üzerinde sabitleyince,Yuu seslice yutkundu.Üzerinde ona bakan Mika’ya gözlerini çevirirken utanç ve şaşkınlıkla söylendi.
“M-Mika..Sen ne–!!”
Yuu’nun sözleri,Mika’nın dudaklarını dudaklarına bastırmasıyla kesildi.
Yuu kocaman açılmış gözleriyle şok geçirmişcesine ona bakarken,Mika dilini içeri ittirdi.
F-F-Fransız Öpücüğü?!!!
Yuu bu hamleyle gözlerini sıkıca kapatırken,Mika dilini diliyle doladı.Yuu’nun karşılık vermemesi sinirini bozarken,alt dudağını ısırdı hafifçe.
Yuu nefes nefese kalmış bir şekilde karşılık vermeye çalıştı.
Bu kadar iyi öpüşmesini nereden biliyor?!!
B-bu bizim ilk öpüşmemiz!!
Yuu nefesini kontrol edemezken Mika yavaşça geri çekildi.
Kısık gözleriyle Yuu’ya bakarken,Yuu utanç içerisinde ona baktı.
Mika bir şey demeden onun üstünden kalkarken,Yuu şokun etkisinde kalmış bir şekilde mırıldandı.
“M-Mika..B-biz..–”
“O kıza istediğin cevabı verebilirsin.”
Mika’nın umursamaz tavrı Yuu’yu iyice şaşırtırken,Mika
çantasını aldı ve Yuu’yu arkasında bırakarak sessizce sınıftan çıktı.
Ona kızın teklifini kabul etme diyemedi.
Hakkı olmadığını düşündü ve duygularını söylemekten çekindi.Onun yerine düşüncesini harekete geçirme kararı aldı.Yuu’nun ne düşüneceğini umursamadı.
Umarım Yuu aptalca bir karar verip kızın teklifini kabul etmez..
Bunun sevgisel kıskançlık mı yoksa her zamanki gibi bir dalga konusu mu olduğunu çözemedi ve üzerine düşünmek istemedi.
“Sadece eğleniyoruz.”
Bu sözün ardına sığınmayı seçti kendi içinde.
Yuu Mika’nın arkasından sınıftan çıktı.
Mika önden yürürken,o Mika’nın arkasından karmaşık duygularla bakıyordu.
Mutluydu.Çünkü Mika onu öpmüştü.Ancak bunun altında anlam aramak istemiyordu.Mika’nın karmaşık kişiliğini ve ona olan duygularını yıllardır çözememişti.Onunla dalga geçmek için yaptığını biliyordu.Bu onu üzüyordu.
Yuu’nun aklında tabii ki kızın teklifini kabul etmek gibi bir düşünce yoktu.Sadece Mika’nın düşüncelerini merak etmişti.Ve Mika’nın böyle bir hamle yapması duygularını ciddi anlamda karıştırmıştı.Ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.
Ama bir şeyden net emin oldu.Onun kalbinde yıllardır biri vardı.
Kalbi Mika için atarken,nasıl bir başkasını sevebilirdi ki zaten.?
🍁🍁🍁🍁 🍁 🍁